*********
Herkes köşesini kapmış
İyi ama ben nasıl büyük adam olucam?*********
Her şeyin başlamasına izin verdiğim bu yerdeydim yine. Burada, manasızca kalabalık bir caddenin kenarına konmuş bu bankta kulağımda kulaklıklarımla oturuyordum. Çalan şarkı o günkünden farklıydı belki, fakat kafamın karışıklığı o günküyle aynıydı. Sadece 9 ay önceki o paspal halim gözümün önünde capcanlıydı. Şimdi ise üzerimde hep giymeyi dilediğim o markaların kıyafetleri vardı. İyi görünüyordum. Yanımdan geçip gidenler ikinci hatta üçüncü defa dönüp tekrar tekrar bana bakıyorlardı. Harikaydım. Fakat içimde hissettiğim yine de paspallığımdı.
Sözlerine odaklandığım şarkı bir anda kesildiğinde ve yerini telefonumun lanet ettiğim arama sesine bıraktığında dudaklarımı sıkıca birbirine bastırdım. Artık 9 ay öncesinde olduğu gibi herhangi bir aramayı görmezden gelemezdim. Telefonumu insanlardan uzaklaşmak istediğim zamanlarda keyfimce kapatamazdım. Sessize bile alamazdım. Çünkü bir idolün yerine geçmek bu demekti.
Bir süre boyunca çalmasına izin verdiğim aramayı kapanmadan önce kabul edebilmek için telefonumu cebimden çıkardım. Arayanın ismini görmem kulaklıklarımdan birini çıkarmak için uzanan elimi havada bir an asılı bıraksa da kulaklığımı kulağımdan çıkarıp aramayı kabul ettim.
"Sevgilim?"
Duyduğum tok ses midemin bulanmasına neden olurken sesimi olabildiğince normal çıkartmaya çalışarak konuşmaya başladım.
"Changbin?"
" Nasıl olduğunu sormak için aramıştım. Ah bir de hafta sonunu boşaltmaya menajerini ikna edip edemediğini öğrenmek için."
Kulaklarıma dolan kıkırtısı midemin daha da altüst olmasına sebebiyet verirken tüm hücrelerim endişeyle dolmuştu. Hafta sonumu neden boşaltmam gerekiyordu? Daha da önemlisi bunu bana ne zaman söylemişti? Ben niye böyle bir şeyi hatırlamıyordum? En son dün gece konuşmuştuk ve böyle bir şey dediğini hatırlamıyordum. Hayır, hayır hayır. Muhakkak ki benden böyle bir istekte bulunsaydı hatırlardım. Tanrım ne yapacaktım?
"Sevgilim? Orada mısın?"
"Evet buradayım. Ben üzgünüm dışarıdayım ve... Az önce... direğe... Evet direğe çarptım ayağımı o yüzden bi an cevap veremedim."
Söylediğim yalanın ardından alt dudağıma dişlerimi geçirirken Changbin'in yalan söylediğimi fark etmemesini umdum.
" Ne? canın çok yandı mı? Sevgilim daha dikkatli olmalısın. Tanrım... Chan hyung yanında değil mi?"
İçinde bariz bir siniri de taşıyan endişeli sesi beni rahatlatırken dişlediğim dudağımı serbest bıraktım. koruma kısmını atladığımı fark etmemesini umarak konuşmaya başladım.
"Rahatla binnie~ Biliyorsun beni her zamanki sakarlığım işte. Dimdik yerinde duran direğe tosladım."
Neşeli ve cilveli çıkarmaya özen gösterdiğim sesimle söylediklerimin karşılığında Changbin'in tok sesli gülüşü kulağımda yankılandı. Gözlerim kendiliğinden kapanırken acıyla dudağımın bir kenarı kıvrıldı.
"Biliyorum. Senin bu sakarlığın yüreğime hiç rahat vermiyor. Ee Hafta sonunu boşaltabildin mi? Seni görmeyeli uzun zaman oldu. Seni özledim."
" Ben... Changbin... Haftasonunu boşaltmamı istediğini hatırlamıyorum. Şuan dolu fakat sanırım halledebilirim. Chan hyung ile konuşursam galiba ayarlayabilir."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
How Kill Yourself?-Changlix
FanfictionÜnlü oyuncu ve idol Lee Yongbok'un uyuşturucudan dolayı ölümü şirketin yeni bir şeyler düşünmesini gerektirmişti. Bunu kendi lehlerine nasıl çevirerek açıklayabileceklerini düşünürken kendi şirketlerine idol olmak için başvurmuş kayıtlarda neredeyse...