Valizimi büyük bir heyecanla hazırladığım için kıyafetlerimi katlamadan, buruş buruş bir şekilde koyuyordum. Özel eşyalarımı ise siyah ve geniş olan valizimin ön tarafındaki fermuarlı büyük cebe koyuyordum. Valizimi hazırladıktan sonra etrafıma, odadakilere baktım. Duygulanmıştım. 16 senelik arkadaşlarımı bırakmak inanın hiç kolay değildi. Teker teker hepsiyle vedalaştım. Fakat bir yandan yıllardır buradan çıkmayı bekliyordum. Çünkü duvarları kirli, rutubet kokan, yatakları gıcır gıcır sesler çıkartan, camları ahşap olduğu için geceleri içeriye soğuk alan, görevlilerin çok agresif olduğu, bana ve arkadaşlarıma zarar verildiği, yemeklerin içinde ise kıl yüzen bir yetimhanede büyümüştüm.
Özür dilerim. Kendimi tanıtmayı unuttum. Ben Tolunay. Uzun, kıvırcık, sarı saçlarım, açık mavi gözlerim var. Küçük kulaklarım ve burnum, ince kaşlarım var. Boyum yaklaşık 1.80 civarında. Kaslı bir vücuda sahibim. Yakışıklıyım denilemez. Ama etrafımdakiler sempatik ve tatlı olduğumu söylüyorlar.
Yetimhaneden çıktığım gibi ilk işim telefon bulmaktı. Sol tarafımda bulunan mavi telefon kulübesi gözüme çarptı. Hızlı ve büyük adımlarla telefon klübesine ilerledim. Telefonu elime aldım. Numarayı çevirdim ve telefonu kulağıma koydum.
"-Alo Pamir ?"
"-Buyrun benim. Siz kimsiniz ?"
"-Ben Tolunay."
"-Bir dakika ! Sen o berbat yerden çıktın mı ?"
"-Evet ve ilk işim seni aramak oldu. Eğer müsaitsen beni burdan alabilir misin ?"
"-Ne demek kardeşim. 15 dakikaya ordayım."
Pamir'in sesinin verdiği huzur ile gerçekten o iğrenç yerden tamamen kurtulduğumu anlamıştım. Yıllardır bu anı bekliyordum. Çok mutluydum. Tek sorun şu ki kalacak bir yerim, akrabam, ailem, hiçkimsem yok. Pamir ise benim yetimhaneden arkadaşım. Geçen sene 16. Yaşına bastığı için oradan kurtulmuş ve hayata atılmıştı. Gerçekten 3 numara saçın en çok yakıştığı insan Pamir diyebilirim. Çok karizmatik bir çocuk. 3 numara saçları, zümrüt yeşili gözleri, küçük fındık burunlu, inci gibi dişleri, yapılı vücudu, giyim tarzı ve kişiliğiyle mükemmel bir insan diyebilirim.
Ben yukarıda mavinin sonsuzluğundaki kuşların süzülmesini seyrederken Pamir son model BMW'si ile geldi. Bu arabayı alabilmesi için bir şirket sahibi falan olması lazım. Arabanın kapısını açtı ve karşıma rampa saçlı, siyah güneş gözlüklü, üstünde düz siyah V yaka tişörtü altında ise siyah yandan zinciri sarkan bir pantolon, şık bir saati ve parlayan siyah ayakkabılarıyla karşımda evrim geçirmiş bir Pamir duruyordu. Beni gördüğü gibi sarıldı. Özlemimizi giderdikten sonra valizimi bagaja koydum ve arabaya bindim.
Yolda giderken çok terlemeye başladım. Pamir'e camları açmak için izin istedim. Orada dokunduğu tek bir düğme ile arabanın üstü açıldı. Bu çocuk bir mükemmel demiştim size. Araba durduğunda etrafa baktım.
Yeşilliklerin içinde, büyük bir çam ağacının yanında, 2 katlı, beyaz ve büyük, lüks bir villa vardı. Arabadan inip kapıya doğru yürüdük. Görevlilerden biri arabayı bagaja koyarken, sarışın, yeşil gözlü, yaklaşık 1.60 boyunda tatlı bir bayan kapıyı açmıştı.İçeri girdiğimizde elimdeki valizi ve üstümdeki ceketi aldı. Ceketi kapının yan tarafında duran beyaz askılıklara astı. Birinci katta upuzun bir koridor, koridorun sağ ve sol taraflarında 3 er tane oda, sağdakiler sırasıyla, yemek odası, oturma odası ve çalışma odası şeklinde, sol taraftaki odalar ise sırasıyla bilgisayar odası, tuvalet ve banyo şeklindeydi. Pamir bana döndü ve;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON WENDIGO
Science FictionBir son, aslında yeni bir başlangıçtır. Hiç ummadığınız anda hayatınız değişebilir. Hiç tahmin edemeyeceğiniz şeyler olabilir. Hayat mücadelesi vermek, etrafınızdakilere zarar vermemek için elinizden geleni yapmalısınız. Gerekirse bunun için öleceks...