***Genç kız elindeki menekşeleri mezara koyup getirdiği bezle mezar taşını sildi. "Merhaba aşkım. Yine ben."
Oturacağı yere küçük bir kumaş koyup oturdu. Eteğini düzeltip gülümsedi. "Bugün evimize gittim." Derince nefes alıp toprağı sevdi. "Evimiz çok soğuktu. Hiç hayal ettiğimiz gibi değildi. Ama söz veriyorum bunu düzelteceğim."
Genç kadın mezar taşına öpücük kondurup boynundaki fuları çıkardı. Taşa bağlayıp güldü. "Bunu benden almak için çok uğraşmıştın hatırlıyor musun?"
Hafifçe kıkırdayan kadın başını gökyüzüne çevirip anılara daldı...
***
Genç kadın boynuna kırmızı fuları bağlayıp gülümsedi. Giydiği beyaz elbise ve beyaz topuklularla olan kombininde tek renk kırmızı fulardı. Güzel gözleri ışıl ışıl parlarken kırmızı rujlu dudakları yukarı doğru kıvrılmıştı.
Beyaz çantasını da alıp odasından çıktı. Ailesiyle tatile çıktığından dolayı yaklaşık iki haftadır görmüyordu sevgilisini. Şimdi ise iki hafta sonra ilk buluşmalarıydı.
Odadan çıktıktan sonra ev ve arabanın anahtarlarını çantasına atıp merdivenleri indi. Apartman kapısı açılırken genç kızın gözleri anında karşısındaki sevgilisini buldu. Koşarak kendini Shinichiro'nun kollarına atarken genç adam kucağına alıp kızı döndürdü.
Bembeyaz elbisesi, parlayan saçları, güzel gözleri ve samimi gülümsemesiyle kadın meleğe benziyordu. Shinichiro döndürmeyi bıraktığında sevgilisini yere indirmedi. Havada tutarak sımsıkı sarıldı.
Kadının boynuna dolu dolu öpücükler kondururken genç kadının kıkırdamaları istemsizce güldürüyordu adamı. "Tanrım! Seni çok özlemişim." Shinichiro zorlukla kadının boynundan ayrılıp kurduğu cümleyle genç kadını gülümsetti.
Genç kadın Shinichiro'nun yanağına sulu bir öpücük kondurup beline sarıldı. "Bende seni özledim. Her gün seni düşledim."
Shinichiro kız arkadaşına sıkıca sarılıp saçlarını öptü. "Nereye gitmek istersin prenses?" Elini sıkıca tutup motora ilerledi.
Onu durdurup havayı işaret etti genç kadın. "Aşkım yağmur yağacak arabayla gitsek iyi olur. Kaza yapmak istemiyorum." Sonunda alaycı bir korkuyla söylediğinde Shinichiro güldü.
Genç kadının yüzünü avuçları arasına alıp öptü. Bir elini yanağından çekip boynundaki fulara götürdü. "Bunu bana vermelisin. Sen koktuğuna eminim." Muzip gülümsemesiyle konuştu adam.
Genç kadın kıkırdayıp eline vurdu. "Olmaz, o benim tek fularım. Ayrıca onu seviyorum."
Shinichiro kadını kalçasından tutup kendine bastırdı. "Beni de seviyorsun. O yüzden bana vermelisin."
Genç kadın geri çekilip arabanın sürücü koltuğuna ilerledi. "Shin! Onu vermem sana ama çok istiyorsan sana başka bir şey getirebilirim."
Shincihiro yan koltuğa ilerlerken gözlerini kıstı. "Ne gibi?" Heyecanlanmıştı şimdi.
Genç kadın adamı süzüp davetkar bir bakış attı. "Ne istersen mesela?"
Shin başını iki yana sallayıp ön koltuğa bindi. "Benimle eve çıkmanı istiyorum."
"Ne?!" Genç kadın şaşkınlıkla baktı. Pekala bunu kesinlikle beklemiyordu. Hele şimdi asla! "Gerçekten mi?"
Shin başını sallayıp kadının elini okşadı. "Kesinlikle prenses."
Genç kız heyecanla baktı. Hızlıca başını salladı. "Evet! Bende isterim."
***
Genç kadın yavaşça yerden kalkıp örtüyü alarak çırptı. "Gitmem gerekiyor aşkım. Daha evimizi boyayacağım."
YOU ARE READING
𝙷𝚘𝚖𝚎 || 𝚂. 𝚂𝚊𝚗𝚘
Fanfiction"Home... Place for I can go... Someone take me home..." 𝚃𝚊𝚖𝚊𝚖𝚕𝚊𝚗𝚍ェ.