Beklenilen Gün

97 8 0
                                    

@TeamSatses ile ortak hikayemizdir.

***

Uyandım, etraf karanlıktı, hep karanlıktı zaten. Masamdaki ışığı açtım. Amcam kapının önünde durmuş, beni izliyordu. Gözleri dolmuştu. Onu gördüğümü farkedince gözlerindeki yaşı sildi. Eski sert bakışlarına geri döndü. Alışık olduğum o bakışlara. Gözlerimin içine baktı ve ''artık vakit geldi Alek''

Evet, vakit gelmişti. Orduya katılacaktım. Amcam bunun iyi bir fikir olmadığını düşünüyordu ama bunu yapmak zorundaydım. Kendimi buna mecbur hissediyordum.

Burayı sevmiyordum. Ben doğmadan birkaç saat önce atılan nükleer başlıklı füzeler yüzünden atmosfer yok olmuştu. Oksijen miktarı her geçen dakika dahada azalıyordu. İnsanlar hayatta kalmanın tek yolunun metro istasyonlarında olduğunu düşünüp metrolara kaçtılar. Çok fazla insan ölmüştü. Ben bu dünyada büyüdüm, yeraltında...

Birçok ülke hatta kıta yok olmuştu. İnsanları asıl korkutan şey nefes alamamak veya savaş değildi. Bozulan atmosfer hayvanlarda bir çeşit mutasyona yol açmıştı. Hayvanlar artık çok daha akıllı, çok daha büyük ve çok daha güçlülerdi. Artık hayvandan çok tüylü dev canavarlara dönüşmüşlerdi...

Yeraltında yaşam çok zordu. Savaş kısa süreliğinede olsa durmuştu. Hükümet ilk zamanlarda otorite kumakta zorlanmıştı. Kural basitti güçlü olan hayatta kalırdı. Zayıfsan yaşamayı hak etmiyordun.

İnsanlar silahlanmaya başlamış, çeteler oluşmuştu. Neyseki Hükümet sonunda gelmiş, bir düzen sağlamıştı. Ta ki hayvanlar yeraltına girip insanları saldırmaya onları yemeye başlayana kadar...

Nüfus her geçen gün azalıyordu, insan ırkı sona ermek üzereydi...

Bu istasyanyonda en yetkili kişi amcamdı. İnsanlar ona güveniyordu. Emrinde hükümet tarafından gönderilen yirmi askeri vardı.

Yeryüzüne en yakın dördüncü istasyonduk, ilk üç istasyon ya hayvanlar tarafından saldırıya uğramış ya çetelerin saldırısına uğramıştı.

Eşyalarımı toplamaya başlamıştım. orduya katılmak için yola çıkacaktım. Amcam yanıma geldi ve ''gitmeden önce benimle biraz yürü'' dedi. Ona nasıl karşı gelebirdimki? Hiç düşünmeden ''tamam'' dedim. Ana kapıya kadar yürüdük, yer yüzüne açılan büyük kapı...

Küçükken önünden bile geçmemiz yasaktı. Şimdi tam karşımdaydı. Normalde kapının önünde sadece iki asker beklerdi ama şimdi neredeyse bütün askerler buradaydı. Ya birşeyler olmuştu yada olacaktı...

Dİğer istasyonlar Hükümetin kontrolünden çıktığı için amcam çok endişeliydi. Ona hak vermiyor değildim. Buradaki bütün insanlar ona güveniyordu. Amcam onları buraya getiren kişiydi.

Bana dönerek ''seni durduracak değilim ama burda kalmanı istiyorum'' dedi. Kendimi hep bu güne hazırlamıştım ama amcam bana gitme demişti. Ne yapacağımı bilmiyordum.

Ana kapının arkasından ürkünç sesler gelmeye başlamıştı. Askerlerden biri amcamın yanına gelip ''başladı efendim'' dedi. birşeyler döndüğü çok açıktı.

Amcam iki askeri yanına çağırıp onlara insanları ne pahasına olursa olsun korumalarını söyledi. Belindeki tabancayı çıkarıp bana uzattı ve ''artık bir erkeksin, göster kendini'' dedi. Amcamı hiç böyle görmemiştim. Askerlerden biri amcamın yanına gelip korktuğunu söyledi. Amcam askerin elindeki tüfeği aldı ve ''Artık burada yerin yok'' dedi. çok kızmıştı.

Hayvanlar kapıya dayanmışlardı. Kapıya o kadar sert vuruyorlardıki kapı yamulmaya başlamıştı. Birer birer içeri girmeye başladılar.

Askerler amcamın emriyle ateş etmeye başlamıştı. İlk başta üstün geliyorduk. kapının önünde hayvanların cesetleri birikmişti. Açılan delik neredeyse kapanmıştı. Bir asker koşarak yanımıza geldi, hayvanların arka taraftan geldiğini söyledi. Bunun üzerine amcam ana kapıdaki askerlerin yarısını arkaya gönderdi.

Ben hala şoktaydım, daha bir el bile ateş etmemiştim. Amcam bana dönüp bir tokat attı. Kendime gelmiştim.

Havalandırma deliklerinden hayvanlar gelmeye başladı. Bir askeri gözlerimin önünde parçaladılar. Çok vahşilerdi, ölen askeri tanıyordum. Bana ateş etmeyi o öğretmişti.

Ben tüm olayların dışında kalmış, hayvanların adamı parçalamasını izlerken, hayvanlardan biri üzerime atladı. Amcam beni kurtarmak için hayvana ateş etmeye başladı. Hayvanı öldürdü ama bu kez kendisi savunmasız kaldı. İki asker beni tutup sürükleyerek götürdüler.

Yerde sürüklenirken gözlerim amcamın ölümüne şahit oluyordu ve bunun tek sorumlusu bendim...

Yeraltı DünyasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin