"
Tencere yuvarlanır kapağını bulur." misali...Pelin, 19 yaşında, aşırı bakımsız, açık liseden okuyan bir kız.
Artık hayattan hiç bir beklentisi kalmamış kendini koyvermiş bayıra. Kilo zaten tutabilene aşk olsun. Halbuki annesi ve babası yaşasaydı belki de bu kadar dağınık biri olmayacaktı. 14 yaşındayken annesi ve babasını trafik kazasında kaybetmişti Pelin. Gördüğü psikolojik tedaviler sayısız. Amcası yengesi onlarla birlikte yaşamaları için ısrar etmiş fakat Pelin istememişti. Evde tek başına yaşadı 5 yıl boyunca. İğrenç alışkanlıklar kazanmıştı bu süreçte. Hayır hayır yanlış anlamayın uyuşturucu, sigara, ex, hap, bonzai değil bunlar. Çok fazla ağlıyordu bütün anıları aklına geldikçe. Her defasında peçete kullanmakta zorlanıyordu. Kendine bi duvar belirlemişti. Adı "sümük duvarı". Sümüklerini alır oraya yapıştırırdı. Her defasında ayrı bi yeşil sümül çıktığı için artık duvar, bir ressamın rasgele fırça salladığı bir tuval haline gelmişti, oda kokudan geçilmiyordu azına sıçayım. Tuvalette fareler, evin ücra köşelerinde hatta mutfakta bile bulunabilecek boklar... Kendisi bu durumdan gayet memnundu herhalde ki gülümsemesi suratından eksik olmuyordu.