..."Yaklaştıkça abimde hissettiğim gibi duygu hissetmiyorum daha çok karnım tatlı bir duygu ile yanıp tutuşuyor aptalca sırıtıyorum sadece seninle olmak ve senin her zaman benim yanımda olmanı istiyorum"
Bunları demek isterdim ama diyemedim. Kelimeler yine boğazımdan çıkmıyordu. 'Y-y-ya' yapıp durdum zaten diyeceğim tam o sırada beklediğimiz hoca oraya doğru gelmeye başladı Yoongi kütükten kalktı ve hocaya selamlarını sundu aynı şekilde bende selamlarımı sunmuştum.
Adam buğday benizli bir tene sahipti. Uzun ve hafif yapılı olan vücudu vardı ama zayıflıktan kemikleri belli oluyordu. Çenesinde hafif uzayan kılları beniz teninde daha seyrek gözüküyordu. Saç renklerine bakılırsa otuz yaşlarının sonuna yakındı.
"Merhaba prens Yoongi bu kadar erken geleceğinizi düşünmemiştim."
"Bizde bu kadar erken gelmeyi beklemiyorduk bay Jung bae ani bir karar oldu."
"Yanınızdaki arkadaşınızdan bana bahsedilmedi tek geleceğinizi zannetmiştim."
"Ah o benim baş yardımcım ismi Hoseok."
"Sanırım Hoseok baya üzgün duruyor. Seni üzen bir şey mi oldu?"
Bay Jung bae böyle bir soru sorunca Yoongi'nin gözleride benim üstümde gezinmişti.
"İyiyim sadece yol beni çok yordu."
"Hoseok haklı yol çok engebeliydi o yüzden zor oldu uyumak."
"Ah aptallık bende prensim buyrun içeriye geçin."
Sarmaşıkların oraya gitti ve sarmaşıkların içinden geçti bende adamın peşinden gitmeye başladım. Çok utanıyordum Yoongi'nin yüzüne bakmaya. Onun karşısında bir çocuk gibi kekelemiştim çok utanç verici. Jung bae bize bir yatak gösterdi ama başka yatak yoktu.
"Kusura bakmayın prens yoongi tek yatak yapa bilme şansım oldu."
"Sorun değil Jung hyung biz Hoseok ile yan yana yatarız. Size hyung diye bilirim değil mi?"
"Tabiki diye bilirsiniz. Size iyi dinlenmeler dilerim."
Jung bae oradan çıkmıştı Yoongi yatağa oturmuştu
"Gelsene Hoseok."
Nasıl gelebilirdim onca şeyden sonra nasıl gelmemi bekleye bilirdi? Belimde hissettiğim el ile irkildim. Yoongi beni tutup yatağa çekmişti.
"Hem yorgunum diyorsun hemde yatmamak için direniyorsun. Hadi çıkart üstünü yat."
Yoongi bana bunları derken çoktan kıyafetlerini çıkartmıştı ve yatağa gitmişti. Başka çağrem yoktu çok yorgundum. Bende kendi üstünü çıkarttım ve yatağa yattım. Yoongi'nin bedenine değmemek içi direniyordum. Eğer değersem her şeyini hissedicektim o yüzden uzak duruyordum. Sonradan ona doğru döndüm çoktan uykuya dalmıştı. Ben beyzan teninde minik bir kırmızı burun. O sanırım hala üşüyordu tabi soğuk havalara alışkın değildi o bir prensti. Ona yaklaştım ve kollarımı ona sardım. 'Teşekkürler Hoseok' diye mırıldandı vücudu titriyordu onu daha sıkı sarmaladım ikimizin vücududa sıcaklığı artıyordu. Yanaklarımız kızarıyordu çünkü şu an ikinizde çıplaktık ve bedenlerimiz birbirine yapışmıştı. Yoongi utandı ve bana arkasını dönerek yatmaya başladı. Ellerimi karnına doğru doladım kafamı boynuna doğru koydum. O çok güzel kokuyordu sanki tüm mevsim çiçekleri onun için harmanlanmış ve bir araya gelerek onu kutsamışlardı. İstemsizce dudaklarım onun çıplak ve narin omuzlarına gitti. Tenini dudaklarımda hissettiğim esnada Yoongi olduğu yerde titredi. Dudaklarım yanıyordu vücudumda sankı onun için deli oluyordu onu daha fazla öpmek ve içine hapsetmek istiyordu ama engel olmalıydım. Bir öpücük daha kondurup dudaklarımı ondan uzaklaştırdım. İçinden bir ses bu uykunun baya uzun olucağını söylerken bir yanımda onun kokusuyla uyumamı söylüyordu ki bende onu dinledim. Yoongi'nin huzur dolu kutsanmış kokusu ile uykuya daldım...
Bu bölüm bu kadardı umarım sevmişsinizdir. Yorumlarınızı bekliyor olucağım çünkü yorumlara cevap vermek çok eğlenceli.
Sope ile mutlu kalın <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Memories Remain / SOPE
Fiksi Umum"Unutma ki benim minik umudum ne olursa olsun senin yanına geri dönücem." "Bende senin geri dönüşünü bekleyeceğim sevgilim..."