HIRSIZ

Bölüm -1- Top Davası

Merhaba gençler ve daima genç hissedenler!

Ben 2 ay önce 'Hırsız'ı size emanet edip kayıplara karışan yazarınız Tuğba. :D :D :D :D
Siz beni ne kadar özlediyseniz, bende sizi bir o kadar daha fazla özledim. :) :) :) <3 <3 <3 -Tabi ki hiç özlememe olasılığınızda var ama konumuz bu değil şuan o.O assdfdfdd :D :D :D :D- Malum Üniversite şartları hocalar vurun kahbeye misali ödev ve vize karışımı daldıkları için aranızza şimdi dönebildim. -_- Velhasıl kelam Hırsız'ın 1. bölümü ile karşınızdayım :O :O :O Umarım beğenirsinizde 2. bölüm biran önce gelir.  :O :O :O  Asddffgg keyifli okumalarrrr :D :D :D

*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*

"Edizzzzz! Kim bu herife bu kadar içirdi ha?" diyen abim yine birilerini pataklayacağa benziyordu.

"Erdinç abi valla biz durdurmaya çalıştık fakat o 'Bana mısın?' demedi." Ahahaha zavallı Sedat!

"Susun la eşşekoğlu eşşekler! Sanki siz çok farklısınız." Ovvv çok sert! Hahaha!

"Ama ab-" Ve abimmmm,

"Sus!" der! Haha! Bugün bir Erdinç Soysal Sus dediğinde... Eeee... Sus dediğinde... Susarlar işte.

Neden oto yoka gülüyorsun diye soracak olursanız eğer, bilmiyorum. Sanırım şu içki dedikleri şey gerçekten tüm kötülüklerin anası. Hatta sadece anası değil, babası, dayısı, amcası, halası falanı filanı işte.

Kararlıydım benim olanı alacaktım o evden! O top ki benim mahalle maçlarında en çok gol yediğim toptu. Tamam harika anılarımız olduğu söylenemezdi fakat özeldi o top. Toptu o çünkü. Erkeğin ata oyuncağı! 

10 yaşında falandım... Yine bir mahalle maçında bir grup saçı örgülü kız bizi izlerken ben yine özveriyle gol yiyordum. Kaledeydim anladığınız üzere. Sedat bir atardı gol olurdu. Hele o Ali'nin attığı penaltı vuruşlarını unutamazdım. Adam bir atardı -tabi o zamanlar çocuktu ehe- top kafamla birlikte kaleye girerdi. Ah eski günler ah... 

Tamamda abi evle ne derdin var, diye soracak olursanız da... Farkettim de sizde baya soru soruyorsunuz. Her neyse. Birgün yine çok masumane bir şekilde maç yaparken bizim Sedat, "La olom adam ol da birgün çık şu kaleden. Amma da korkaksın be." demişti. Bana. Korkaksın. Demişti! Erkek adama korkak denir miydi oğlum! Ne yaptım dersiniz? Çıktım kaleden dedim "Geç lan kaleye." Tabi geçti bu kaleye. Tabi her şey o zaman açıklığa kavuşmuştu. Daha önce topu tutmaktan başka pardon düzeltiyorum, tutmamaktan başka birşey yapmayan bana topa vurmaktan bahsetmişlerdi. Hani gurur meselesi olmasa neyse de karizma bu çizilir mizilirdi mazallah.

Neyse geçtim penaltı bölgesine -hani utanmasam kalenin iki adım önünden vurcam topa- böyle ayağımı falan sallıyorum ki sansınlar ki egzersiz yapıyorum. Alakası yok abi topa nasıl vuruluyordu diye düşünüyordum işte. Ha neyse işte ben böyle bir 5 dakika geçirmişim rahat. Bizim kurtlu Sedat dayanamadı tabi, "Oğlum vurcan mı artık şu topa?" dedi. "Tamam oğlum ayaklarım uyuşmuş onları açıyorum." dedim. Yemedi de yemiş gibi yaptı bu. Baktım bir iki dakika daha geçiyor Sedat köpürüyor falan. Ya Bismillah dedim. Geri gittim şöyle bir 10 adım falan. Sonra abi bir koştum. Böyle Usain Bolt aradı ben koşarken 'Abi benim işi tehlikeye atıyorsun az yavaş koş gözünü seveyim.' falan dedi bu. Acıdım çocuğa topun önüne gelmeye yakın az yavaşladım. Sonra topa bir vurmuşum! Top ağlar- top karşı komşunun penceresinde! Yakışmıştı hani tarz olmuştu. 

Fakat evin reisi abi -mahallenin eski topçusu bide düşünün- böyle düşünmemişti. Topumuzu almış ve o klasik, "Kim attı bu topu lan!" diyerek bağırmıştı. Hani bende en fazla 'Yırtayım mı lan topunuzu!' diyerek tehdit eder sanmıştım. Adam psikopat çıktı. Aldı topu girdi içeri daha da çıkmadı. Millet dağıldı ben hala evin önündeyim tabi. Birkaç saat geçti evin reisi abi camını da taktırdı ama benim top hala yok. Baktım olmuyor aldı topu adam vermiyor, gittim çaldım kapıyı. Kim o diye bağırdı amca. Dedim benim ulan, topumu ver. (Hayır o.O) "Şey abi topumu alabilir miyim?" dedim. Adam tek kelime etmeden içeri girdi. Ondan sonra da ne kadar bağırırsam bağırayım duymadı. Yaşlıydı biraz amca ondandı galiba. Günahını almayayım şimdi...