"Odama gelip, ben dinlenirken bana eşlik etmeye ne dersin?"dedi.
Daisy şaşkınca "Ne?"diye sordu.
Suga şaçmaladığının farkındaydı ama yine de devam etmek istedi ve "Duydun işte, dinlenirken bana eşlik et."dedi.
"Meleklerin şeytan yurduna girdiği nerde görülmüş?"
Suga güldü ve "Bir ilki gerçekleştirmiş olursun işte, fena mı?"dedi.
Daisy "Fena."dedi ve gitmek için arkasını döndü. Ama Suga tekrar önüne geldi ve "Hadi ama, siz melekler hep bu kadar korkak mısınız?"dedi.
Daisy sabırla "Kötülükle savaşmak cesaret gerektiren bir iştir Suga."dedi.
Suga Tch diye ses çıkardıktan sonra "Bu kadar mı, dahası?"dedi.
"Lütfen daha fazla uzatma, inan ki kötü kalbine ve düşüncelerine şahitlik etmek beni çok yordu. Şu an en az senin kadar ben de hasta hissediyorum."
Suga pes etmişti. Zaten yorgundu ve Daisy'nin ona asla eşlik etmeyeceğini biliyordu. Daisy gittikten sonra odasına gitti ve kendini yatağına bıraktı.
İçinde koca bir boşluk oluşmuş gibiydi. Ne yaparsa yapsın asla dolmayacak gibi hissettiriyor ve her saniye biraz daha büyüyordu. Rahatsızca yatakta bir o yana bir bu yana döndü ve derin bir nefes alıp verdi. Belki biraz uyursam geçer diye düşünerek gözlerini yumdu.
Gözünü kapatmasıyla Daisy'nin hayalini gördü. Ona yardım ederken ki hâli gözünün önünde tekrar canlandı. Elinde hissettiği sızıyla gözlerini açtı ve eline baktı. Kızarmıştı. Melek ve şeytanların vücutları çok nadir hasar görürdü ve bu Suga'nın başına ilk defa geliyordu.
Kendi kendine alabileceğim en güzel yara bu olabilir diye düşündü. Evet, canı yanmıştı ve hâlâ eli biraz sızlıyordu ama Daisy'nin minik, yumuşacık ellerinin hissini hatırladıkça kendini çok iyi hissediyordu.
Kendi kendine alayla güldü ve "O senin kaba ellerini tutmaktan hiç hoşlanmamıştır Suga."dedi.
Elini sıkıca yumruk yaptı ve bu sefer kesinlikle uyumak için gözlerini kapattı.
Kanatlarında hissettiği hareketlilikle küfürler savurarak gözlerini araladı.
Bu sırada başında bekleyen Lime ve Mint sevinçle haykırdı "Sonunda!"
Suga şaşkınlıkla "Ne sonunda?"diye sordu.
Lime kaba sesiyle "Hastalanmışsın dostum. 32 saattir uyuyorsun."dedi.
"32 saat mi? Ne oldu ki bana?"
Mint "Onu sen söyleyeceksin. Şeytan ruhuna bir şeyler olmuş."dedi.
"Cümle kendi içinde tutarsız. Şeytanım ben, benim ruhuma ne olabilir ki?"
Mint imalı imalı "Bilmem, ne olabilir?"dedi.
Suga yerinden kalktı ve "Soruya soruyla cevap verme. Şu lanet insan yine bir karar verecek, ben gidiyorum."dedi. Ardından Chan'in yanına uçtu.
Daisy ondan önce gelmişti. Suga'yı görünce "Merhaba, görüşmeyeli epey oldu."dedi.
Suga ukala ukala sırıttı ve "Ne o, beni özledi mi yoksa meleğim?"dedi.
"Hayır, aksine iyilik ile dolu günler geçirdim."
Suga uzun uzun Daisy'i izledi. Daisy gözlerini ondan çekmiş ve Chan'i izlemeye başlamıştı. Suga'nın gözleri Daisy'nin sevimli ellerine kaydı. Tekrar elinin hissi ellerindeydi. Gülümsedi ve "Eee, Chan Bey'in sorunu ne?"diye sordu.
"Chan müziği çok seviyor. Uzun zamandır bir elektro gitar için para biriktiriyordu. Fakat dün evlerine hırsız girdi ve onun parasıyla birlikte yüklü miktarda para çaldı. Yani ailesinden rica etse bile yakın zamanda almaları pek mümkün değil. Chan'in de aklından kötü şeyler geçmeye başladı."
"İşte benim adamım, ne şeytanlık düşündü bakalım?"
Daisy ters ters Suga'ya baktı ve "Bahis oynamayı, dolandırıcılık yapmayı ve hatta direkt gitarı çalmayı bile aklından geçirdi."dedi.
Suga sevinçle döndü ve "Evet, bu harika bir haber. Ben bir sorun göremiyorum."dedi.
Daisy Suga'nın önüne geçti ve "İnsanlar genelde düşüncelerini kontrol edemezler. İyi ve kötü milyonlarca şey düşünürler. Eyleme geçirene kadar mutlak olarak kötü veya iyi olmazlar. Chan şu an ne iyi ne de kötü. Sevinmen için erken."dedi.
Suga keyifsizce kafasını eğdi ve "Ah, çok fazla kelime. Sen sus güzelim, düello odasında güçlerin konuşsun ha?"dedi.
Düello odasına gittiler. Düelloları köz üstünde yürümekti. Bunu duyunca Daisy hayal kırıklığına uğradı. Gözüne kazanması imkansız gibi görünmüştü. Kuralları da Suga koyacaktı.
Suga sırıttı ve "Kural elbette ki kuralsızlık!"dedi.
"Nasıl yani?"
"Duyduğun gibi, herkes istediğini yapabilir. Fakat amaç yürümek olduğu için uçmak yasak."
Düello başladığında Daisy umutsuzca önce önündeki uzun köz kaplı yola, sonra da ayaklarına baktı. Suga'nın gözleri Daisy'nin ayaklarına kaymıştı. Süt gibi beyaz, ufak ayakları vardı. Biraz sonra bir şekilde burada yürümek zorunda oluşu Suga'ya kötü hissettirmişti.
Daisy derin bir nefes aldıktan sonra "Başlayalım mı?"diye sordu. Suga bir iki dakika öncesine kıyasla keyifsiz bir şekilde "Peki."dedi.
"İlk karşıya geçen kazanır."
Daisy kafa sallayıp onaylayınca Suga ateş uçuşunu aktive etti. Böylelikle vücudu alevlerle sarılmıştı. Yani közde yürümek ona normal bir yoldan yürümekten farksızdı.
Daisy hayretle ona bakarken "Görüşür."dedi ve yavaş yavaş yürümeye başladı.
Daisy hâlâ ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Ayaklarının bir şekilde bu közlere değmesi gerekiyordu. Güçlerinin hiçbiri buradan acı çekmeden geçmesine yardımcı olamazdı.
Daisy iyilik için buna değer diye düşündü ve ayaklarını sıcak közlere bastı. Canı çok yanmıştı ama pes edemezdi. Onun fıtratında bu yoktu.
Bir iki dakika sonra yolun daha çeyreğine ancak gelmişken Daisy göz yaşları içinde yere düştü. Suga onun düşme sesiyle geriye dönüp baktığında Daisy'nin o berbat hâlini gördü.
Geriye doğru birkaç adımdan sonra ona dokunmayacağı yine aklına geldi. Lanet ederek yolun sonuna doğru koşmaya başladı. Bu sırada Daisy çektiği acıya daha fazla dayanamayarak kendini koruma balonunun içine aldı. Böylece kural ihlali oldu ve düello bitti.
Tekrar odaya geldiklerinde Daisy yere oturmuş ağlıyordu. Suga ne yapacağını şaşırmış durumda Daisy'nin yanına çöktü.
Daisy biraz kendine geldikten sonra Suga'ya döndü ve "Neyi bekliyorsun, hadi git ve hamleni yap.'dedi.
Suga Daisy'nin kızarmış gözlerine baktı ve "Ben de neyi beklediğimi bilmiyorum."dedi.
Daisy Suga'nın yüzündeki hüznü gördü.
"Mutlu olman gerekmez mi Suga?"
"Evet, gerekir. Ama ben ilk defa kazandığım için mutsuzum."
Selam millet!!
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.💜💜💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fire meet gasoline | myg
Fanfic"Aşık olmak tehlikeli ama ben bu gece seninle yanmak istiyorum."