~Sığıntı~

1 0 0
                                    

Hani hep istenir ya çok sevilmek, mümkün olduğunca çok sevilmek. Hep istersiniz gözü sizden başkasını görmesin. Hep istersiniz ilk siz olun. İstersiniz ki her şeyde ama her şeyde siz olun. Gözünü ilk açtığında siz, kapattığında siz. Çok sevildiğiniz hep söylenir, yazılır. Denir ki, hep sen ol! Her şeyde sen. İlle de sen ol. Bir benim ol benden başka kimse bakmasın sana benim gibi. Hatta şarkılar söylenir, şiirler yazılır. İntizar bile edilir. O kadar çok sevilir ki fakat hep bu kadar sevilmenin acı gerçeği vardır aslında ortada. O can yakıcı, dudak bükücü cümle söylenmeye başlandığında mutlu olunan ama devamında ki cümle de gülen gözlerin yarıya indiği tamamlayıcı olan cümle "ama" seni seviyorum ama, seni istiyorum ama, ben senin ile bir ömür geçiririm ama, senin için yaparım ama, seni  için canımı bile veririm ama vs. Hiç bitmez bu ama'lar hem de hiç. Neden peki? Çünkü kimse koşulsuz sevemez de ondan. Sevmez demiyorum sevemez. Denir ki sevgiliye. Ey sevgili, senin için yanarım. Kör olurum. Biterim. Senin için her şey tüm bu yapılanlar, her şeyim sana feda olsun ey sevgili. Sevgili de sanır ki her şey hep kendisi için yapılıyordur. Belki de gerçekten de öyledir. Kim bilir?
İnsanların her zaman yaptıkları, ilk yaptıkları hâta şudur; Kendi başına gelmeyince anlamaz. Anlıyorum der, hak bile verir hatta ancak yaşamadan hiç kimse kimsenin bulunduğu durumu asla anlamaz ve bilemez. Bu mâalesef böyledir. Yanlış mı? Hayır! Denemesi bedava.
Hayat insanları hep istedikleri yere değil, olması gereken, yaşanması gereken yerlere götürür. Biz ne kadar çok istesekte bunun için çabalasak, uğraşsakta yaşamamız gerektiği kadarını yaşarız. Bazen nankörlükle suçlanırız. Bazen nankörlükle suçlarız. Bazen en çok seven biz oluruz. Bazen en çok sevilen. Bazen hâk verirler. Bazen çok kolay haksız görünebilirsiniz. Peki hep çok seven mi kendini haķlı görür? Sevilen hep haksızmıdır? Kalan hep iyidir de giden hep kötümüdür? Neden hep madalyonun tek tarafından bakılır da , biraz çaba sarf edilip diğer tarafını çevirip bakma zahmetin de bulunulmaz? İnsanlar niye iğneyi önce kendilerine batırmaz da hep karşı tarafa batırırlar çuvaldızı?
Bu nedenler hiç bitmez sevgide, çünkü bir taraf hep arafta bırakır karşı tarafı. O zaman bir neden de benden gelsin bu satırları okuyan güzel kalpli insana. İnsanlar neden geliyormuş gibi yapıp gelmezler? Neden sevdiğini söyleyip uzaklaşırlar? Neden umut verip sonrasında da yol alırlar? Neden hep karşı tarafı defalarca arafta bırakırlar? Neden kötüye uzun süre katlanıpta, iyiyle dakikalar bile geçirmezler? Yoksa insan denen varlığın ruhunda mı vardır acı çekmek? Acıdan hoşlanmak. Acıyı sevmek. Acıya katlanmak. Acıyla bütünleşmek. Acıyı tüm benliğiyle iliklerine kadar hissetmek. Bla Bla Bla. İnsanlar acıya âşık  olmuş artık. 404 bile birleştiremez aşıkları yada gerçek aşığı aşık olduğu, ait hissettiği kalbe...🖤

~Sığıntı~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin