*1. BÖLÜM

72 4 3
                                    

KISA BİLGİ
- Ajay Bahama : Hindistanlı bir suikastçı gerçek mesleği hackerliktir ve bu işince son derece uzmandır.
-Beckham Williams: Bir İngiliz yethimhanesinde büyüyen Beckham bir biyolojik kimya profesörüdür.
Bende Bastian Javulje bir alman vatandaşıyım ve silah tücarıyım bu iş için (seri katillik) nasıl birleştiğimizi merak ediyor olmalısınız. İşte şöyle oldu:
Ben her zamanki gibi yine bir iş peşinde idim bu sefer beni tutan Stark Henry beni Ajay ve Beckhamla tanıştırdı.Bunun sonucunda neler olacağını göreceğiz...

Soğuk bir California sabahı bulutlar koyu renkte ve iç karartıcı.Camın kenarindan Crowsbarg caddesini inceleyip sapık gibi insanları kesiyorum. Elimde olan bir bardak kahvenin o acı kokusu yavaş yavaş burnuma geliyor. Tamda yalnızlık başıma vurdu diye içimden geçirirken Beckham yanıma geliyor.
-Günaydın dostum.
-....
-Hadi ama yapma dostum! Kadınlar böyledir asıl sağ elin seni terk etiği zaman üzül.
Beckham' ın sacma espirilerinin üstüne telefon çaldı:
-Merhaba bayım kimle görüşüyorum (lanet olası alman aksanım beni ele veriyordu)
-Ben David Smoller sizinle önemli bir iş konuşmam lazım acaba saat 03.00PM de "Maqavalli" de buluşabilirmiyiz?
- Tabikide bay Smoller 3 te orada olacağım hoşçakalın
-Hoşçakalın Bay Javulje .
Javulje'mi bu adam nasıl ismimi biliyordu beni bu denli tanıdığına göre benden önemli bir iş isteyecek olmalıydı. 5 dakika sonra saçi başı dağınık bir şekilde Ajay yanımıza geldi bizde durumu ona anlattik fakat kafa karıştıran tek şey bizi nasil bulmuştu?Veya neden. Ama bunları düşünecek vaktimiz yoktu saat 02.30 olmuştu bile. Hemen siyah pek dikkat çekmiyen paltomu sırtıma geçirip çıktım. Ve sokaklardayım soğuk Californianin soğuk insanları ile birlikte bir dizi halinde yürüyoruz. Bu sıkıcı yürüyüşten sonra sonunda "Maqavalli"'ye vardım diye iç geçirdim. Café adımımı atar atmaz Bay Smoller ayağı kalktı. Ben burdayım dercesine elini havaya kaldırdı . Bende fırsat buyken hemen elini sıktım.
-Merhaba Bay javulje
-Merhaba
-Sizinle BBA ile ilgili konuşmam lazım
BBA yi duyduğum zaman biraz irkilerek;
-E...evet
-Sizden birşey rica etmem gerekiyor ama söyleyeceğim şeyi kafanıza asla takmayın bütün paranızı ben öďüyeceğim ama bunun karşılığında sizi Japonya'ya göndermem gerekecek.Orada Xcihon Lee yi bana getirin ve bir daha para sıkıntısı çekmeyin o adam beni batırıyordu şimdi ise sadece işkence görmüş vücudunu görmek istiyorum .
- Bunu düşüneceğim Bay Smoller görüşmek üzere.
-Hoşçakalın bay Javulje ama teklifimi iyi düşünün.
Yolda yürürken aklıma takıldı neden bizden böyle bir iş teklif etmişti bu işi yillar önce bıraktığımızı sanıyordum. Belkide geri döneriz...

Eve döndüğümde Ajay ve Beckham yemek hazırlıyorlardı. Ajay hafifçe kafasını çevirip göz ucuyla bana bakma zahmetinde bulunup merhaba diyebilmişti. Sonra onlarla oturma odasında bu konuyu açtım. Onlar bu işin bize iyi geleceğini, birdaha ne zaman Japonyaya gidebileceklerini , yapılacak olan para katkısını ve Polisler BBA in paslanmadığını göstermek istediklerini söylediler. Buna karşı çıkamazdım sonuçta biz ortaktık ve "Ikinin sözü liderin sözünden önce gelir" kuralını unutmamalıydım. 1 hafta sonra Bay Smoller'ı aradım ve kabul ettiğimizi söyledim. İki gün sonra bir kargo geldi içinde üç tane pasaport, yüklü (baya yüklü) bir para ve uçak biletlerimiz. Hemen bu güne hemde. Akşam saat 09.00 da havalanına gittik. Havaalanındaki en karizmatik adamlar olmak ayrıcılıktır. Uçak yolculuğu çok sıkıcı ve her dakika yanımıza gelen ve "istediğiniz bişey varmı" diye gezen bir hostesle uğraşmak zorunda kaldım. Japonyaya vardığımızda saygılı insanlar ve güzel kadınlardan başka birşey göremedim. Tokyoya geldiğimizde içi döşeli bir evimiz vardı, ev bir otelin üst katında bulunuyordu. Bir silah odası vardı. Bay Smoller iyi iş çıkarmıştı. Hemen ceketlerimizi asıp salonda bir haritanın başında konuşmaya başladık Xcihon Lee hemen üç sokak ötede bir dojoda yaşıyordu. Çok iyi bir karate ustasi olduğu soyleniyor ama türklerin bir sözü vardır:
- Karetesini...
Hm hm diye kesti sözünü Beckham
- Bu kadar yeter dostum .
-Aovv haklısın
Şu iki cümle sonrası bir sesizlik çöktü. Beckham ortamı yumuşatmak için espiri yapmak istedi fakat Ajay onu durdurdu.
Japonya sabahları çok güzelmiş meğer parklarda spor yapan yaşlı kadınlar ve ellerinde kılıçlar oraya buraya aaaa ooooo diye bağıran bir grup insan, bisiklet şeklinde taksiler. Burada insanlar bisiklete çok önem veriyor.Takım elbiseli bir adam ama altına bakarsanız klasik mavi bir bisiklet.Evet japonya fevkalade bir yer ama buraya bir iş için geldik ve japonyanın karanlık taraflarınida görmeliyiz. Ajay ve Beckham ile şöyle bir plan yaptık Xcihon a yakın olabilmek için onun dojosuna kayıt olacağız yani karate öğreneceğiz. Bu fikir ne kadarda saçma olsada bu bizim işimizdi. Bir sonraki gün dojo ya gittik heryerde saçma sapan resimler vardı en işkence kısmı ise yemek arasıydı. İnsanlar nasıl yapıyorda o iki çubukla yemek yiyorlardı. Eve döndüğüm zaman sonunda çatal kaşık ve bıçağın seriliğini tatmıştım. Japonyada hayat zor ama zevkliydi. Tek sıkıntı japonca idi oda çok önemli değildi yani ingilizce yetiyordu. Yarın büyük gün dü. Dojosuna gizli gizli girip ortaliğa bakmalıydık . Sonuçta onun nerede yaşadığını bilmezsek evinde avlanırız. Geceden malzemelerimizi hazırladık bu arada bahsetmeliyimki biz lazer tuzaklarının arasından geçip elli tane koruma öldürüp günü kurtaran insnlardan değiliz. Kısacası yanıma aldığım kıyafetler ve bir iki tane bıçak. Backham ve Ajay de öyle. O gece 03.00 da evden çıktık. Dojonun kapısında beklediğimiz gibi iki tane yarı uyuklayan
Koruma ve onları boşver içeriye bakmak için korumalardan kurtulmamız lazım Ajay yamuk ingilizcesi ile turist gibi davranıp onları kendisini bankaya gotürtmek için konuşuyor ve başarılı oldu . Evet çünkü o Ajay ondan herşeyi bekleyebiliriz. Bizde Backhamla içeri girdik içerisi gayet hoş biraz fazla hoş. Kafama takılan bişey var Xcihon gibi birisi neden bu kadar az korumalı bir yerde yaşasın? Yatak odasında yatak gayet derli toplu .
TABİ YA !! Bu ev sadece bir yanıltmacadan ibaret bizi anladı. O gece gözüme uyku girmedi. Sürekli düşünüyordum. Kafamdaki sorular artıyordu. NASIL? NEDEN? Artık beynim durdu düşü , düşün , düşün...
Lanet olsunki o saçma sapan adam yüzünden bütün Tokyo'yu aramak zorundayım. Sabah güzel bir kahvaltı hazırlayan Backham beni mutlu etmek için elinden geleni yapıyordu. O hayatımda tanıdığım en iyi dostumdu Ajay de öyle ama Backham in yerini tutamazdı. Kahvaltıda yeniden bu konu üzerinde konuşuyorduk. Derken Backham dediki:
-Bence düşmanı en yakınımızda aramalıyız...
İşte bu!! Evet en yakınımız başından beri Ajay den şüpheleniyorduk. Sanki artik eskisi gibi değildi bişiyler ters gidiyordu Ajay e bişi olmuştu belkide Xcihon a söylemiş olabilir ,belkide o yüzden hiç evde koruma yoktu emin değildik ama bunun cevabını zaman göstericek . Bu bilgileri Backham a anlattım oda bana inanmak istemiyordu fakat o da birşeylerin ters gittiğini anlıyordu. Günün buluşu :düşmanını en yakinda ara!!!
Öteki gün Ajay le iğneleyici bir konuşma yaptık. Yüz ifadesini görmeniz lazımdı . Artık taşlar yerine oturuyordu. Ajay bu yüzden her sabah spor yapmaya diye dışarı çıkıyordu.( ajay asla spor yapmaz) Şimdi ise Ajay e ne yapacağımıza geldi. O gece onu zorla bir sandalyeye bağladık ve göz kapaklarını kaşlarına diktik. 3 saat sonra gözlerini kapatamadığı için kanlar gelmeye başladı onun o bağırışları bana senfoni gibi geliyordu
En sonunda acı çekerek öldü. Artık yarım kalan işe devam edebilirdik. Xchion un adamlarının bizi aradıklarını bildiğimiz için ekmek almak için markete bile gidemiyorduk. Ama önemli olan burada neden olduğumuzdu. O gece bir sürü plan yaptık ve en mantıklısı xchion un karşı apartmanına taşınmak oldu öteki gün de taşındık. Bizim oturma odamız tamda onun yatak odasına bakıyordu. Aslında Backhama kalsa direk bir sniper la öldürdü ama ben acı çekmesini istiyordum bu yüzden onu kaçıracaktık. Yani şimdi onun evine nasıl girceğimizi düşünmeliyiz. Aslında benim planım Japonyada bahar festivali olarak kutlanan bir etkinlikte elbet Xchion gibi bir adam olucktır. Onu oradan kaçıracağız

1 AY SONRA...
İşte büyük gün bu gün festivale gideceğiz ve Xchion u kaçıracağız. Festivale varmak üç saatimizi aldı ama buna değerdi. Festival hayet güzel ve en iyi tarafıda kalabalık. Biz herzamanki gibi havalı bjr giriş yaptık.ve herkezin gözü üzerimizde idi . Ama bu bizim için dezavantaj dı. İki üç metre ötemizde Xchion duruyordu seri bir hamleyle yanina gidip bir yandan boğazına bıçak dayayıp bir yandanda kulağına
-Beni takip edip hayatını mı kuryarmak istersin yoksa burda ölmeyimi tercih edersin?
-tamam,tamam ne istersen yaparım yeterki beni öldürme.
Xchion ben ve Backham arabaya bindik ve bizim depomuz olan eski bir kömürlüğe gittik. Orada Xchion u bir sedyeye bağladık. Şimdi en sevdiğim kısma gelmiştik. Xchionu soyduk. Önce bir pet şişeyi eritip erimiş plastiği vücuduna damlattık. Bağarışları, çığlıkları çok hoşuma gidiyordu. Sonra onun kafasını yılan dolu bir kovanın içine soktuk çıkardiğimizda yüzü şişmişti ve artık kendine benzemiyordu. Aklıma bir fikir daha gelmişti gözlerine iğne batırmak bunu ona uyguladık e zaten birdaha göremeyeceği için gözlerinide oyduk şimdi en sonuna gelmiştik penisinide keserek bir fotoğrafını çektik ve Bay smoller a gönderdik ve artık California ya dönmeye hazırdık paramız yanımızda California uçağina bindik ve artık evdeyiz...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 08, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Cinayette NirvanaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin