Efsanevi Kılıçlar 1

Sir Luke'nin Hilesi, Seto'nun Yemini!

 Gold, çıkardığı mızrağı, Luke'a fırlattı. Mızrak, Luke'nin ayağına saplandı.

 Luke, bağırmamak için kendini zor tuttu. Gold'la savaşırsa, Richard ile dövüşemeyecekti. Planı mahvolacaktı. Elini ağzına götürdü ve ıslık çaldı. Islık çalındığı anda, Gold sırtından bıçaklandı. Gold, acı içinde yere düştü. 

 "Seto'yu sekiz sene önce kaçıran adamı, yardımcım yaptım. Suikastçı olarak çalışıyor," dedi Luke gülerek. "Beni asla yenemeyeceksin,Gold," diye ekledi. 

 Richard Seto'ya, Gold'la ilgilenmesini söyledi. Ardından gözü, kılıçları ve saçı kırmızıya döndü. Seto'yu sekiz yıl önce kaçıran ve Gold'u yaralayan adama doğru koştu. O kadar hızlıydı ki, adamın yanına çok hızlı bir şekilde ulaşmıştı. Adamı, çift kılıcıyla hızlıca dörde böldü. 

 Sir Luke'a öfkeyle baktı. Luke, sadece iyi kişilerin katili değil, aynı zamanda da hilecinin tekiydi. Teke tek düellonun kurallarını bozmuştu. Artık bunun cezasını çekmeliydi. Son hızla Sir Luke'a saldırdı. Sir Luke, devasa kılıcıyla saldırıyı kılıç kıran hareketiyle engelledi.

 Bu sırada Seto, topallayarak da olsa, Gold'u bir hastaneye götürebilmişti. Fakat tüm doktorlar, Luke'nin askerleri tarafından öldürülmüştü. "Artık yaşamam imkansız... Diğer efsanevi kılıçları arayacağınızı biliyorum. Eğer bu kızı bulursanız, ona babasının öldüğünü söyleyin," dedi Gold kısık sesle. Kolyesinden bir fotoğraf çıkardı ve son nefesini verdi.

 Seto ağlıyordu. "Usta, usta! Fotoğraftaki kızı bulacağım, yemin ediyorum. Dayanın!" dedi Seto. Ama çok geçti. Gold, ölmüştü bile.

 Fotoğraftaki, yeşil gözlü, kahverengi saçlı, elinde küçük bir katana olan bir kızdı...