Gözlerimi açmakta güçlük çekerken,başımda ki ağrıyla inledim.
Burnuma harika kokular geliyordu. Tek gözümü açıp,doğruldum.
Boğazımı temizleyip; ''Hey?'' Bu kimdi ki. Mutfağıma girmiş yemek yapıyordu birde. Uzay hello kittyli önlük ile karşımda dikilince kahkaha atmaya başladım.
Ellerini iki yana açıp; ''Ben sana yemek yapıyorum,sen oraya yatmış birde gülüyorsun,hain kız.'' Olanlar aklıma gelince bir an duraksadım. Bayılmıştım büyük ihtimalle.Buda vicdan yapıp beni kucaklamıştır tabi. Suçluluk psikolojisiyle bide eve bırakayım demiştir. Geçerken birde yemek yapayımda yesin yavrucak. Aaaay inanamıyorum başka bir nedeni olmaz. Olmaz dimi?
''Sen benim mutfağımda ne yapıyorsun be? Çık çabuk o pis kızın poposunu mıncırıp bide mutfağıma girmiş ııy.'' Bana -Kafamda deli sorular- bakışlarıyla bakınca,üstümde ki pikeyi adeta tekmeleyerek ayağa kalktım. Bu bir yumruğa bedel değildi ama napalım artık. O olduğu yerde dikilmiş kafasını sallıyordu.
Hööö pis şey. Merdivenleri 1,5 1,5 çıkarken aşşağıdan;
''Siktir beee. Elim yandı sokayım tavasınada suyunada.''
''Şşşş yavaş be terbiyesiz misin. Evimde küfür ediyor birde.''
Odama girip kapıyı kapattım.Duş iyi gelecekti. Vücudum adeta dökülüyordu.
Banyoya girip üzerimdekileri bir çırpıda çıkarttım.
Suyu açıp,altına girince derin bir oh çektim.Saçımı şampuanlıyordum ki pekte uzaktan gelmeyen bir ses;
''Azra,yemek hazır.Nerdesin?'' telaşlandım tabiki.Beni bu halde görmesi kimbilir nelere yol açardı.Düşüncelerimden sıyrılıp;
''Duştayım,sakın gireyim deme.'' Kıkırdadığını duyabiliyordum.
''Neden girecekmişim ya.Karnım acıktı.Hızlı olursan sevinirim.'' Kapının kapanma sesini duyunca rahatladım.Saçlarımı durulayıp,kafa havlusunu bir güzel doladım. Vücudumu kurulayıp,kapıyı açmamla birlikte,Uzay'ı karşımda görmem bir oldu. O an utançtan neredeyse yerin dibine girmiş olabilirim. Hatta çırpınma ihtiyacı duydum.Ne diceğimi bilemeden direk banyoya geri döndüm.
Utançtan kızardığıma emindim. Niye gitmemişti ki yani şimdi.
''Azra kes şunu da çık dışarı,havlusuz çıkman sence benim suçum mu şimdi.Görmedim bişey çık hadi.'' Sesinde ki ahenk tüylerimi havaya kaldırmıştı. Cesaretimi çoktan toplamıştım. Ne olacaktı ki sanki.En fazla ne yapabilirdi.
Senelerdir hayranı olduğum adam yatak odamda dikilip beni teselli ediyordu.
kapıyı açıp,dolabımın önüne ilerledim.Yüzünde ki şaşkınlığı aynadan görebiliyordum. Gözlerini patlatmış,baştan aşşağı 98644. kez bakıyordu. şuan 98645 oldu.
''Oha.Bu kadarınıda beklemiyordum.'' Yine o gülüşünü suratına yerleştirmişti.Dudakları dışa kıvrılmıştı. Şu tebessüme ölebilirdim.
İç çamaşır çekmecemi açıp, siyah dantelli külot ve takımı olan siyah sütyeni alıp yatağın üzerine koydum.
''Komidinin üzerinde ki kremi verebilirmisin?'' Şaşkınlıkla bana bakıyordu.
Ona dönüp;
'' E,hadi Uzay acıkmamışmıydın?'' Komidinin üzerinde ki kremi uzatıp,kollarını önünde bağladı. Kremi tüm vücuduma yedirerek sürdüm. İç çamaşırlarımı giyip,Yeniden dolabın önüne geçtim. Uzay'ın nefesi ensemi okşuyordu. Arkamdaydı. Birden ona dönünce burun buruna geldik.İlk defa bu kadar yakınımdaydı.Nefesini dudaklarımda hissediyordum ve yemin ederim ki bu anı 8 yıldır bıkmadan beklemiştim. Gözlerini gözlerime dikip. Ellerini iki yandan belime doladı. Nefesimi tuttum. Parmak uçları sırtımı okşuyordu.
Parmaklarıyla belimi hafifçe iktirip kendi vücuduna dayadı.Nefes alışverişim hızlanmıştı.Ve eminim ki kalp ritmimi göğsünde hissediyordu.Ne garipti ki bende onunkini.Göğsümü delip geçecekmiş gibi hissediyordum. Saçlarımı okşayıp hafifçe kafamı göğsüne dayadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EMSALSİZ
ActionHayat,bazen bir yumruğun ucundaymış gibi acı,iki gözün içindeymiş gibide huzurlu oluyor.