Her zaman ki gibi okuldan biricik abim Min Yoongi'nin adamları tarafından alınmıştım. Bazen bu gerçekten fazlasıyla siniri bozuyor. Sırf beni korumak istediği için tek başıma bir adım bile atmama müsade etmiyor.
Arabanın arka koltuğunda ilerlerken kafamı cama yaslamış, kulaklarımı dolduran müzik sesiyle eve varana kadar gözlerimi açmak istememiştim.
Araba durduğunda geldiğimizi fark etmiş gözlerimi yavaşça açmıştım. Evet kale gibi korunan evimize gelmiştik.
Kapıyı açan koruma duvar gibi öne bakıyordu. Hep merak etmişimdir nasıl böyle durmadan kafaları yukarıda bu insanların, boyunları acımıyormuydu?
Salak saçma dusüncelerimi kafamdan kovarken adımlarım da aynı zaman da bahçeden içeri doğru ilerliyordu.
Bahçede gereğinden fazla koruma olduğunu görünce abimin de orda olduğunu düşünerek o yöne ilerlemiştim.
Evet abim ordaydı ama yanında, daha doğrusu önünde bana arkası dönük bir şekilde oturan biri daha vardı. Abim beni göremeden önüme iki koruma geçmişti. Şaşkınlıkla onlara bakarken kaşlarım çatılmıştı bir anda. "Abi" diye seslendiğim sırada Min Yoongi'nin sesi duyulmuştu.
Yoongi: Kardeşim gelmiş olmalı. Gel Mari.
Korumalar bana yol verdiğinde abime şaşkın bir ifadeyle bakıyordum. Belliydi, bu adamlar abimin adamları değildi.
Ben bu denklemi kafamda oturtmaya çalışırken abim karşımda ve hâlâ bana arkası dönük olan şahsa beni tanıtmıştı.
Yoongi: Jungkook bu benim kız kardeşim Mari. Benim en değerlim...
Karşısında oturan kişi ayağa kalkarak ceketini bana sırtı dönük bir şekilde düzeltmiş ve bana yüzünü dönmüştü.
İnanılmaz bir görünümü vardı. Tanrı aşkına sen gerçekmisin? O keskin yüz hatları.. O bakışlar.. Bu da ne böyle?
Kalbim deli gibi atıyorken artık abimin ne dediğini duyamıyor gibiydim. Sadece görüntülere sahiptim.
Bana elini uzattığı sırada farkında olmadan yutkunmuştum. Elini tuttuğum sırada gözlerimi üzerinden ayıramıyordum bile. Çarpılmış gibiydim.
Jungkook: Meraba, ben Jungkook. Tanıştığımıza memnun oldum.
Sesi bile büyüleyiciydi.. ve ben o âna kadar bir tebessümün bir insana bu kadar yakışa bileceğini tahmin bile edemezdim.
Mari: Bende memnun oldum...
Derken abim de ayağa kalkmıştı. Hâlâ el sıkışan Jungkook ve benim yani başımda durarak konuşmaya başlamıştı.
Yoongi: Mari Jungkook benim yakın dostumdur. Tanımıyor olma nedenin onun başka bir şehirde işleri yürütüyor olmasıydı. Ama artık burada benimle birlikte devam edecek.
Abim konuşurken bir yandan bakışlarını hâlâ birleşik olan ellerimizde hissede biliyordum. Bu yüzden hafifçe elimi çekerek zorda olsa gözlerimi Jungkook'dan ayıra bilmiştim.
O sırada abimin en yakın adamlarından biri bize doğru geliyordu. Kulağına bir şeyler söylediğinde abimin bakışları hiç de iyi bir şey duymuş gibi değildi. Biraz yeşillik zemini izleyerek düşündükten sonra Jungkook'a döndü.
Yoongi: Basmışlar.
Tek kelime. "Basmışlar..." Bu ne demekti? Aynı ciddiyette bakıyordu artık Jungkook'da.
Jungkook: Ne yapıyoruz?
Yoongi: Ben halledicem. Bizzat...
Neler oluyor anlamıyordum ama Jungkook'un duruşu birden daha fazla dikleşmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafya abinin arkadaşına aşık olursun
Fanfiction"Onun sana vere bileceği hayat benim verdiğimden farksız. Mari lütfen kalbine söz geçir, Jungkook'un da en az benim ki kadar tehlikeli bir hayatı var."