³

535 102 72
                                    

Adamın gitmesiyle Jungkook kaybettiği odağıyla eve dönmek için ilerlemişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Adamın gitmesiyle Jungkook kaybettiği odağıyla eve dönmek için ilerlemişti. Yarı yola kadar yürüdüğünde aklına markete gitmediği geldiğinde küçük bir küfür edip az önce yürüdüğü yolu dönü. Zihninde sadece az önce yaşadığı anlar vardı.

Adamla göz göze gelmiş, sesini duymuş, küçücük bir alanda sıkışıp kalmış hatta temas bile etmişti. Esmer belini sıkıca kavramıştı, o anı hatırlamasıyla adımlarını durdurup derin bir nefes aldı Jungkook.

Resmen hâlâ belinde hissediyordu o sert baskıyı, yutkundu derince. Hava çok soğumuştu burnunun ucu soğuktan kıpkırmızı olmuş bedeni resmen buz kesmişti ama onun içi yanıyordu.

Göğüs kafesini zorlayan kalbi uzun zamandır hiçbir şeye böyle bir tepki vermemişti. Bu yüzden boğazını yakarak geçen soğuk havayı bir kez daha ciğerlerine buyur etti Jungkook.

Yolun ortasında durmuş bunları düşünmüştü, buz gibi olmuş dudaklarını diliyle yavaşça ıslatıp kafasını iki yana salladı. Yeniden markete doğru adımlamaya başlamıştı böylece, ellerini kotunun cebine yerleştirirken istemsizce dudakları gerildi.

Graffitici adam çok güzeldi, evet çok güzeldi. Jungkook yüzünü gözünün önüne getirdiği her saniye bunu düşünüyordu.

O düşüncelerine boğulmuşken çoktan adamla az önce ayrıldığı yere gelmişti, bunun farkındalığına gözleri etrafı taradı. Kimse yoktu, kısa bir an yan yana durdukları yere baktıktan sonra üst geçite doğru döndü.

O an aklına adamın çantası geldi, polisi görür görmez elindeki spreyi atmış eşyalarını öylece orada bırakmıştı. Jungkook biraz daha hızlanan kalbiyle yutkundu, adımları kendisinden habersizce üst geçite doğru gitti.

Dakikalar önce adamın kolundan tutarak zorla indirdiği merdivenlerden sekince çıktı. Gözleri anında yerdeki spreyi ve çantayı bulmuştu, gülümsedi.

Ellerini cebinden çıkarırken hemen dibinde duran spreyi almak için eğildi. Uzanıp soğuktan buz gibi olmuş metal kutuyu kavradığında gülümsemesi büyüdü.

Kutuya sanki farklı bir şeymiş gibi baktığı sırada arka cebinde varlığını bile unuttuğu telefonunun çalmasıyla irkildi.

Elleri hızla telefona giderken çok oyalandığını o an anlamıştı, elindeki spreyi ağzı açık olan çantaya attığı sırada kimin aradığına bakmadan telefonunu yanıtladı.

Telefonu kulağına yasladığında "Neredesin amına koyayım ya! Altı üstü içki al dedik, birine götünü versen bu kadar sürmezdi!" diye cırlayan Jimin ile yüzünü buruşturdu. "Geliyorum kapat." diye hızlıca yanıt verdikten sonra cevap beklemeden telefonu kapatmıştı.

Ardından hızlıca yerde duran birkaç spreyi çantanın içine koyup, fermuarını kapattıktan sonra çantanın kupunu kavrayıp ayaklandı. Hızlıca markete gidip eve dönmeliydi, böylece elindeki çantanın içini biraz kurcalayabilirdi.

beltzaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin