t h r e e

199 23 14
                                    

Kıravatını aynada düzeltmeye çalışırken yakışıklı genç odaya ellerinde bir sepet ve içinde dağ hâlini almış çamaşırlarla kırkına merdiven dayamış bir kadın girdi. Sepeti yere bırakıp oğluna ve düzeltmediği kıravatına bakıp tebessüm etti. Ağır hareketlerle yanına gelip kıravatına üzerindeki ellerini elleriyle iteledi.

Oğlunun boyuna biraz olsun yetişebilmek adına parmak uçlarına baskı uyguladı. Kıravatını güzelce düzeltirken oğluna bir yandan da nasihat vermeye başladı.

"Bir beyefendi gibi olacaksın Baekhyun, gittiğin evden çıkarken kız arkadaşının ailesinin yüzünde büyük bir gülümseme bırakmış olacaksın ve bunu aklının en güzel duvarına bir tablo gibi asacaksın gelecek ömründeyse oraya yeni mutlu tablolar ekleyeceksin." gülümseyip geri çekildi kadın, Baekhyun aynadan ona gülümseyen ve cesaretle bakan yansımasını baktı daha sonra annesine baktı.

Annesi bir anda kaşlarını yumuşak bir biçimde çatıp, "oraya gidince mesaj at, onlar seni eve davet etmeden önce sakın eve girme, içeri girdiğinde paltonu hemen çıkarma Chaeyoung istediğinde çıkar, hanımefendiden önce oturma odasındaki koltuklara ya da yemek masasına oturma, eğer yemekte biftek varsa lütfen küçük bıçağı kullanma Baekhyun ve en önemlisi peçeteni dizlerinin üzerine ser yakana takacak kadar yaşlanmadın henüz." tek nefeste söylediği sözlerinden sonra oğlunun yanaklarını hunharca sıkıp güzelce öptü.

Baekhyun başını hızlıca sallayıp saatine baktı, "Ah, anne geç kalacağım görüşürüz seni seviyorum." annesini tombul yanaklarından öptü, komidinin üzerinde duran arabanın anahtarını alıp hızlıca ayakkabısını giydi kapının önünde. "Arabayı yavaş kullan ve düzgün park et!" Baekhyun koşarak tostos arabaya giderken annesinin sözlerini duymuş olma ihtimali düşük gibiydi fakat bugün onun için önemli bir gündü o yüzden her şeyde dikkatli olacaktı.

Annesini hüsrana uğratmak istemiyordu ne de olsa bu an için on sekiz yıl beklemişti annesi.

Arabasını çalıştırıp dikkatlice Chaeyoung'ın attığı konuma doğru sürdü. Kısa süre içinde orada olduğunda arabayı kaldırımın hemen yanına park edip kapının önüne doğru yürüdü, elindeki çiçeklere bakıo yetersiz olup olmayacağını düşündü fakat bunun yeterli olacağı kanısını annesi verdiği için içini rahat tutmalıydı.

Derin bir nefes alıp zili çaldı. Yüzüne bir tebessüm yerleştirip beklemeye başladı. Park ailesinin aslında durumlarının iyinin üstünde olduğunu biliyordu fakat bu kadarını beklemiyordu. Bahçeli ve şirin bir villaydı. Bahçede kırmızı güller, havuzun kenarında sarı renkli lambalar ve büyük kapının iki yanında kokulu mumluk yanıyordu. Bir peri masalından çıksa ancak gün kadar güzel olabilirdi diye düşündü Baekhyun.

Kapı açıldığında etrafa gözlerini gezdirmeyi kesip kapıyı açan kahyaya baktı. Gülümseyip kapıyı sonuna kadar açtı ardından Bayan Park ve Chaeyoung geldi. Bayan Park, Baekhyun'a sıcak bir gülümseme sunup içeriye geçmesi için işaret etti nazikçe. "İçeriye gel Baekhyun." Baekhyun kafasını sevimlice sallayıp içeriye girdi.

Elindeki buketi Bayan Park'a uzattı. "Sizin için efendim." Bayan Park utanıp kafasını eğdi ve güllerin kokusunu içine çekti. "Teşekkür ederim Baekhyun çok incesin, bunlar çok güzeller. Fakat keşke bana değilde sevgiline alsaydın." ne diyeceğini bilemeyen Baekhyun biraz affalladı. Bir buket daha almam gerektiğini biliyordum. Diye kızdı kendine. Chaeyoung durumu toparlamak adına sessizlik yeminini bozmuş görünüyordu.

"Ah anne, Baekhyun bana her gün hediye alıyor ve bahçede yüzlerce çiçek var zaten, gerek yok. Ondan almamasını ben istedim."

"Anlaşabildiğinizi görmek güzel, çok güzel." elindeki buketleri son kez koklayıp kahyanın kollarına bıraktı. Chaeyoung, Baekhyun'un üstünden paltosunu alarak içeriye geçtiler.

Baekhyun annesinin dediğini harfi harfine yerine getirerek oturma odasına geçti ve hanımefendi oturunca o da oturdu.

"Baekhyun, gülleri sevdiğimi nereden biliyordun? Çok güzel bir seçim!" Baekhyun hemen bir yalan uydurmalıydı fakat aklına bir şey gelmiyordu, Chaeyoung otururken attığı sinirli bakışlarıyla konuşmaya başladı. "A şey... Chaeyoung sizden çık bahseder ve bir konuşmamızda gülleri çok sevdiğinizi söylemişti bende sizin gibi bir hanımefendiye ancak en sevdiği çiçek hoşuna gider diye düşünmüştüm." Bayan Park hayranlıkla Baekhyun'a baktı. "Gerçekten çok tatlı ve incesin Baekhyun, Chaeyoung senin gibi bir beyefendiyi bulduğu için çok şanslı."

my future wife || baekhyun + rosé Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin