"OLAYLAR OLAY ÜSTÜNE"

12 1 2
                                    


İlk dersimiz bitip öğle arası zili çaldığı zaman üstümden bir yük kalkmış gibi hissettim. Kafamı sıraya gömüp gözlerimi kapattım. 

- Papatya, iyi misin? 

Kafamı kaldırıp gülümsemeye çalıştım ama başım ağrıdığı için ne kadar yapabildim tartışılır...

+ İyiyim de biraz başım ağrıyor. Lavaboya gidip yüzümü yıkasam iyi olacak.

- Peki gel yardım edeyim sana. 

Diyerek beni ayağa kaldırdı ve kızlar tuvaletinin önüne kadar getirdi.

- Ben seni alt katta ki kantinde bekliyorum. Bir ayran alalım iç olur mu?

Kafamı sallayarak lavaboya girdim ve elimi yüzümü yıkadım. Sabah evden çıkmadan lavaboya girmediğim için kendime söve söve tuvalete girdim. Ben girdikten sonra içeriye hayatımda duyduğum en gıcık ve iğrenç konuşan bir kız grubu girdi. Tam kabinden çıkıp ellerimi yıkayacaktım ki konuştukları konu yüzünden olduğum yere çakılıp kaldım.

- O turuncu saçlı kız ne yaptı da gelir gelmez Doruk'la bu kadar samimi oldu çok merak ediyorum? diye arkadaşına sordu bir tanesi. Diğeri de

- Bence herhangi bir şey yapmamıştır. Doruğu tanıyamadınız mı okula gelen her kızla oynar böyle. Eminim bu da geçici bir hevestir ama inşallah sonları yine geçen sene ki gibi olmaz. Çünkü Emre geçen sene Doruğu fena benzetti.

Diyerek tuvaletten çıktılar. Onların çıktığını duyunca bende çıktım ve tekrardan elimi yüzümü yıkadım ve düşünerek tuvaletten çıktım. Doruk benimle gönül mü eğlendiriyordu yani? Hem de okula daha yeni gelmiş bir kızla? ha bir de Emre vardı. Sahiden ya Emre kim acaba? diye düşünerek kantine indim. Aslında bu öğrendiklerimden sonra elbette ki Doruk'tan soğudum ama onun ağzından duymadan bir sonuca ulaşmak istemediğim için beni bekleyen Doruğun yanına gittim ve bir sandalye çekip karşısına oturdum. 

- İyi misin Portakal Saçlı Kız? diye sordu Doruk gülümseyerek. Haa benim başım ağrıyordu değil mi, unutmuşum lan.

+ Evet iyiyim de benim sana bir şey sormam gerek Doruk. diyerek masada biraz öne doğru eğildim.

- Evet sor bakalım. diyerek o da kollarını masaya yaslayıp bana baktı.

+ Ben lavabodayken bir kız grubu geldi ve senin benimle gönül eğlendirdiğini ve geçen sene Emre diye bir çocukla fena bir şekilde kavga ettiğinizi söyledi. Onların söyledikleri doğru mu Doruk? Daha ilk günümden bana yardım ettiğin için iyi bir insan olduğunu düşünürken bunları duymak sana olan güvenimi sarstı. dedim üzgün bir tonda.

- Pekala bunu beklemiyordum. diyerek sandalyesin de geriye doğru yaslandı. Evet geçen sene Emre'yle kavga ettik ve Papatya gerçekten güzel olduğun kadar safsın da. Daha okulunun ilk gününden yer sormak için konuştuğun birine nasıl bu kadar kolay güvenebiliyorsun anlamış değilim. dedi ve pis bir sırıtış yolladı. Duyduklarımla gözlerim dolsa da merak ettiklerimi sormak istiyordum.

+ Emre kim?

- Geçen sene okula yeni gelen bir kızla aynı seninle olduğu gibi eğlenirken Emre de bu kızdan hoşlanmış ve benim onunla oynamama sinirlenmiş. O yüzden kavga ettik. Kız da okulda olanlara dayanamayıp gitti. Dua et senin de sonun böyle olmasın. diyip önümde 32 diş sırıttı.

Ayağa kalkıp yanağına efsane bir osmanlı tokatı çakıp + Hayatım da çok pislik tanıdım ama senin gibisini ilk defa gördüm. Ha şunu da ekliyeyim beni gerçekten o kızla kıyaslama bile yoksa çok pişman olursun. diyip kantinden çıktım. Bahçeye çıkıp bir banka oturdum ve gözyaşlarımı annemin deyişiyle incilerimi serbest bıraktım. Elbette bir erkek için ağlamıyordum. Birinin beni kandırıp beni oyuncakmışım gibi kullanmasına ağlıyordum. Yanıma birinin oturmasıyla o tarafa döndüm ve iki tane mavi harelerle karşılaştım. Elini uzatıp gözyaşlarımı sildi ve

- İyi misin? diyerek hafif bir gülümsemeyle yüzüme baktı. Arkadaş benim bu okulda kısmetim açıldı. Bu ne ya Doruk bitti bu seferde bu deniz bakışlı çocuk başladı. Hadi hayırlısı. Gözyaşlarımı silip yüzüme hafif bir gülümseme yerleştirip ona döndüm ve

+ Evet iyiyim. dedim

- İyiysen neden ağlıyorsun o zaman? diye gülerek sordu. - Kendimi tanıtmayı unuttum. Emre ben. Seni ağlıyor görünce dayanamadım yanına geldim. Seni daha önce hiç görmemiştim. Yenisin galiba burada?  Emre denen çocuğun böyle bir zamanda karşıma çıkmasına şaşırsam da onun Doruktan farklı olduğunu anladığım için güzel yaklaşacaktım.

+ Bende Papatya. Okulda yeniyim daha bugün geldim.

- Tanıştığıma memnun oldum Papatya. Seni daha önce de gördüm aslında. Doruk şe- yani şereflisiyle baya samimiydin. Aslında ben yanına biraz da o yüzden geldim. Doruk çok pis bir çocuktur Papatya. Daha okulda yenisin ve kimseyi tanımıyorsun. Doruğa bulaşma ve bence ondan uzak dur. dedi.

+ Biliyorum, yani Doruğun gerçek amacını öğrendim. Onun için ağlıyordum zaten.

- Yoksa Doruğu seviyor musun? diye sordu hafif endişeyle.

+ Hayır elbette sevmiyorum. Ama bir insanın bana iyi yaklaştığını yani iyilik yaptığını düşünürken asıl amacını öğrenmek beni üzdü. O yüzden ağlıyordum. Dedim mavi harelere bakıp gülümseyerek. 

- Pekala. Gerçekleri öğrenmene sevindim ama o şe- yani onun için kendini üzmene bile değmez.

Biz Emreyle konuşurken ders zili çaldı.

- Hadi sana sınıfına kadar eşlik edeyim. diyerek beni kollarımdan tutarak kaldırdı. Okula girip ilerlerken havadan sudan konuşuyorduk. Emre beni sınıfıma bırakıp gidecekken adını seslendim ve

+ Teşekkür ederim. dedim gülümseyerek. O da bana gülümsedi ve

- Önemli değil. Çıkışta görüşürüz. dedi ve arkasını dönerek sınıfına gitti. Yani biz şimdi beraber mi çıkacaktık? Yüzümdeki gülümseyemeye engel olamayarak sınıfa girdim ve Doruğun orada olduğunu fark ettim. Hemen yanındaki sıradan çantamı alıp en arka sıraya geçtim. Çantamı sıraya atıp oturdum ve hocayı beklemeye başladım. Benim arka sıraya oturduğumu fark eden Doruk sırasından kalktı ve yanıma geldi.

- Papatya tamam özür dilerim. Hadi burada tek başına oturma gel yanıma diyerek beni kolumdan tutup kaldırmaya çalıştı. Ama ben bunları yermiyimmm? ASLAĞH.  Kolumu hızlıca çekip ayağa kalktım

+ İstemiyorum. Yaptığın hatayı fark etmene sevindim ama senin gerçek kişiliğini öğrendim. Bir daha benimle konuşmanı istemiyorum Doruk. Hoca gelmeden git ve yerine otur. Diyerek geri yerime oturdum. Allahtan cam kenarının en arka sırasındaydım da dışarıyı izleyebilirdim. Kafamı cama yaslayıp hocayı beklemeye başladım. Bir yandan da Minho ile Han ne kadar yakışıyor diye düşünüyordum ehhehe. Yanımda bir haraketlilik fark edince yanıma döndüm veeee Emreyle karşılaştım. Ben şok!

- Artık sınıf ve sıra arkadaşınım Papatya, diye gülümseyerek arkasına yaslandı. 



   İYİ OKUMALAR VE BOL MİNSUNGLU GÜNLERRR 🤍🌼🎶💙




PORTAKAL SAÇLI KIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin