Yeni Patronum (Bu Üçüncü Bölüm)

100 5 7
                                    

-Sen kimsin? Ne işin var evimde?

Ne diyeceğimi bilemeden öylece duruyordum. Çok korkmuştum. Gözlerimden birer yaş süzüldü. Kısık bir ses tonuylan

+B-ben ben y-ye-yeni çalış-ş-ş-ş
-Ne geveliyon lan ağazında. Cevap ver bana!! Ne işin var evimde?

Gözyaşlarıma hakim olamıyodum. Bu durum adamı daha da sinirlendirdi. Üzerime yürümeye başladı. Onun her adımında kalbim biraz daha hızlı atıyordu. Kolumdan tuttuğu gibi beni içeri soktu ve sırtımı sertçe duvara çarptı.

-Bişey sordum sana? Ağlamayı kes!!

Bana çok yakındı. Nefesini yüzümde hissediyodum. Erkeksi kokusu burnuma geldi. Çok güzeldi. Neler düşünüyorum ben? Hayatım tehlikede benim aklımdan neler geçiyor?

+Ben yeni çalışanınızım. Sesleri duyup meraklanıp dışarı çıktım.
-Sana meraklanmayı yasaklıyorum. Bu evde fazla merak seni canından eder. Adın ne senin?
+Ben Narin.
-Demek o kız sensin. Geç içeri ve her şeye burnunu sokma.

O an bu adamın Aslan Bey olduğunu anladım. Korkudan başımı öne eğerek tamam aslan bey dedim. Aslan Bey çenemden tutarak kafamı kaldırdı. O ince uzun parmakları buz gibiydi. Tenime deyince içim titredi.

-Benimle konuşurken kafanı eyme. Gözlerimin içine bakacaksın.

Tamam anlamında kafamı salladım ve Makbule Hanım'ın yanına gittim. Kadıncağız beni öyle görünce telaşla yanıma geldi. Bir sandalye çekti ve bana bir bardak su verdi. Ellerim titrediği için bardağı tutamadım ve bardak yere düşüp kırıldı. Aceleyle yerdeki kırıkları toplamaya başladım. O anda bir cam parçası parmağıma girdi. Küçük bir inilti çıktı ağzımdan. Zaten telaşlı olan Makbule Hanım iyice telaşlandı ve pansuman için malzeme getirdi. 

Elimi ellerinin arasına alarak batan cam parçasını çıkardı. Elim çok kanıyodu. Elimi sardı ve ne oldu bilmiyorum ama içeriden yemek bekliyorlar. Yemekleri götür gel öyle konuşuruz dedi. 

Çorba tenceresini elime alarak salona gittim. Aslan Bey masanın başına oturmuş küçük bir kızla konuşuyodu. Allah'ım az önce gözünü kırpmadan adam öldüren Aslan Bey bu muydu ? Resmen aslan gitmiş kedi gelmişti yerine. Sonra başını kaldırıp beni gördü. Başıyla masayı gösterdi o an yemekleri servis etmem gerektiğini hatırladım.

Yavaş adımlarla masaya gittim ve tencereyi kenara koydum. Tam kaseyi almak için uzandığım sırada Aslan Bey bileğimden sertçe tuttu ve elimi kendine çekti.

-Ne oldu?
+Küçük bir kesik sadece. Önemli bir şey değil.
-Dikkat et kendine. Sakar mısın?

Kafamı sallamakla yetindim. Çorbaları kaseye koydum ve tencereyi alıp mutfağa döndüm. 10 dk sonra ana yemeği servis için tekrar salona geçtim. Kaseleri aldım ve yemeği tabaklara koyarken Aslan beyin bakışlarını üzerimde hissettim. Bu durum beni rahatsız etti. Çünkü ondan korkuyordum. Tam gidecekken küçük kız  ben bunu yemek istemiyorum makarna istiyorum dedi. Aslan bey bana dönerek Eflini duydun git ve makarna yap dedi. Kafamı olumlu anlamda salladım ve mutfağa geçtim.

Makarnayı yapmaya başladım. Makarna haşlanırken domates ve soğanları rendeledim. 20 dk sonra makarna hazırdı. İçeri gittim ve çocuğun tabağına makarna koydum. Aslan bey bende istiyorum güzel koktu dedi. Onunda tabağınada makarna koydum ve salondan çıktım. O adamla yan yana durmak istemediğim için her şeyi hızlı yapıyordum.

Kendime de makarna koydum ve yemeye başladım. Tabağımı bitirip makineye yerleştirdiğim anda içeriden bana seslendiler. Tepsiyi alarak salona geçtim. Aslan bey kafasıyla masayı işaret ederek topla dedi ve küçük kızı kucağına alarak salondan çıktı. Hızlı hızlı masayı topladım ve bulaşıkları makineye yerleştirip odama çıkmak üzere merdivenlere yöneldim.

Tam odama geçecekken aralık kapıdan içeri baktım ve Aslan beyin aynadan yansımasını gördüm. Aman Allahım bu erkekse diğerleri neydi? O kaslar gerçek olamazdı. Vücudunda birkaç tane yara izi vardı ve bu onu daha da çekici gösteriyordu. Başını aynaya çevirdiğini fark ettiğim anda hızlı adımlarla odama gittim ve kapıyı sertçe kapattım.

Pijamalarımı almak için dolaba yöneldim. Ayıcıklı pijamalarımı dolaptan aldım. Tam tişörtümü çıkarttığım anda kapım hızla açıldı. Refleksmen kollarımı göğsümde çapraz olarak birleştirdim.

-Ne yaptığınızı sanıyorsunuz? Bir kadının odasına böyle girilir mi?
+Giy üstünü!

Arkasını döndü ve üstümü giymem için zaman tanıdı. Giydikten sonra ona seslendim.

-Buyrun neden gelmiştiniz?
+Bu evde bir çocuk var ve bu saatte uyuyor. Kapıları böyle çarpamazsın. Bir daha uyarmam.
-Tamam kusura bakmayın. Bir daha olmaz.

Beni baştan aşağı süzerek tek kaşını kaldırdı.

-Bu nasıl pijama çocuk musun sen?
+Bunun sizi ilgilendirdiğini düşünmüyorum.

Bana sertçe bakarak odadan çıktı. Tamam patronum olabilirsin ama odama böyle giremezsin saygısız herif. Ona bağırıp çağırmak istedim ama korkumdan bişey yapamadım.

Altımı da değiştirerek yatağa girdim. Yumuşacık yatakta bugün başıma gelenleri düşündüm. Sanki her şeyi çok çabuk kabullenmiştim. Burda bu şartlar altında yaşamam mümkün değildi. Ama kendimi mecbur hissediyodum. Burdan kazandığım parayla anneme daha güzel bir hayat sunup o adamdan kurtarabilirdim. Bir süre katlanıp neler olacağını görmek istiyorum.

Bütün bu olanları düşünürken aklımda Aslan beyin olduğunu fark ettim. Onun o simsiyah gözleri ve uzun kirpikleri gözümün önüne geldi. Çok derin bakan gözleri vardı. Ayrıca o kokusu doğal mıydı? Çünkü daha önce bu kadar güzel bir koku almamıştım. Hele o vücudu neydi öyle. Resmen bir heykel gibiydi.

O an aklımdan neler düşünüyorsun böyle Narin diye geçirdim. O cani bir adamdı kokusu her ne kadar aksini söylesede. Aklımdan çıkarmam lazımdı onu. Başka şeyler düşünmeye çalışırken gözlerim uykuya daha fazla direnemedi.

*******
Selam aşkolar. Bir günde iki bölüüüüm.
Beğenmeniz benim için çok önemli.
Sizleri seviyorum
Birlikte güzel şeyler başaracağız.
Bunlar daha ilk bölümler. Sonradan çok ilginç şeyler olacak.
Lütfen takipte kalın aşkolarım
🤍😘🤍😘🤍😘

AN (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin