Bazı adamlar korkaktır, incitmekten , dokunmaktan, sevmekten ve sonrasında acı çekmekten korkar. Bazen acaba söylersem kaybeder miyim korkusu ile başka birisiyle beraber oluşunu seyrederler. Bazı adamlar elini kaldırsa anca sevdiği kızın saç tellerine değer elleri. Hayatı boyunca bir kez bile doğru düzgün sevilmemiş olması nedeniyle en çok onlar sever. Bazı adamlar o kadar çok sever ki. Uğruna onlarca sigara tüketebilir, onlarca şarkı dinleyebilir veyahutta onlarca kilometre yol katedebilir. Bazı adamlar büyük cüzdanları ile değil, büyük yürekleri ile konuşur. Cebinde eve dönüş parası yoktur."Karnın aç mı? Bak doğruyu söyle." Diyebilir. Bazı adamlar aptaldır. Olmayacağını bile bile başkasıyla olduğunu bile bile genede sevmeye devam edebilir. Bazı adamlar cesurdur. Normalde kafasını eğerek geçeceği bir ortamdan yanında sırf sen varsın diye, göğsünü gere gere yürüyebilir. Bazı adamlar kekemedir, bir çok defa denemesine rağmen seni sevdiğini söyleyemiyebilirler. Bazı adamlar çok kıskançtır, biraz da komik. Seni en komik halinde bile kıskanabilir. Bazı adamlar biraz babana benzer, birazda annene. Eve geç kalma, o elbiseyi giyme, o konuştuğun kimdi? Bazı adamlar birtanedir, hayatından öylece geçip giderler, tutamazsın. Gel diyemezsin, dön diyemezsin, özledim diyemezsin. Öylece bakarsın arkasından. Gidişleride adamca olur. Hani derler ya gidene mi zor kalana mı diye. Kalana zor bence. Giden zaten hazırlamıştır gideceği yeri. Kafasında kurmuştur türlü ihtimalleri. Gitmek eylemine masumane bir elbise dikmiş, giydirmiştir onu güzelce. Haklı sebepleri de vardır sorsan. Doldurmuştur kendi kendini, tüm işaretler gitmeyi göstermiştir ona. O da gitmeyi seçmiştir nihayetinde. Unutmak da o kadar zor değildir hem ona göre. Kalanınsa yoktur tüm bunlardan haberi. O hep öylece kalmayı düşlemiştir beraberce. Ne sığınacak bir limanı vardır ne gidecek şehri. Gitmek kadar mağrur bir eylem de değildir onunki, terkedilmektir ona kalan, aşağlık bir olgudur başına gelen. Sussa bir türlü konuşsa bir türlü. Karşı çıksa gideni üzer, kabullense kendini. Konuşsa gidene zulüm, sussa kendine. Gidenin yoktur böyle dertleri. Geri dönmek gibi bir seçeneği bile vardır pişman olma ihtimaline karşı. Kalanın tek seçeneği beklemektir. Unutmak seçeneklere dahil değildir hiçbir zaman. Unutmak bir seçenek değildir çünkü. Unutmayı sen seçmezsin. Unutmak seni seçer. Zamanı geldiğinde unutursun yaşananların büyük bir kısmını ama dediğim gibi, zamanı geldiğinde. Zaman ise gelmez bir türlü. Aylar geçer yıllar geçer ama sen vazgeçemezsin bir türlü. Gitmek buruk bir tat bırakmıştır ağzında. Sen kalan olmuşsundur o giden. Sen umut besleyen, o vazgeçen. Gidenler bilmez böyle şeyleri, kalanlar bilir. Sorsan en zor şeydir gitmek. Hem kendi seçmemiştir bunu. Sen onu gitmeye itmişsindir. Gitmek zorunda kalmıştır ve gitmiştir. İnan senin kadar o da acı çekmiştir. Gidenin sığındığı bir yer vardır elbet. Sığınacak bir yeri yoksa bile nedenleri vardır. Nedenlerine sığınır. Kalanın ise hiçbir şeyi yoktur, yalnızdır. O yüzden gidene değil kalana zordur her şey. Çok konuşasım yok hem zaten yaşıyasım da yok...