Papatya güzel bir sabaha uyanmıştı. Hemen odasındaki banyoya girip rutin işlerini halledip çıktı. Yatağını topladı, yeni okul üniformasını giyindi ve saçlarını yaptı. Çantasını alıp mutfağa gitti. Babasının hala kalkmadığını görünce babasına ve kendine kahvaltı hazırlamaya başladı. Allahtan okula gitmesine daha vardı. Çünkü babasının uyanık olmayacağını tahmin etmişti...
PAPATYA'NIN AĞZINDAN:
Kahvaltı hazırlayıp babamı uyandırmaya gittim. Tam kapıyı açacağım sırada babam üstü giyinik bir şekilde odasından çıktı. Beni görünce gülümseyen masmavi gözlerini görünce bende gülümseyip yanağına kocaman bir öpücük bıraktım. -Günaydın Papatya'm. +Günaydın babacığım. Kahvaltıyı ben hazırladım hemen yiyip okula gitmem lazım yoksa geç kalacağım. Haydi aşağıı! diyip merdivenlerden hızlı hızlı inmeye başladım. Ama bu hızlı inişimde bir şeyi hesaba katmamıştım. SAKARLIĞIMI!!. Merdivenlerin başından babam - Papatya! diye bağırdı ama her şey için çok geçti. Babam kendini gülmemek için zor tutarken yanıma gelip beni kaldırdı. - İyi misin Papatya'm? + Ayak bileğim acıyor biraz ama iyiyim babacığım. Ben konuşurken babam hala kendini çok zor tutuyordu. +Ya baba gül de sen de rahatla bende. Dememle evin içinde babamın o büyük kahkahası duyuldu. Babam böyle gülünce istemsizce bende gülmeye başladım. Gülmemizi durdurabildiğimiz zaman babamla birlikte mutfağa gidip kahvaltı etmeye başladık. - İstersen seni okula ben bırakayım Papatya'm? Saatime bakıp babama geri döndüm. + Dersin başlamasına az kaldı baba giderken beni de bıraksan çok iyi olur. Babam gülerek kafasını salladı. Kahvaltımızı bitirdikten sonra birlikte hızlıca mutfağı toplayıp evden çıktık. Arabaya biner binmez kemerimi taktım ve radyodan en sevdiğim k-pop grubunun müziğini açtım. ELBETTE STRAY KİDS'İN CHEESE ŞARKISINI AÇTIM!
Okulumun önüne geldikten sonra babamın yanağına bir öpücük bıraktım ve arabadan indim. Dersin başlamasına az kaldığı için babama el sallayıp okula doğru koşmaya başladım. Usain Bolt kadar hızlı bir şekilde bahçeye girdim. Bahçede bulunan bir kaç kişi bana gözlerini dikip bakıyorlardı. Hayır yani nazar değdiricekler bana ondan korkuyorum. Evet bana pis egolu dediğinizi duyar gibiyim ama ben napim abi kendimi övmeden duramıyorum... Her neyse hızlı hızlı okula girdim ve müdürün odasını aramaya başladım. Bütün katlara teeekk tek baktım ama yoww. Evet evet bütün katlara baktım ama okulda müdürün odası yokk! Yanımdan geçen çocuğun kolundan tabiri caizse koprarırmışçasına tutup + Müdürün odası nerde acaba? diye tatlı bir şekilde sordum. Gerçi benim her hareketim tatlı ben napabilirim? Çocuk bir süre beni inceledikten sonra - Sen bu okulda yeni misin? diye sordu. Kafamı olumlu anlamda salladım. -Okulumuza hoşgeldin. Gel seni götüreyim müdürün odasına. Diyerek benimki kadar tatlı olmasada tatlı bir şekilde gülümsedi. Bende gülümsemesine karşılık vererek onu takip ettim. -Adın ne? diye sordu çocuk. +Adım Papatya. Seninki ne? - Benim adımda Doruk. Tanıştığımıza çok memnun oldum Portakal saçlı kız. Bana kullandığı hitap şekli hoşuma gittiği için ufak bir kahkaha attım. O da benim gülüşüme bakakaldı. Evet çünkü çok güzel gülüyorum ahhahaha. Konuşarak müdürün odasına geldik. + Yardım ettiğin için çok teşekkür ederim Doruk. Tanıştığıma memmnun oldum. - Asıl ben sana teşekkür ederim. Yeni tanışmamıza rağmen çok sevdim seni. Eğer bir sorun olursa benim sınıfım 11-B hemen yanıma gelirsin. Hatta sende kabul edersen tenefüslerde beraber dolaşsak olur mu? Diye sordu gülümseyerek. Bende + Okula alışana kadar seni rahatsız edebilirim. Memnuniyetle seninle dolaşırım diyip kocaman bir gülümseme yolladım. O da - Birincisi sen bana rahatsızlık falan vermezsin ikincisi eğer biraz daha burda beklersen sınıfını öğrenemeyip benim yüzümden dersine geç kalıcaksın portakal saçlı kız. Hadi öğren sınıfını. + Tamam hadi sende git dersine geç kalma. Daha sonra görüşürüz. Diyip el salladım. O da bana el sallayıp sınıfına doğru gitti. Kapıyı tıklatıp içerden "gel" sesini duyunca içeri girdim. + Günaydın hocam. Ben okula yeni geldim de sınıfımı öğrenicektim. -Papatya Kokan adın değil mi kızım? + Evet hocam. -Sınıfın 11-B kızım kendin bulursun değil mi? Sınıfımı duyunca kısa süreli bir şoka girsemde müdürümüz bime girmeden + Evet hocam bulurum teşekkürler. Diyip odadan çıktım. Sınıfımı bulup kapıyı tıklatıp içeri girdim. + Hocam ben okula yeni geldim. Dedim. Heyecandan konuşamadım lan niye bu kadar heyecanlıyımmm? - Hoşgeldin kızım kendini tanıtıp boş bir yere geçebilirsin. Gülümseyerek kafamı salladım. +Adım Papatya Kokan. Önceki okulumda bir kaç olay yaşadığım için bu okula geldim. Diyerek hocaya baş selamı verdim. Sınıfa biraz göz gezdirdim. Doruğun yanı boş olduğu için yanına oturdum. - Aynı sınıftayız demekki şansa bak diyerek bana sarıldı. Bende gülümseyerek ona sarıldım.Utanarak ondan geri çekildiğimde bütün sınıfın dizi izler gibi bizi izlediğini fark ederek daha fazla utandım ve yılın utangaçlık ödülünü ben kazandım skdjsd. Doruk benim utandığımı görünce ufak bir kahkaha patlattı ve ben daha da fazla utandım. Her neyse bu kadar utanma yeter. Bende Doruğun gülüşüne karşılık verdim. Doruk benim yüzüme sanki dünyadaki en değerli şeymişim gibi bakıyordu. Bana arkadaşça yaklaştığını düşündüğüm için ona böyle karşılık veriyordum. Yoksa daha yeni tanıştığım ve hiç tanımadığım birine karşı asla böyle davranmazdım. O değilde ben şu an tek bir şeyden çoook eminim. Bu sonuca nasıl ulaştığımı soracak olursanız sınıftaki kızların bana attığı öldürücü bakışlar olur cevabım. Sorun şu kiii okuldaki kızlar Doruk'la biraz fazla samimi olduğum için beni kesebilirler...
Helvam boll cevizli olsun lütfeenn! :)
BÖLÜM SONUUU. İYİ OKUMALAR 🌼🎶❤
Fotoğraftaki karakteri Papatya yaptım umarım beğenirsiniz...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PORTAKAL SAÇLI KIZ
HumorAnnesini kaybetmiş bir kız çocuğu ve onu seven iki erkeğin hikayesi...