Yeni Evim (Bu İkinci Bölüm)

106 5 2
                                    

Yavaş yavaş kendime gelirken gözlerimi açmaya başladım. Beyaz büyük bir odada yine odayla aynı renk serilmiş nevresimlerle karşılaştım. Aman Allahım bu nasıl bir oda böyle. Sağ tarafımda boydan boya cam vardı. Camın arkadasından evin bahçesini onun ardında ise uçsuz bucaksız kapkara bir orman görüyordum. Tam karşımda kocaman bir kurt tablosu vardı. Galiba yağlı boyayla yapılmıştı. Oldukça korkunç görünüyordu. Resimden biraz anlarım. En büyük hobileri sen biridir. Ancak hiçbir zaman yeterli param olmadı resim için. Hep babamın başımıza açtığı dertlere gitti paralar.

Sol tarafımda ise kocam bir dolap duruyordu. Dolabın kapakların aynalıydı. Kendimi görünce bir an korktum. Çok kötü görünüyodum. Güzel saçlarım darmadağın olmuştu. Resmen keçe gibiydiler. Sanırım buraya getirilirken kafama bişey takmışlar. Gözlerim ise kıpkırmızı olmuştu.

İyice doğrulduğumda baş ucumdaki komidinde bir kurt biblosu gördüm. Bu evin sahibi kurtlara takmış sanırım. Manyak gibi bir şey. Ben böyle etrafı incelerken bir anda kapının sesiyle bir anda irkildim. Gelen pamuk yüzlü resmen nurlanmış minnoş bir teyzeydi. Odanın vahşiliğiyle tezat içerisindeydi. Korkar gözlerle ona baktım. Bana doğru yaklaştı ve konuşmaya başladı.

-Günaydın yavrum. Ben Makbule Hanım. Bu evin 17 yıllık hizmetlisiyim. Yemek yapar ortalığı toplarım. Sanırım sende bana yardım için gelen o kızsın. Seni uyandırmamı istediler.
+B-ben tuvalete gitmek istiyorum. Çok sıkıştım.

Teyze bir an donakaldı. Anlamamış gözlerle bana bakarak eliyle işaret yaptı. Ayağıya kalkıp onu takip ettim. Koridorun sonunda durduk ve bana kapıyı açtı. Seni odanda bekliyorum diyerek arkasını döndü ve yavaş adımlarla uzaklaştı.

Banyoyu görünce ağzım açık kaldı resmen. Burası benim evimdeki odamdan neredeyse üç kat büyüktü. Bir duşakabin ve yanında kocaman bir küvet vardı. Siyah mermerden yapılmıştı her şey. Lavabonun yanında bir kurt biblosu daha gördüm. O neydi öyle. O lavabo altın kaplama mıydı ? Nereye düşmüştüm ben böyle.

İşimi halledip yüzümüde yıkadıktan sonra banyodan çıktım. Koridor boyunca iki tarafta da kurt tabloları vardı. Nasıl bir yer burası böyle diye düşündüm. İçimi büyük bir korku kapladı.

Kendi odamın önüne geldim. Makbule Hanım valizlerimi boşaltıyordu. Hemen içeri girdim ve ben hallederim bırakın lütfen dedim. Makbule Hanım mahçup bir şekilde geri çekildi.

-Özür dilerim kızım ben yardım etmek istemiştim.
+Yanlış anladınız ben yorulmayın diye dedim.
-Ah düşünceli kızım benim. Gelde sana evi gezdireyim. Ne işler yapacaksın, nerede ne var, nerelere girmemen lazım öğren.
+Tabiki ama önce üstümü değiştirebilir miyim ? Dün işten gelir gelmez buraya getirildim. Temiz bir şeyler giymek istiyorum.
-Ben seni aşağıda bekleyeyim o zaman. Merdivenlerden inince sola dön. İkinci kapı mutfak orada olurum.

Tamam anlamında kafamı salladım. Yavaş adımlarla odadan çıkışını izledim ve işte odada yine yalnızdım. İçimde büyük bir korku ve merak vardı. Burda kalamazdım. Bana göre bir yer değildi. Annemin yanında olmalıydım. Önce etrafı göreyim sonra plan yaparım diye düşündüm.

Valizimin çoğu yerleştirilmişti neredeyse. Kalan birkaç parça eşyayı katlayıp koydum dolaba. Sadece çeyreği dolmuştu dolabın. Bu büyüklükte bir dolabı dolduracak kadar eşyam hiç olmamıştı bu yaşıma kadar.

Üstümü çıkarttım ve dolaptan yüksek bel siyah kot pantolonumu çıkarttım. Üstüme de yine siyah üstünde powerpuff girls olan tişörtümü aldım. Çoraplarımı da değiştirmem lazımdı. Yine siyah tercih ettim. Çıkartığım kıyafetleri giydim ve makyaj masasına geçip oturdum. Ben öyle makyaj yapmayı seven tiplerden değildim. Hiç sevmezdim abartılı şeyleri. O yüzden dağılmış saçlarımı tarayıp küçük bir topuz yaptıktan sonra dudağıma bir parlatıcı sürmekle yetindim. Bence olmuştu. Zaten istemediğim bir yerde olmak için süslenmek zorunda değildim.

Telefonumu arka cebime koyarak odadan çıktım ve aşağıya indim. Makbule Hanım'ın söylediği gibi sola döndüm. Ancak dönmeden önce etrafa şöyle bir göz attım. Etraf hep koyu tonlarda döşenmişti. Çok güzel ve asil duruyordu. Hep böyle bir ev hayal etmiştim ama anca çalışan olabilirdim böyle bir yerde.

Mutfağa girdim. Makbule Hanım pilav yapıyordu. Bir süre sessizce onu izledim. Kısa boylu tombul bir kadındı. Arkadan bağladığı yazması tombul yanaklarını ortaya çıkarmıştı. Yaşının vermiş olduğu yorgunlukla hafif kambur duruyordu. Boğazımı temizleyerek orada olduğumu belli etmek istedim.

-Ihı ıhı
+Ahh geldi mi güzel kızım. Geç otur. Sana neler yapacağını anlatayım.
-Yardım etseydim size.
+Yok yok ben bitirdim bile.

Kısa bir sessizlik oldu. Makbule Hanım yavaş yavaş yanıma geldi ve bir bardak su doldurdu kendine. Oturup içti ve bana döndü güler bir yüzle.

-Kızım ben bu evde uzun süredir çalışıyorum. Ama artık yaşlandım. Bana yardım edecek biri gerekiyordu. Aslan beyden rica ettim ve sen geldin.

Demek patronumun adı Aslandı. Nasıl biriydi acaba bu Aslan Bey.

-Aslan beyin bir yeğeni var. Eflin. Çok şeker bir kızdır ancak ailesi önemli bir iş için yurtdışına gittiler. Eflini götürmek zor olacağı için burda bıraktılar. Arada gelir ziyaret ederler. Şimdilik ona sen bakacaksın.
+Neden götürmeleri zor olacaktı ki küçücük kız?
-Ben bilmem böyle şeyleri. Burnumu sokmamayı öğrendim. Sende öğrensen iyi olur. Şimdi akşam yemeği için yardım et.

Mutfak masasında duran tabakları ve çatal bıçak kaşık üçlüsünü alarak salona doğru ilerledim. İki kişilik bir masa kurdum. Bardakları almak için geri döndüm. Makbule hanım salatayı yapmıştı bir elimlede salata kasesini aldım. Salona döndüm. Elimdekileri yerleştirip mutfağa dönecekken dışarıdan gelen bağırışmaları duydum. Neler oluyordu dışarıda. Merakına yenik düşerek kapıya doğru ilerledim.

Kapıyı açtığımda gördüklerimle yerimde kala kaldım. Bir adam bir başka adamı öldüresiye dövüyordu. Adam yalvarıyor ağlıyordu. Dayak yiyen adamın ensesinde kurt dövmesi vardı. Allah aşkına bu kurt neydi böyle. Her yerde karşıma çıkıyordu. Bunu öğrenmeliydim. Ama şu an konumuz bu değildi. Öfkeli adam belinden bir silah çıkardı ve kes sesini diyerek bir el ateş etti. Yerdeki adamın kafasından kan akmaya başladı. Küçük bir çığlık attım. Sesimi duymuş olacak ki sinirli adam silahıyla bana döndü. O anda gözlerimiz birbirini buldu. Simsiyah gözlerinden öfke akıyordu. Şimdi ben ne yapacaktım.

******
Merhaba aşkolarım. Umarım beğeniyorsunuzdur.
Daha ilk yazım olduğu için yanlışlarım olabilir. Kusura bakmayın.
Beğenilerinizi bekliyorum. Öpüldünüz.
Medya Aslanın Evi
🤍🤍😘😘🤍🤍😘😘



AN (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin