Taslaklardaki tamamlanmış son bölüm. Yarına da Allah kerim. Bakalım bitirirsem atarım. Sonrası için öhöm... Sonra konuşuruz.
İyi okumalar efendim. Kendinizi fazla kaptırmamanızı öneririm.
* * *
Jungkook, Taehyung'u kendisinden ayırıp yatağa yatırdığında, kafasında bir milyon tane soru taşıyordu. Odadan çıkıp, Taehyung'un masasının önündeki koltuğa oturdu. Aklındaki milyon sorunun ilkinden başladı.
-Beni neden öptü?
Bunun cevabını bilmiyordu. Sarhoştu, farkında bile olmayabilirdi.
-Gecenin bir yarısı kafede ne yaptığını nasıl açıklayacak?
Bu sorunun cevabı ile ilk sorununki benzerdi. Sarhoş olduğu için kendisini görmemiş bile olabilirdi. Eğer ki hatırlayacak kadar kendinde ise; onu neden öptüğünü de açıklamak zorundaydı.
Jungkook, diğer tüm soruları aklından silmek için saçlarını karıştırdı ve başını koltuğun kenarına yasladı. İçeriden bir takım sesler geldiğinde yerinden fırladı ve odaya koştu. Taehyung küsüyordu, hem de sırt üstü yatıyorken. Hemen yanına gidip onu yan çevirdi ve sırtına vurdu. Bir yandan öksürüp bir yandan kusan Taehyung biraz sakinleştiğinde Jungkook onun iyi olup olmadığına baktı. Az önce kaçmayı düşünüyordu fakat Taehyung'un hali oldukça kötüydü. Odanın içindeki küçük banyodan paspas alıp yeri temizledi. Daha sonra Taehyung'un üstündeki ceketi çıkarıp, onu banyoya götürdü. Baygın durumda olan Taehyung'a bakıp ofladı.
"Hiç yardımcı olmuyorsun."
Jungkook, Taehyung'a karşı besleyip büyüttüğü hisleri unutmaya çalıştı. Eğer unutmazsa bu gece onun için işkence olacak gibiydi. Taehyung'u kapağı kapalı haldeki klozetin üstüne oturttu ve onu duvara yasladı. Gömleğinin düğmelerini açarken elleri titriyordu.
"Lanet olsun!"
Gömleğini çıkarınca Taehyung'un vücudunun alakasız yerlerinde dövmeleri olduğunu gördü. İncelemeyi bırakıp, asıl zorlanacağı kısma geldi. Pantolonunun düğmesini açıp, onu kendine çekerek ayağa kaldırdı, kendisine yaslayıp, pantolonu aşağı indirdi. Tekrar oturtup pantolonu bacaklarından çekerek çıkardı.
"Binlerce kez lanet olsun."
Taehyung'u duşakabinin içine taşıyıp yere oturttu. Soğuk suyu açıp Taehyung'a tutması ile Taehyung'un irkilmesi bir olmuştu. Sudan korunmak için ellerini suya siper etse de hala kendinde olmadığını biliyordu Jungkook. Yine de daha fazla titremesine göz yumamadı ve suyu biraz ılındırdı. Taehyung sakinleşip, hareketsizleştiğinde kusmuk bulaşmış olan saçlarını yıkadı. yüzünü yıkarken, yakından bakma fırsatı olmuştu. Onu incelerken, kendi üstünü ıslattığını fark etmemişti.
"Siktir!"
Jungkook, kapı arkasında asılı olan bornozu alıp, omzuna astı. Taehyung'u ayağa kaldırıp güç bela bornozu giydirdi ve kafasını çevirerek üzerinde kalan son çamaşırını çıkardı. Jungkook, ıslak boxerı kenara atınca istemsiz bir tiksinti duydu. O titiz bir adamdı. Böyle şeylere alışkın değildi.
Taehyung'u içeri taşıdıktan sonra yatağa yatırdı ve dolapta kıyafeti var mı diye açıp baktı. Yoktu.
Jungkook yatağa dönüp ona baktı. Uyuyor mu yoksa baygın mı merak ediyordu. İkinci bir boğulma vakası olmasın diye onu yan çevirip, dönmesin diye de arkasına yastık koydu. Hemen alt kattaki malzeme odasına gidip, Temiz kıyafetlerinden aldı ve koşar adımlarla yukarı çıktı. Taehyung bıraktığı gibi duruyordu. Banyodan küçük havlu alıp geldi. Önce ıslanan pantolonunu ve tişörtünü çıkarıp değiştirdi. Taehyung'un yanına gidip, getirdiği küçük havluyu onun başına sardı. Alt kattan getirdiği çamaşırları yanına koydu ve giydirmeye başladı. Fark etti ki birini soymak giydirmekten daha kolaymış. Kan ter içinde kalsa da kendi kıyafetlerini giymiş Taehyung yatakta yatarken mutlu olmuştu. Artık daha huzurlu görünüyordu. Yukarı bakıp: