Kapşonu alnını kapatıyordu,gözlerinde çözemediğim bir ifade vardı.Ellerini saçlarımdan geçirdi ve bana biraz daha yaklaştı.
Boğazımı temizleyip konuştum;
''Ne istiyorsun?'' Gözlerimi,gözlerine sabitledim.
Kafasını yana çevirip;
''Sana zarar vermeyeceğim.'' Gözleri dolmuştu sanırım.Bir iki adım gerileyip,ellerimi arkamda ki mermere yasladım.
''Çık ne olur.'' Gözlerim çoktan dolmuştu.Bundan 4 sene önce beni bu pisliğin içine atan kişiydi Uzay. Ondan ne olursa olsun nefret etmemiştim veya edememiştim bilmiyorum. Bana ne yaparsa yapsın,ne yaşatırsa yaşatsın ondan nefret edemiyordum.Her şekilde beni düşündüğünü,benim iyiliğimi istediğini biliyordum. Ben 8 yaşımdayken o 11 yaşındaydı. Esra teyze ve Orhan amca ile birlikte hep bize gelirlerdi.Her yılbaşını beraber geçirdik.Her yaz tatilini. Ama Uzay beni hiç sevmezdi. Bu durum böyle 9 yıl kadar devam etti. Orhan amca akciğer kanseri olunca,Esra teyze onu terk etti.Annem ve babam da bu 1 sene içerisinde Orhan amcaya her şekilde destek oldular. 18.Yaş günümü arkadaşlarımla dışarıda kutlayacaktım. Gecenin sonunda eve geldiğimde,babam ve annem kanlar içinde yerde yatıyorlardı.Gözlerimi Uzay'a çevirdiğimde ise elinde ki ekmek bıçağı beni kendime getirmişti.
Uzay'ın soğuk parmak uçları yanağıma değdiğinde,gözyaşlarımı sildiğini farkettim.
''Azra,ağlama!'' sesi ürpertmişti,ellerim titriyordu.Sadece ellerimin titrediğini zannetmiyorum.
''Uzay,git burdan ne olur'' Sesim titriyordu.
Hızla yumruğunu arkasında ki dolaba geçirdi.
''2 yıl geçti,hala benden korkuyorsun ve bu beni deli ediyor anladın mı?!'' sesi tarif edilemez bir şekilde öfke doluydu.Bana bedenen zarar vermeyeceğinden emindim.Şuanki hayatım çokta iyi olmayabilirdi.Hatta tamamiyle boka batmıştım.Bunların sorumlusu asla ben değildim.Yaşadıklarımın sorumlusunun kim olduğunu gayet iyi biliyordum.Ama emin olun bilmemeyi herşeyden çok isterdim.
''Korkmuyorum!'' göz yaşlarımı silip göğsünü yumruklamaya başladım.
''Korkmuyorum anladın mı,korkmuyorum! Ne beni içine attığın bu bok çukurundan korkuyorum,ne senden korkuyorum nede bundan sonra yaşayacaklarımdan,hiç birşeyden korkmuyorum artık senin sayende.Beni sen yarattın Uzay.Beni sen bu duruma getirdin.Sen attın beni bu çukura.Sonra da hiç bi sik olmamış gibi siktirip gittin. 2 yıl önce nasıl gittiysen yine öyle git.''
Ayaklarım tutmuyordu.Hızla elimi kavradı.Suratı ekşimişti. Gözlerimi elindeki elime çevirdiğimde,kanadığını gördüm.Bu beni kendime getirmişti.
''Elini yarmışsın!'' Hızla elimi elinden çekip pantalonuma sürdüm.Sürmemle acı ve yanma beraberinde gelmişti. Ufak bir inilti çıkardım. elimi kavramaya çalışsa da izin vermedim.
''Ya birde çok ilgileniyormuş gibi davranmaların,hassas olmaya çalışmaların falan.Sencede biraz komik değil mi?'' Öfkeyle arkasını döndü ve kapıyı hızla kapatıp çıktı.
Sanırım kesin dönüş yapmıştı.Bu egzoz ciyaklaması gayette tanıdıktı.
____________________________________________
Uyanıp,uyanmamak arasında kararsızdım.Bunu düşünebildiğime göre uyanmıştım.Salak saçma düşüncelerimden sıyrılıp doğrulmaya kalktığımda elim efsane bir şekilde sızladığında binlerce hatta yüzbinlerce küfür saydırarak yataktan alelacele kalktım. Duşa girip rahatlamak en iyisi olacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EMSALSİZ
ActionHayat,bazen bir yumruğun ucundaymış gibi acı,iki gözün içindeymiş gibide huzurlu oluyor.