0325.

327 40 376
                                    

jeongin evinden ayrıldı ve her zaman gittiği kafeye gitti. genelde buraya gelir ve ders çalışırdı. bugün yine ders çalışmak için gitmişti kafeye.

garsonu görünce her zaman içtiği kahveyi sipariş etmiş ve kahvesi gelene kadar dersine başlamıştı.

kahvesi gelmiş ve güzelce dersini çalıştıktan sonra kafeden çıkmış, evine gelmişti.

genelde aynı şeyleri tekrar ederdi; okula gider, ders çalışır, yemek yer ya da en sevdiği aktivite olarak geceleri Ayʼı izlerdi. onun dışında pek gezmezdi. arkadaşı yoktu zaten, sadece okulda gerektiğinde konuşuyordu bazı insanlarla.

son senesi olduğu için çok çalışıyordu ve bunun karşılığını da alıyordu, notları yüksekti, tam olarak istediği gibi gidiyordu her şey.

telefonunu alıp müzik açtı, şu sıralar sürekli dinlediği şarkıyı, fly me to the moon.

Ayʼı sevmesinin sebeplerinden birisi, Ayʼın mitolojisini araştırması ve içindeki derin anlamların hoşuna gitmesiydi.

kulaklığını takıp müziği dinlerken bir yandan güneşin batışını izliyordu.

gülümsemiş ve gözlerini kapatmıştı.

birkaç saat sonra uyanmış ve saate bakmıştı, Ay yeniden kendini göstermişti.

üstüne kalın bir kazak giyip aşağıya indi, her zaman Ayʼı izlediği yer olan parkın yanındaki çimenlerle kaplı yere uzandı.

bugün Ay hilal şeklindeydi.

jeongin müziğini dinlerken bir yandan Ay ve yıldızlara odaklanıyordu, o sırada birisi kulaklıklarından birini çıkarıp kendi kulağına takıp şarkıyı dinlemişti.

jeongin yan dönüp kulaklığını alan kişiye baktı.

"hey?"

karşısındaki kişi başını yana eğmişti.

"kulaklığımı neden aldınız, bayım?"

"şarkıyı merak etmiştim, size eşlik edebilir miyim?"

jeongin biraz şaşırmıştı, daha önce böyle bir teklif almamıştı.

"oh, tabii."

jeongin bir yandan şarkıyı mırıldanırken changbin güldü.

"noldu?"

"çok güzel söylüyordun, devam et."

jeongin kafa sallayıp devam etti ve söylerken bileğindeki Ay sembollü bilekliğe baktı, kolunu yukarı uzattı.

changbin onu fark edip bileğindeki Güneş sembollü bileklik ile kolunu jeonginʼin koluna yaklaştırdı.

jeongin şaşırıp changbine baktı,

"bileklikler,, çok uygunlar."

changbinʼin elini tutup bilekliği inceledi, o sırada changbin, sessizce jeongini izliyordu.

çok güzel görünüyor.

jeongin bilekliği inceledikten sonra gülümseyip,

"birbirimizin kaderiyiz."

demişti.

"oh, geç olmuş. ben gideyim."

changbin kafasını salladı ve kulaklığı jeongine verdi.

"adınız neydi?"

"jeongin."

"tanıştığıma memnun oldum jeongin, ben changbin. umarım bir gün yeniden karşılaşırız."

selenophile , jeongbin [✓] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin