Octavo Partem

270 36 134
                                    

Yn: Bolca yorum atmayı unutmayın lütfen, çok çabuk yazmaktan vazgeçecek moddayım
:(

&

Vaktin geldiğini haber eden çanlar çalıyor, kötülüğün habercisi olan kargalar volta atıyor karanlık sokaklarda.

Yarım kalıyor yaşananlar, belki de yaşanamadan sona ermiş olanlar.

Porte yarım, aşk yarım ve en önemlisi sevgili yarım..

Kıpır kıpır aşk besleyen duygularla çizilen resim kana bulanmış, titreyen bedenler yeni bir tuvali resmettiler.

Puslandı tüm evren, beyazlar küstü tüm renklere..

Ve sen bana en başında gülümsediğin gibi, yine gülümseyerek veda ettin.

*

Diğerleriyle beraber yediğimiz akşam yemeğinin üzerinden neredeyse bir hafta geçmiş ve yeniden kendimi çizimlere odaklamaya başlamıştım.

Sergide kullanılacak yirmi beş çizimi çoktan bitirmiştim ancak aklımdaki fikir tohumları yeniden filizlenmeye başlamış ve fırçalar parmaklarımın arasıyla tekrardan buluşmuştu.

Sergi gününe on günden az bir süre kalmıştı ve çocuklara da bu konu hakkında bahsetmemin çoktan vakti gelmişti.

Bir hafta içerisinde sadece birkaç kere dışarıya çıkmış, kimseyle buluşmamıştım.

Annem ve babam dışında insan yüzü gördüğüm söylenemezdi.

Her zamanki gibi Jisung ve Minho Hyung görüntülü arayıp bana laf söyleme seanslarını yapsa da, Chan ve Changbin Hyung da sürekli mesaj atarak, dışarıya çıkmasam bile yanımda gibi hissettiriyorlardı.

Susuzluktan kurumuş dudaklarımı yalayıp taslağını çıkarttığım resme bir göz attım.

Papatyalara uzanan bir el. Papatyaları koparmakla koparmamak arasında kalmış..

Papatyaların kokusunu bir o kadar seven ancak ellerinin arasında tutmak istercesine uzanan bir el.

Koparıldığında kokusu kaybolan papatyanın bu eşsiz özelliğini kaybetmemesini istercesine yaptığı nazik dokunuş..

Beyaz ve kahverengi ile küllenmiş tonların arasında gidip gelen ikili yüzüklerin hemen üzerinde beliren taç yaprakları resmin odak noktası benim diye haykırıyordu.

Birkaç saniye duraksayıp sağ elimin yüzük parmağımdaki ikili Homaika yüzüklerimi birkaç kez çevirdikten sonra, onları resmetmeye devam ettim.

Arka planı full maviyle kapattığımda elimi tekrardan inceleyip son dokunuşları tuvale aktarıyordum.

Dinlenmek için koltukta geriye doğru uzandığımda saatin epey bir ilerlediğini fark etmiştim.

Sağ tarafta kalan masamın üzerine elimi uzatıp bardağa uzandığımda, boş bardakla karşılaşmam yüzümün buruşmasına neden olmuştu.

Birkaç gerinme hareketi yaptıktan sonra bardağı elime alıp mutfağa doğru yol aldım.

Kkami çoktan uyumuş, doğrusu herkes uyumuş ve tek ayakta olan kişi benim olmam dolayısıyla sessizce ilerliyordum.

Dolabı yavaşça aralayıp cam şişeyi ellerimin arasına aldıktan sonra, dolaba geri koymaktan vazgeçip bir elimde şişe bir elimde bardakla odama doğru yeniden yürümeye başladım.

İçeriye adımlamamla telefonumun masanın üzerindeki titreşimi duymam bir olmuştu.

Saat neredeyse üç sularındaydı ve genelde Chan Hyung dışında herkes uyuyor olurdu.

Ludus Proditionis °hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin