Sadace fotoğraf, belki de değildir...

47 3 0
                                    

Bebeğimi yansıtan resimler

Bebeğimi yansıtan resimler

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

O kadar onları bana hatırlatan fotoğraf var ki

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

O kadar onları bana hatırlatan fotoğraf var ki...
Bir gün buluşur muyuz,güzel kızım benim?
Lütfen kızma ya da kırılma şimdi yazarsam asıl sana haksızlık yapmış olurum
Seni çok seviyorum,bebeğim🤍
Bir alıntı gelsin bebeğimden o zaman
🌔
Küvet...
Havuz...
Deniz...
Ya başımı içine sokub kendimi her şeyden soğutlaya bileceğim her su birikintisi..
O kadar seviyorum ki Aslına bakarsan bazen denizden korkarım ya kramp girerse bacağıma,ya da ne bileyim boğulursam ve ironiye gel ki kendimi küvetde "boğmayı" da çok seviyorum.Bir çok insan buna kendini boğmak diyor sanırım ama öyle değil işte...

Suya girdiğim zaman vücudum gevişiyor bir kere Hah!suyun yüzeyi köpüklüydü.İşte bu çok güzel!onu temiz sayfa gibi kullanıb şekiller çekmeye başladım.Dilim yaramaz bir şekilde dışardaydı.Sanki sanat eseri çıkarıcak ne bu havalar,kızım.Hah bir sen eksiktin ya!Ya insanın iç sesi de mi acımasız olur! Off neyse

Ben kendimi öldürmek falan için yapmıyorum ki...Ya hepsinin canını ceheneme neden onlara açıklama yapıyorum ki içimden zaten ben hep açıklama yaparım beni dinlemeseler bile ,dinlemediklerini anladığım zaman bile, hiç bir zaman susmam galiba bazen sesli yaparım bazen şimdiki gibi içimden yaparım.Birinin beni anlamasını isterim hep çok acınılası durumdayım dimi?...sinirle parmaklarımla suyun yüzeyindeki yaptığım anlamsız şekilleri dağıttım.Gözlerim de dolmuşdu.Off ya..

Açıklama yapmayı ne zaman bıraktım biliyor musunuz?Beni hiç kimsenin anlamadığını,anlamak için çaba göstermediklerini,benim açıklamalarımı bitirib sadece kendilerinin konuşma zamanlarını beklediklerini,kah da ben uzatmayım diye yalandan doğru diyorsun falan diye geçiştirmelerini gördükden sonra...Gözlerim suya yüzeyindeki demin dağıtığım şekillerdeydi ama sanki orda değildi garib bir şey hiç bir şey hiss etmiyorshn ama sanki hissediyorsun gibi de .(Beni anlamaya çalışanlar da oldu onları kayb etmemek için derinlerdekileri yüzeye çıkarmak için aramaya bile çıkmadım bazen.Çünki ya onlar da beni yargılar, anlamazlarsa . Gözümden bir damla aşağıya doğru süzüldü.Benim insanları sevmek için sebeplere ihtiyaçım var sevmemek için değil)

Beni mızıkçı,suçlu,felsefe yapan biri gibi hiss ettirdikleri için insanlardan uzaklaşdım hep çünki bilirdim konuşursam kırılan ben olurdum ve onlar sonra yanıma gelib sanki hiç bir şey yapmamış gibi normal davranmamı isterlerdi bir süre sonra ne açıklama yaptım,ne kırıldığımı belli ettim
Hiç kimsenin bunları umursamadığını kabullendim.Hep kitaplardıki gibi sevilmek isterdim koşulsuz,şartsız aslında ben en çok anlaşılmak isterdim.
Bak yine çok konuştum.Ne diyorduk?.. Haa boğulmak..
Bazen sadece düşünceleriminden uzaklaşmak,kırgınlıklarımı unutmak için yaptığı şeylerden biri suya dalmak orada sadece suyu hissetmekdi bazen ağzımı su kaçar yukarı çıkmak için ciğerlerim beni zorlardı ama çıkmazdım beklerdim hep ciğerlerimin acısı ,köpükler,gözüm açıksa gözümün yanması..
Saniye ,ya da bir kaç dakika bu anlar düşüncelerimi unutdururdu ki.
Ama kalbim, yine hep zonklardı. Kahrolası kalbim!zaten en nefret ettiklerimdendir kendisi...

Ama bu boğulmak değildi.
Cam parçaları gibi kalbimi kesip kanatan, değer verdiklerimin cümlerinden kanayan kalbim çünki hep ciğerlerim oksijensizlikten beni zorlamaya çalışırken bile onlara gülüp yine bana kendini hatırlatırdı.Sanki istediğin kadar böyle yap ama kabullen artık cam kırıkları ile dolu kalbin yani ben ve ruhun daha acı verici ve öldürücü...

Bunu kabullendim sonra ,ama sudan vazgeçemedim.Yine de su birikintisinde durmak bazen ölesiye korkutuyordu çünki o zaman su damlarının sesinden başka ses olmazdı ve düşünceler beni yalnız yakalamağın mutluluğuyla üzerime gelirlerdi ,bazen de su beni gevşetirdi. nadiren yani

Neyse, neyse elimele suya fiske atdım çok konuştum, duraksadım aslında çok konuşmam, içimde çığlıklar atarken,kalpim oluk-oluk kanarken bile yüzümde mimik oynatmam dudaklarrım kıvrıldı ama gerizekalı gözlerim bazen dolar belki de sesim titrer diye de konuşmam bilmiyorum.
Belki bir gün benim hikayemi dinler birileri.Bilmem ki çok ta dinlenilecek hikayem yok ama neyse işte"

Olur mu ki?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin