to fall in love

45 18 0
                                    

Kafasındaki düşünceyi uzaklaştırmak için yandaki Mint'in odasına gitti ama Mint orada değildi bu yüzden şansını Lame'de denemek istedi. Lame odasındaydı ve her zaman olduğu gibi bütün oburluğuyla yemek yemekle meşguldü.

"N'aber seni obur?"

"İyidir sıska şey, senden?" dedi ağzındaki lokmayla.

Suga yatağına uzanırken "İğrençsin." dedi. Lime otuz iki diş sırıtıp "İltifatın için sağol." dedi ve ardından yemeğe devam etti.

"Eee senin melek nasıl bir şey?"

Lime bir süre düşündü ve "Hangi kelime ile tanımlamalıyım bilmiyorum. Adı Favor, sen gayet iyi anladın bence nasıl olduğunu. En son dünyalımızı övüyordu ki ben kaçtım." dedi.

"Övüyor muydu?" dedi Suga kahkaha atarak. "Benimki en azından sadece hayran hayran izliyordu."

"Bu sevgi dolulukları midemi bulandırıyor."

"Benim de." dedi Suga dalgın bir şekilde. Sevgi o kadar mide bulandırıcı değildi aslında. Sonuçta şeytanlar da şeytanları sevebilirdi...

Bu sırada Mint içeri girdi. Biraz sinirliydi. Lime ve Suga nedenini sorduğunda "Şu çok bilmiş melek beni yendi. Dünyalım geriye kalan hayatına sevap ile başladı." dedi.

"Ne oldu da yenildin?" dedi Lime ağzındaki lokmayla.

Mint iğrenir bir ifade takındıktan sonra "Şu düello odası başarılı bir öğrenci olduğu için kural koyma hakkını ilk ona verdi."dedi.

"Düello neydi ki?"diye sordu Suga.

"İpte yürüme. Ve o lanet melek de bütün özel yetenekleri kullanmayı yasakladı. Kırk kilo bir kız olarak da beni yendi hâliyle. İlk adımı o atmış oldu ve ben sonradan dünyalımın fikrini değiştiremedim."

Lime "Ee yeteneklerini kullanıp yenseydin. Biz kuralları çiğneyerek kazanırız."dedi.

"Düello odasında işler öyle olmuyor ama zeka küpü. Koyulan kuralı çiğneyen hükmen mağlup sayılıyor. Ama bir dahaki sefere kuralları ben koyacağım ve o aptal meleği mahvedeceğim."

Suga biraz düşündükten sonra "Eğer senin başına bu geldiyse biz de aynı şeyleri yaşayacağız demektir. Şeytan derslerinde bizden daha iyisin ama bu melekler aşırı çalışkan olduğu için bizim birincimizi bile geçebiliyor. O aptal beyaz kafa mı kural koyacak bizim için şimdi?"dedi.

"Saçı beyaz mı?"diye sordu Lime şaşkınlıkla.

Suga hayretle "Sabah gördün ya, hatırlamıyor musun?"dedi.

"O sırada ne yesem diye düşünüyordum."dedi ve hepsi birden kahkaha atmaya başladı.

Bu sırada Suga'nın kanatları hareketlenmeye başladı. Çaresizce ayaklandı ve "Ne diye bu kadar hızlı kritik bir karar veriyor bu lanet dünyalı?"diye söylenerek Lime'ın odasından ayrıldı.

Chan biri onunla konuşmadıkça ve çok zorunda kalmadıkça kimseyle konuşmazdı. Okulun ilk günü onun için en zor günlerden biriydi. Sessizce bir an önce bitsin istiyordu ve arkada bir köşeye geçip oturmuştu. İlk birkaç ders kimse onunla konuşmamıştı. Doğrusu Chan'in savunma mekanizması sürekli aktif olduğu için etrafına negatif bir enerji yayıyordu ve birçok öğrenci de ondan çekiniyordu.

Fakat bir tanesi çekinmemişti: Jack. Zaten düşünmeden hareket eden, her şeyi yapabilecek olan bir insandı. Chan'le uzun uzun muhabbet etmişti ve sona doğru okul çıkışı onunla takılmasını teklif etmişti. Tabii kendisi okul çıkışı madde alacaktı. Chan'e de teklif etmişti. Chan arkadaş edinme fırsatı ayağına bir daha gelmez düşüncesiyle direkt onu reddetmedi fakat kötü şeyler başına gelir korkusuyla kabul de etmedi. Sadece "Bir düşüneyim." dedi.

fire meet gasoline | mygHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin