Ateş zafer yumruğunu bilmem kaçıncı kez daha kaldırarak,yerde yatan Poyraza acımasızca baktı. İplere tutunup ringe çıktım. Ateş'e sertçe bakıp yerde 2,80 yatan Poyrazın kolunu tutup asıldım; ''Kalk hadi.'' Zorda olsa koluma tutunup ayağa dikilmeyi becerebilmişti.Yüzü kandan seçilmiyordu. Onu ringten indirip kalabalığı yararak arkaya götürdüm. ''Topla kendini Poyraz Sert. Daha önünde kim bilir kaç maç var.O yumrukları babanın hayırına güçlendirmedin. Değil mi?'' Poyraz gülümseyince içime su serpilmişti. ''Gerçekten şuan iyi olduğuma kendini inandırdın mı? Çünkü henüz beni inandıramadında.'' Kolunu boynuma dolayıp benden güç almaya çalıştı. ''Çok konuştun. Biraz daha konuşursan hurdaya dönmüş suratını kendin yıkamak zorunda kalacaksın. Ve emin ol bu piyasanı sıfırın altına düşürür.'' gülümsediğini dudaklarının dışa kıvrılışından anlayabilmiştim.
-
Ateş elinde ki havluyu yere fırlatıp,koltuğa yayıldı.Burnunu çekip bana döndü.
''Eee benim için alternatiflerin neler bebeğim?'' yerde ki havluyu alıp yüzüne fırlattım.
''Yavaş. Kalk üzerini değiştir.Yoksa burdan bornovaya tek gitmek zorunda kalırsın.'' Üstünde ki havluyu alıp yumruğuna sığdırdı. Ukalaca gülümserken ayağa kalktı.Tabii ben bu sırada asla vücuduna bakmıyordum. Bakıyosam bile umarım farketmemiştir.Üzerime doğru üç adım atıp burnumun ucunda durdu.
''Ne o? Yoksa seni 4 sene sonra etkilemeyi becerebildim mi?'' Gözleri gözlerimi delip geçiyordu.
Gözlerimi kaçırıp;
''Yine ukalalaştın sen.Burda 2-3 kişiyi yenipte beni etkileyebileceğini mi sanıyorsun?'' Ona doğru bir adımda ben atmıştım ki şuan tam olarak nefesini dudaklarımda hissedebiliyordum.
Elini sakince saçlarımın arasından geçirip kafasını hafifçe yana yatırdı.
''Immm.Bu hallerin beni deli ediyor. Hiç nazik olmadığını söylebilirim.Nazik olmadığın kadar da etkileyicisin ve bu vücudumda ki tüm sinir uçlarımı havaya dikiyor.'' Saçlarımda ki eli itip deri ceketimi üzerime geçirdim.
''Burda kalıyorsun.Pilav boy'' Sırt çantamı omzuma alıp,kaskımı kaptım.
Deponun kapısını sertçe açtım.Hala kalabalıktı.Sağda solda kusanlar.Kim bilir kaç çift şuan birbirini götürüyor diye saymaktan vazgeçip moturuma yöneldim. Harleyime yaslanmış olan Aras'ı gördüğümde durakladım.
''Çekil şurdan'' Yüzüne bakmamıştım. Gerçek deri ceketinin kokusu burnumun direğini sızlatmakla kalmayıp sanırım kırmıştı.Ben öğürecekken konuşmaya başladı.Tabii ki öğürmedim.
''Sadece konuşmak istiyorum.İki dakika dinle beni.'' Elini motorun üzerine dayadı.Yüzümü yüzüne çevirip iki parmağımla burnumu sıktım.
''Bu kokuyla mümkün değil.Eğer şuan çekilmessen yemin ederim üzerine kusarım.'' Onu iktirip kaskımı kafama geçirdim.Ayaklığı kaldırıp,motora bindim.
''Hala şirinsin ve sert.''
Kontağı çalıştırıp gaza yüklendiğimde,arkamdan bakakaldığını biliyordum.Çünkü 3 aydan beri hep aynı şeyi yaptığından artık bakmaya gerek duymuyordum.Aras ayrıldığımızdan beri,yani üç aydan beri her maç çıkışına gelip iğrenç kokulu deri ceketiyle burnumun ucuna girip beni öğürtmeyi ihmal etmiyordu.Miğdemi bulandırdığını biliyorsunuz.
Ateş ise Poyrazla yakın olmasına karşın onu her maçta haşat etmekten hiç sıkılmıyordu.Alıp veremedikleri şeyin ne olduğunu öğrendiğim gün yemin edebilirim ki çoluğa çocuğa bira dağıtacağım.Poyraz güçsüz değildi ama Ateş'e asla meydan okuyamazdı.Ring haricinde anlaştıklarını pek söyleyemem.Ortak iyi işler çıkarıyorlardı.Bende 4 sene önce bu işlere nasıl karıştığımı hatırlamak istemediğim bi şekilde karışmıştım.Poyraz ve Ateş'i seviyordum.Ama hiç bir zaman tam olarak yakın olmadık.Ben hep kendimi çektim.Çekmek istedim veya.Bilmiyorum.Karanlık adamlar sayılmazlardı.Ama pek aydınlık olduklarını söyleyemezdim.Beni sorarsanız bazen gündüz,bazen zifiri karanlık.Motoru garaja park edip,iç kapıdan bahçeye çıkmıştım.Evin anahtarını bulup,kilidi çevirdim.İçeri girip çantamı askıya asmaya yöneldiğimde.Bir el ağzımı öldürmek istercesine kapattı.Nefes almakta zorluk çekerken kıvranmaya başlamıştım.Her kimse çok güçlüydü ve bu parfümde hiç yabancı gelmiyordu.Bu düşünceleri boynuma dayanan soğuk bıçak yarıda kesmeye yetmişti. İşememek için kendimi zor tutuyordum. Sanırım beni gerçekten öldürmeye niyetliydi.Çünkü boynumda ki bıçak,git gide dahada derine iniyordu. Acıyla inledim.
Beni kendine çevirdiğinde son 654654564 yılın şokunu yaşayan ilk ve son insan olarak tarihe geçmek için tam olarak hazırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EMSALSİZ
ActionHayat,bazen bir yumruğun ucundaymış gibi acı,iki gözün içindeymiş gibide huzurlu oluyor.