4. Bölüm

44 2 0
                                    

Off!!!! Başbelası alarmın çalmasıyla uyandım.( Tekrar!) Ama içimden bugünün güzel geçeceği gibi geliyordu. Çünkü bugün benim yaşgününümdü. Uzay ve millet grubu her zaman toplanma saati ve toplanti mekaniyla ünlü bi grup olurdu. Bir kaç dk. bu günü düşündükten sonra sabahligimi giyip kahvaltıya oturdum. Annemlerle de 1-2 dk. muhabbet ettikten sonra derhal okulun yolunu tuttum. Ama üzüldüğüm bi şey vardı. Annemler doğumgünümü unutmuşlardı.
Okulun merdivenlerinden çıktıktan sonra sınıfta bir kişiyi bile bulamamıştım. Birden meraklandim tabii. Çantamı sıraya yerleştirip paltomu çıkardıktan sonra bahçede bir gürültü koptu. Hemen camdan baktığımda bütün öğretmenlerim, bizim millet, annemler ve okuldaki herkes bana bakıyordu. Bizim millet de yerlere "IYIKI DOĞDUN LARA" yaziyorlardi... Bundan dolayı ne kadar sevindiğimi size anlatamam. Hemen aşağı indim. Merdivenlerden iner inmez Uzay bana sıkıca sarılıp beni havaya kaldırdı. Tabii bundan hiç mutsuzluk duymadım. Beni yere indirdiğinde bütün millete ve annemlere çok teşekkür ettim.

Bu kutlamalar bittikten sonra ders edebiyattı. Öğretmen ders anlatırken bizim millet Whats App'tan mesajlasmaya baslamisti. Mesaj şöyleydi:

Uzay:
-Bugün okul çıkışı toplantı yerinde buluşuyoruz. Tamam...

Cansu:
-Millet ayrıca herkes yarına atıştırmalik getirsin. Tamam...

Okulun sonu olmuştu. Hepimiz evlerimize gidip kıyafetlerimizi değiştirmiştik.
Eveet! Saat 4 olmuştu. Herkes saati saatine gelmişti buluşma yerine. Uzay konuyu açtı:

-Ben internetten bu gizemli teyzemi araştırdım. Evet şu an Los Angeles'ta yaşıyor. Ama şunu biliyorum ki birilerinden sakladığı bir sırrı var. İşte bizim bu sırrı öğrenmemiz gerekiyor.

Ben:
- Acaba bu sır nedir ya? Merak ettim doğrusu.

Berk:
- Aynen. Kadın buralardan gidiyor ve aynı zamanda da çok küçükken. Acaba ne olmuş ki???

Cansu:
- Bunu kesinlikle araştırmamız gerek!

Nazlı:
- Okulların kapanmasına kaç gün kaldı?

Selin:
- Sanırım 10 gün falan...

Ben:
- Offfffff!!! Bi geçmek bilmiyor ya çok sıkıldım. Bir yaz tatilini hak ediyorum artık. Yani Los Angeles tatilini...

Uzay:
- Bugün cuma değil mi? Yarın eğlenceye gidebiliriz. Nasıl fikir?

Ben:
- Bana uyar!

Uzay:
- Festivale gidebiliriz!

Ben:
- Kesinlikle!!!

Cansu:
- İyi millet konuşma daha uzar, yarın görüşürüz!

Sabah erken kalkmaya alıştığım icin 8 de kalktım. Uyumak istesem bile uyuyamiyordum. Bir cumartesi sabahı geleneği olarak televizyonun başında gevrekle süt içmeyi tercih ettim. Televizyonda da hiç bir şey yoktu. Yukarı kata tekrar odama gittim. Şapka taktım, beyaz çorapla siyah ayakkabı giyip yüksek sesle Michael Jackson şarkısı açıp karaoke yapmaya başladım. Tabii ki de annemle babam uyandı. Hemen odamı bastılar ve ne olduğunu anlamaya çalıştılar. İşte sabah kalkmanın zararları!!! Yani sakın cumartesi sabahı kalkıp da müzik dinleyip dans etmeyin! Neyse ışte herkes uyanınca kahvaltı ettik. Ve üzerimi değiştirip festivalin yolunu alacakken kapıda Uzay belirdi. Festivale beraber gidip gitmeyeceğimizi sordu. Ben de olumlu bir şekilde başımı salladim. Uzay ile festivale vardığımızda Selin, Ediz, Nazlı, Cansu ve Berk de oradaydı.

Festival bittiğinde saat 20.00 olmustu. Uzay tekrar beni eve bıraktı. Ona teşekkür etmeyi ihmal etmeyi unutmadım tabii ki. Çok yorulduğum için saat 21.00 da yatmak zorunda kaldım. Hepinize iyi geceler dilerim!!!

LARA VE DIĞERLERI!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin