][

312 19 1
                                    

" senin kollarında
başlayan sabahlara
biten gecelere
doyamadım hâlâ "
~

Ağlayan Sergen, sıkıca Tunahan'a sarılmış halde gitme diye sayıklıyordu. Sergen'in aksine Tunahan tek bir gözyaşı dökmemişti. Yavaşca Sergen'i ittirdi ve çıkışa doğru yürümeye başladı. Eve gidip eşyalarını hazırlayıp çıkacaktı, nefes almaya ihtiyacı vardı ve en önemlisi ona istediğini vermeyecekti. İstediği şey onun da bitik düşüp ona tekrar bağlanması idi. Kapıdan çıkmadan hemen önce, yere hızla vurulmuş gibi bir ses ve acıyla yankılanan bir çığlık duymuştu. İçeriden Sergen'in ismi ve kendi sesi geliyordu. Olanları duyuyordu ama umudunu çoktan kesmişti. Kalbi hâlâ içeriye koş diye bağırırken, içeriye dalan yardım ekibi ile göz göze geldi. Ciddi bir şey olabilirdi ama onun istediği şey de o idi. Yanında olması.

Kapıdan çıktı ve arabaya bindi. Son, onun için çoktan gelmişti.

~ sergen'in gözünden ~

Kaldıramamıştım gitmesini.
İnanmamıştım gerçekliğine.
Kapının önünde arkasını döndüğünde, içimdeki bütün duygular topluca patlamıştı aslında.
Ayağa kalkıp kapıya doğru ağlayarak koşmaya başladığımda hâlâ bir şansım var sanmıştım.

Neye dönüştüğümü, ona nasıl davrandığımı yeni fark ediyordum.
Aramızda olan şeylerin sorumlusunun da ben olduğumu yeni fark ediyordum.

Ağzımdan çıkmayı bekleyen trilyon tane kelimeden sadece "gitme" başarmıştı duyulabilecek seviyeye gelmeyi.
Gitme diye sayıklarken bir şey fark etmem ile vücudum buz gibi kesilmişti.
Bana geri sarılmamış, bir şey dememiş ya da ses çıkarmamıştı.
Kafamı yavaşça ona çevirdim ve dolmuş gözlerimi sildim.

Gözleri soğuktu.

Dokunduğum, şu anda sarıldığım o beden, buz gibiydi.
Ona bu kadar kötü davranmış olamazdım.
Gözleri o kadar soğuktu ki, beni bir nesne gibi ittirdi ve o buz atan gözleri ile son kez bana baktı.
Dışarıdan aşırı sert gözüken ben bir dal gibi yere düşmüş, küçük bir çocuk gibi gitme diye ağlıyordum.
Ona davranışlarım onu ben, beni o yapmıştı.
Aşık olmuştum ona, o ise artık umursamıyordu.
Görüş alanımdan çıktığında, tüm duygularım ile yere yumruk atmıştım.
Ağzımdan çıkan o acı sesi bile onu buraya getirememişti.
Kaybettiğim kişinin bana verdiği acı, kırılmış elimden daha çok canımı yakıyordu.

"söyle, nasıl unutayım seni,
hâlâ damarlarımda senin kanın varken."

~

the blood of his hands - sertunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin