9. Bölüm "Katlanmış kağıt "

22 5 0
                                    

Emrenin öfkeden.kudurmuş sesi bütün ormanda yankılandı.Bu ses , bu ses Arafın sesiydi yine aklıma

hücum eden deli sorular kafamın içinde dönmeye başladı.Araf ne istiyoduki ? Sanırım benim bilmedigim birşeyler dönüyordu

burda.Emre yumruklarını sıkmış sakinleşmeye çalışıyordu.Gözleri alev alevdi.Eğer doğa üstü güçlerimiz olsaydı eminim Emre şuan bütün ormanı yakabilirdi.Hemde o ormanda bende varken.Emre nin bu hali beni çok endişelendiriyordu.Emre bana doğru dönünce istem dışı bir adım

geriledim.Ben geriledikçe oda adımlarını hızlandırdı nefes alışverişleri çok hızlıydı .Bi hamleyle telefonumu alıp fırlatabileceği  en uzak noktaya fırlattığında ağzım açık onu izliyordum " Buda ne demekti şimdi anlamıyorum yani niye herkez telefonumu bu kadar kıskanıyorlardıki.

Çok sinirlenmiştim ama Emre pek takmıyor gibi gözüküyordu .neden.hırsını benim telefonumdan çıkarıyorduki .Emre korumalara bişeyler fısıldadıktan sonra geldiğimiz yöne doğru ilerledi.
GERIMI DÖNÜYORDU OO !!

Peşinden gitmek için daha bir adım bile atamamıştımki korumalar beni durdurup eve yönlendirdi.Bense hâlâ omzumun üstünden Emrenin gittikçe karanlıkta kaybolmaya başlayan suluetine bakıyordum.Eve yaklaştığımızda

Evin ürkütücülüğü karşısında dişlerimin birbirine çarpmaya başladığını farkettim korumalardan

biri kapıyı açarken "Emre beyin.emri kendisi geri geliceğini.söyledi

güvenliğiniz için burda kalmalısınız."
Içeri girdiğimde korumalar kapıda nöbet tutmaya başladı.Evin salonu oldukça büyüktü ,duvarlar beyazdı ve butun mobilyalar gri siyah ve beyaz renklerinin tonlarındaydı.
Oldukça  güzel bi evdi .Hemen önümdeki L koltuğa oturdum.Boş boş etrafa bakıyordum .Bu ev harbiden güzeldi ama Emre neden daha önce bana bu evden bahsetmemişti kii ?.Emre aklıma gelince öfkeyle soludum.Ne yapmaya çalışıyordu bu neden benim hiç bişeyden haberim yoktuu.Bi süre daha etrafı izledikten sonra  üst kata çıkıp kolidora göz attım karşılıklı üç kapı
vardı kolidorda  ilk kapıya yaklaştım  kulağımı kapıya dayadım
ses gelmiyordu .kapının kulbunu tutup açtım ıçerisi oldukça aydınlıktı .Iceride kocaman perdesiz bi pencere pencerenin hemen önünde  BI BUZDOLABI .
Buzdolabını görünce şaşırdım.Iceri girip buzdolabına saklastım iyice sağını solunu inceledim kilitliydi .

Iyide bu buzdolabının mutfakta olması gerekmiyomuydu ????

Bunu bi şekilde öğrenmem gerektiğini aklımın geri kalan yarısına yazarak odanın tam ortasındaki çalışma masasına yöneldim.Masanın üstü çok topluydu ve masada bir tane bile toz yoktuu.Masayı inceledikten sonra çekmecelere göz attım bi tanesini gözüme kestirdim çünkü çekmecenin ucundan bi kağıt parçası firar etmişti.Çekmeceyi yavaş yavaş  açıp kağıdı aldım .
Katlanmis kağıdı açtığımda gördüğüm şey karşısında donup kaldım !! O an bi ses işittim merdivenlerden biri çıkıyordu ve ben hâlâ olduğunum yerden kıpırdayamıyordum .
LANETT OLSUN BU EVDEN HEMEN CIKMAM LAZIMDI !!!!!!

ARAFTAN ; Barışla bizim mekana geldigimizde çoktan kavga başlamıştı bile .Barışla beni gördükleri anda kavga durdu kalabalık geçmem için yarıldı.
Barış kolumu dürterek " Bu Bora değilmi  ? diye sorduğunda ben hâlâ gözlerimi Boranın üzerinde sabitlemiştim .Dişlerimin arasından tısladım."Hadi bu piçleri halledelim "
Barış bana bakmadan kafasını salladı ve Bora nın çetesine doğru yürüdük .Borayla aramda yaklaşık. bir buçuk metrelik ara kalmıştı.Gözleri gözlerimde pis pis sırıtıyordu.
"Yine karşılaştık Araf " dedi adımı büyük bi vurguyla söylemişti.Cevap vermedim çünkü bu gün dilim  değil yumruklarım konuşucaktı.
Sessiz bi küfür savurarak Barışa bi kafa attı.Barışın kaşı patladığını ve yüzünü acıyla buruşturup yere tükürdüğünü gördüm .Sonra ..
Sonrasında bütün öfkem bedenimi ele geçirdi Boraya doğru koşup üstüne atlayarak tam suratına en sert yumruğumu geçirdiğimde yere düştü bende onunla beraber düştüm .Ama bi farkla ben üstteydim.Ben hep ustte olmalıydım hep en iyisi olmalıydım.Mekanımıza baskın yapmanın bedelini ödüyecekti.Hiç acımadan suratına üst üste yumruklarımı geciriyordum her yeri kan içindeydi.Son kalan gücüyle beni ustunden indirmek için bi yumruk savurdu.Onu gecistirdim.Etraftan çığlık sesleri geliyordu umrumda degildi.Barışın sesiyle niraz kendime geldim ama hâlâ yumruklarım kesilmemişti.Barış omzumdan tutup iyice sarsıp kulağıma eğildi.
-Olum kalk kalk Emreyi Şirketin önünde görmüşler takip ettiriyorum.Bora dan daha onemli bu .

Dediğinde nihayet Boranın üstünden kalktım.Yüzü kan içindeydi bağırmamla birlikte bütün kalabalık dağılmaya başladı.
Boranın çetesi Borayla ilgilenirken
Barış beni arabaya doğru sürüklüyordu .Arabaya bindim.
Barışta sürücü koltuğuna oturdu.
Kapıyı açıp bi anda dışarı fırlayıp
Boraya doğru koştum yerde yatıyordu.Kanlar içindeki bedenine bi tekme daha geçirip cebimden sigara çıkarıp yaktım.Boranın çete kaçmıştı .Bizim çete ise Boranın leşini temizliyordu.Sigaramı bitirdikten sonra arabanın  ön camından bana bakan Barışa aldırmadan kasıla kasıla yürüdüm arabaya bindiğimde Barış dikiz aynasından "Yine yaptın yapıcağını " der gibi baktı.Umursamadım.
Gidelim dememle gazı kökledi.Daha alıcağım bi hayat daha vardı.
!

(Onuncu bölümden sonra asıl hikaye sekillenicek .bu arada yazim yanlislari var k.b bakmayin . kitaptaki Araf karakterinin adini bazi yerlerde Aras diye yasmisim k.b ama adi Araf .Bundan sonra daha dikkatli davranicam grsrz )

AŞK INTIKAMIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin