Güneydoğu yolculuğu (İki dil bir bavul) -1-

82 2 3
                                    

Uçağa bindiğimde ilk dikkatimi çeken şey yolcular olmuştu. Polis okuluna giderken  doğuya giden küçük firmaların otobüslerinde de aynı tip yolcular vardı. Üzerlerindeki penyelerde " komando "yazılı asker çocukların gerek saçlarından gerek  bakışlarından asker oldukları o kadar belli oluyordu ki başlarına taktıkları NewYork şapkaları bile bunu gizleyemiyordu.  Uçaktaki yolcuların çoğu Kürtçe konuşuyordu. İnanın bunu hiç yadırgamıyordum. Hatta bu konuda çoğu zaman arkadaşlarımla tartışmışlığım vardır. Uçak havalandığında düşünüyordum. Nasıl gidecektim. Ya yolda teröristler yol keserlerse. Ya televizyondaki gibi kimlik kontrölü yaparlarsa, ne derim? Nasıl bir yalan beni onlardan kurtarır? Bu düşünce karışıklığında yolculuğum devam ediyordu. İner inmez İl Emniyet Müdürlüğü'nü arayıp, nasıl gidebileceğimi soracaktım. Muhtemelen Van'dan bir servisle koruma araçlarıyla gidecektik. Uçak inişe geçerken dizlerimde bir ağrı hissettim. Bu ağrı, korkudan mı heyecandan mı bilmiyordum. Silahımı teslim almak için silah teslim masasına gittim. Benden ön sırada biri silahını teslim alıyordu. Teslim masasındaki polisle konuşurlarken ön sıradaki adamın da polis olduğunu Hakkari'ye gideceğini işitmiştim. Adamdan sonra silahımı teslim alırken görevliye

- Abi, ben de polisim de. Hakkari'ye tayinim çıktı. Nasıl gidebilirim buradan, diye sordum. Adam bu soruyu bugünlerde o kadar çok duymuş olacak ki sıkılgan bir ifadeyle,

-Şurda taksiler var. Taksiyle otogara git. Ordan da gidersin, dedi.

Silahımı teslim alıp az önceki polisi bulmak için hızlı adımlarla valizimi  -tekerlekleriyle sürüklemeden-  yan tarafındaki kulpundan tutarak taşıyordum. Adam taksi durağının önünde sigara içiyordu. Yanına doğru yanaşıp konuşmaya başladım.

-Selamun Aleykum abi.

-Aleykum Selam, dedi ürkek bir tavırla. Hemen kimliğimi ve kokartımı gösterip,

-Abi Polis Memuru Gökhan, deyip elimi uzattım. Tokalaştık. Hakkari'ye gideceğimi, ama nasıl gideceğimi bilmediğimi söyledim. Bana önce taksiyle otogara gideceğimizi oradan ya bir otobüsle ya da peugeot minibüslerden biriyle Hakkari'ye gidebileceğimizi söyledi. Birlikte toros bir taksiye bindik. Torostan başka model de görmedim taksi durağında. Takside yol boyunca telefonla konuştu. Hakkari hakkında hiç bir şey soramadım. Otogara vardığımızda telefonla İl Emniyet Müdürlüğü'nü aradım. Karşımdaki santral memurunun dedikleriyle adeta şok yaşamıştım.

-Alo. Kolay gelsin abi. Benim tayinim çıktı da abi oraya. Van otogardayım ben. Burdan belli bir polis servis falan oluyor mu diye sizi rahatsız etmiştim abi.

-Ooooo, kardeş hayırlı olsun. Gelin tabii yaa, gelin de biz de artık gidek, di mi ama ? Hahaha.. Biz de tayinciyiz, ben de Denizli yolcusuyum.

-Abi, darısı başımıza da, servis diyorum, servis falan var mı?

-Kardeş, ilçeler de açıklandı bugün, baktın mı sistemden?

-Hayır abi. Yoldayım sabahtan beri.

-Sicilini ver bakayım ben.

-Tamam abi. ............

-Evett, devrem Gökhan ÇELİKHASI mı?

-Evet abi.

-Hayırlı olsun devrem Çukurca çıkmış,

-Yapma abi yaaa!

-He valla devrem. Sana oranın numarasını vereyim de onları ara sen bi.

Numarayı aradım. Santrale bakan arkadaşla diyalogum.

-Abi kolay gelsin. Polis memuru Gökhan, benim tayinim Çukurca'ya çıkmış galiba.

-Nasıl yani çıkmış? Bilmiyor musun çıkıp çıkmadığını?

-Biliyorum abi. Ben şimdi Van'dayım da abi.

-Heee. Yok kardeş sağolasın bi ihtiyacımız yok. Ne zaman geleceksin?

-Abi onu diyorum. Oraya nasıl gelebilirim? Van otogardayım şimdi.

-Valla kardeş. Ordan minibüse bin. Bir tam de. Hakkari'ye gel. Bu gece polisevinde kal. Yarın da Çukurca'ya gelirsin.

-Abi, servis falan kalkıyorsa onu da bekleyebilirim bir iki gün.

-Kardeş servis falan yok. Ne bulursan onla gel, siz gelin de biz de gidelim artık. Yollarınızı gözlüyoruz. Müdür, yeniler gelmeden bizi salmıyor. Ben de Balıkesir yolcusuyum kısmetse.

- Tamam abi. İnşallah .

Konuşmalarım bitince yol arkadaşıma dönüp tayinimin Çukurca'ya çıktığını söyledim . O da bugün Hakkari'ye gidip polisevinde kalabileceğimi, yarın da Çukurca'ya gidebileceğimi söyledi. Saat 12:00 sıralarıydı. 13:00 otobüsüne Hakkari'ye iki bilet alıp beklemeye başladık...

HUDUT ve AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin