Kim bu çocuk?"
"Bu küçük Bella. Yüzyıllar öncesinde yaşamış küçük bir bebek. Annesi insanlara korku salan Attila'nın kızı; babası çökmek üzere olan bir devleti şahlandıran Theador. Onların aşklarının meyvesi olan Bella ülkenin en parlak ama bir o kadar da tehlikeli zamanında dünyaya geldi. Etraf casuslar, suikastçılar kaynamaktaydı. Fakat bir casus vardı ki en tehlikeli en kurnazıydı içlerinde. Kendisi kimseye güvenmeyen Kral Theador'un sadık(!) dostuydu. Theador'dan öğrendiği tüm gizli adımları komşu ülkenin kralı Neo'ya iletirdi. Ama o gün her şey öğrenildi. Tüm sırlar açığa çıktı. Ortada ne dostluk kaldı ne de başka bir şey...
Casus koştu...koştu...Düşman topraklara canını zor attı. Hemen ülkenin kralı Neo'nun karşısına çıktı.
'Anlat!Ne oldu?'
'Kral, kızını güçlü bir kraliçe olabilmesi için eğitiyordu. Akılalmaz hileler, türlü türlü taktikler öğretiyordu. Bu kız konuşmayı bile öğrenmeden şifreli notlar yazmaya başladı. Çok kurnaz ve zeki bir çocuk. Ordunun en iyi askerleri ile yaptığı düelloları hep kazanıyordu. Ama düşündüğümden daha iyi çıktı. Beni öğrendi... odama gizlice pusu kurdu. Size not yazarken yakaladı. Askerleri çağıracağı sırada susturmaya çalıştım ama -elimle ağzını ve burnunu kapatarak- kazayla ölmesine neden oldum.'
Bu sırada Kral Theador kızının öldürüldüğünü öğrenmişti bile. O gün sabaha kadar odasından çıkmamış. Sabah olduğunda hızlıca odasından çıktı ve yüz kişilik bir ekip oluşturulmasını emretmiş. O ekibe şehirde ne kadar hırka, palto, battaniye varsa verilmesini istedi. Eşi de kızı için kızın tabut hazırlattı. İçine de kızının en sevdiği elbisesini koydu. O gün, o yüz kişi Bella'yı dağın zirvesindeki mağaraya götürmek için yola çıkmıştı. Kimse onların gelmeyeceğini biliyordu ancak Kral Theador bunu umursamıyordu. Çünkü onun için mühim olan kızının o mağaraya sağ salim ulaşmasıydı. Fakat Kral Theador bunu asla öğrenemedi. Yıllar yıllar geçti, kral öldü; yüzyıllar geçti, devlet yıkılıp yeni imparatorluklar kuruldu ama kimse -kızın mezarını bulmak isteyen hiçbir kâşif- bu mezara ulaşamadı. Ama biz içinde bulunduğumuz bu teknoloji çağında bu kızı bulduk. Evet, bunu başardık!"
Bu sırada slaytın bitmesiyle ışıklar açıldı. İki görevli toplantı salonunun önüne üzeri örtüyle kapatılmış dikdörtgen bir şey getirdi. Tüm konsey üyeleri merakla kendi aralarında konuşup bu dikdörtgen şeye bakıyorlardı."Bayanlar ve baylar, işte karşınızda Küçük Bella! Vücudu buz tuttuğundan hâlâ tek parça."
Kahvesini yudumlarken, konsey kendi arasında tartışmaya başladı. Bazıları bir diğerinin kulağına fısıldıyor bazıları da notlar alıyordu. Profesör Matt Başarılı bir sunum yapmış olacak ki bazıları beğendikleri ifade edercesine Bella'nın donmuş bedenine bakıyordu. İçlerinden Amerika'nın temsilcisi konuşmaya başladı.
"Profesör Matt, sanırım siz bu kızı 'Klonlama Projesi' için kullanmak istiyorsunuz. Fakat neden bu kız?"
"Siz de iyi biliyorsunuz Attila'nın kızı ve Kral Theador güçlü kimselerdi, gerçekten güçlü kişilerdi... Bu iki kişinin çocuğunu klonlamak sizce de harika bir fikir değil mi? Bu kızı güçlü bir diktatör yapmak hiç zor olmayacaktır çünkü kanında var. Biz bu kızın 'Klonlama Projesi' için kullanılmasını istiyoruz. Elbette sonra karar sizin. Kabul edenler?"
Amerika Temsilcisi, profesör konuşmasını bitirdikten sonra ayağa kalktı.
" Ben ülkem adına projede Bella'nın kullanılmasını kabul ediyorum."
Amerikan Temsilci elini kaldırdı. Kendisi elini kaldırdıktan sonra tüm konsey üyeleri elini kaldırmaya başladı. Proje kabul edildikten sonra toplantı bitti ve herkes yavaş yavaş dağılmaya başladı. Amerika'nın temsilcisi Profesör Matt'in yanına geldi.
"Başarılı bir sunum yaptığınız için tebrik ederim Matt."
"Sağ olum efendim."
"Biliyorsunuz "Klonlama Projesi" gizli kalmalı çünkü bir çok devlet insan klonlamasına sıcak bakmıyor. Ve bu yüzden şimdilik kimsenin haberi olmayacak. Ayrıca projenin başına geçirdiğimiz kişi..."
"Profesör Scarlett."
"Evet...evet Scarlett! İşte o kadın da projenin gerçek amacını bilmemeli. O kadın hayatını 'Tüm insanlık' için harcamaya ant içmiş biri. Ve bu düşünce bizim işimize engel olur."
"Siz hiç merak etmeyin efendim."
"Sana güveniyoruz..."Amerika'nın temsilcisi toplantı salonundan ayrıldı ve Matt yalnız kaldı. O da hızlıca notlarını toplayıp evine gitti...
Eve girdiğinde ev telefonu çalıyordu. Arayan Scarlett'ti.
"Efendim Scarlett."
"Profesör Matt, Bella'yı kullanmamıza izim verdiler mi?"
"Evet, Scarlett. Çalışmalara başlayabilirsiniz."
"Bu harika yarın laboratuvarda görüşürüz."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çöküş Çağı
Ciencia FicciónYeni Dünya Düzeni! Tek devlet, tek millet, tek tarih ilahi olmayan tek din... Büyük güçlerin amacını gerçekleştirmesi için güçlü bir diktatöre ihtiyaçları var. Tüm dünyayı altüst edecek bir güce... (Kitabı taslak olarak yayınlıyorum. Yani henüz düze...