E: Ka-ya... (Tam da şu an Umut uyanıp annesinin yanına gelmişti, mükemmel zamanlama yapıyordu annesi kilikli)
U: Anne (Herkes şaşkınlıkla birbirlerine bakıyordu...)" Aşk mı? Şimdi mi? Beni terk eden o adamla? Ölüm kalım savaşındasın, öyle olmaz, şimdi olmaz! Seni en zavallı halinle gören bir adam! Sana acıyan bir adam! Aşk! Hayır, hayır ölmedin daha! Bu kadar güçsüz olamazsın! "
E: Umut anneciğim uyandın mı sen...(Çocuğu öper)
U: Evet anne.
K: Merhaba küçük adam. (Çocuğa gülümser)
U: Merhaba. (Minnoş yüz ifadeyile bakar)
E: Aşkım sen şimdi Melek ablaya git ve oyun oynayın, eğer bir şey sorarsa da anem birazdan geliyor de tamam mi bir tanem?!
U: Tamam
E: Aferin benim oğluma. (Umut evden çıkar)
K: Nasılsın?
E: Ne işin var burada?! (Sinirle bakar)
K: Konuşmaya geldim!
E: Biraz geç kalmadın mı ha?!
K: Beni içere davet etmeyecek misin?
E: Ya sen nasıl bir insansın be?
K: Her şeye rağmen buraya geldim Ender, konuşmak için ama sen...
E: Her şeyi rağmen mi?! sen benimle dalga mı geçiyorsun ha?! Beni terk eden sen, haber bile vermeden giden sen, evlilik hayalleri kurarken beni tek başıma bırakan sen mi bunu diyorsun?! Ne hakla?! Hiç mi utanma yok sande?!
K: Ender ne diyorsun sen?
E: Ne diyorum ha ne diyorum, gerçekleri Kaya, maalesef!
K: Anlıyorum belki kocan gelicek ve beni evinde istemiyorsun, ama rahat edemiyorum, konuşmadan gidemem Ender, lütfen en azından bunu bana borçlusun!
E: Geç içere hemen, tüm elalem bana konuşsun istemiyorum artık, hem de senin yüzünden! (İkiside salona geçer)
K: Allah bağışlarsın, çok tatlı...
E: Kaya sen ne diyorsun, ne kocası? Sen beni çıldırtmak mı istiyorsun?! Derdin ne senin? Bunca yıl sonra karışıma geçmiş abuk sabuk konuşuyorsun!
K: Ender ben her şeyi biliyorum!
E: Neyi biliyorsun?
K: Beni beklemeyip evlendiğini!
E: Ne?! (Yüksek sesle sorar)
K: Çocuğun da olmuş hem de...
E: Bir dakka bir dakka, ne demek seni beklememek? Sen beni haber bile vermeden terk ettin!
K: Bırak ya allah aşkına Ender mektubumu okuduğunu biliyorum!
E: Ne mektuptan bahs ediyorsun sen?
K: İşte gitmeden önce sana bıraktığım bir mektup!
E: Hayır, Kaya sen bana mektup falan bırakmadın!
K: Bıraktım Ender! Annem da sana verdi, okudun sende, sonra da annem senin evlendiğin haberi doymuş!
E: Yalan Kaya bu, ben mektup falan okumadım! Almadım bile!
K: Nasıl yanı?!
E: Bas baya! Üstelik ben evli falan da değilim!
K: Evli değilsen o çocuk kimden Ender?!
E: Sence?
K: Ne demek bu?
E: Bak Kaya, sen beni terk ettiğinde ben hamile olduğumu öğrendim, ağlayarak annene gittim, her şeyi de anlattım ona, ama o bana inanmadı, ne malum bu çocuğun oğlumdan olduğunu dedi, oğlum bile seni terk edip gitti üstelik başka kadınla deyip hamile halimle beni evden kovdu be, sen ne diyorsun?!
K: Hayır, bu gerçek olamaz, anem bana böyle bir şeyi nasıl yapar?!
E: Sen ondan farklı mı sanıyorsun kendini? Benimle oynadın, işin bittiğinde de çöp gibi attın beni!
K: Hayır, Ender yemin ederim ki böyle bir şey olmadı, ben gitmeden sana mektup yazdım, anneme verdim o sana vericekti o mektubu, hatta verdiğini bile söyledi!
E: Sen aptal misin Kaya? Beni zerre kadar sevmediği annen bana o mektubu verecek miydi sandın?! Üstelik gerçek erkek olsaydın bana mektubu yazmazdın, karşıma geçip adam gibi her şeyi anlatırdın, böyle kaçmazdın! Yalanlarından karnım tok benim!
K: Yalan söylemiyorum Ender yemin ederim ki yalan değil bu!
E: Peki diyelim ki gerçek, ama yanıma gelip her şeyi anlatmak senin için bu kadar zor mıydı?
K: Cesaret edemedim Ender... (Utanarak gözlerine bakmaya çalışır)
E: Senin cesaretsizliğin yüzünden ben neler yaşadım senin haberin var mı ha? Bu çocuğa da Canere de ben baktım! Sen yurtdışında gezip eğleniyorken, ben burda oğlumuzun karnını doyurmak için gece gündüz eşek gibi çalıştım!
K: Ender ben çok üzgümüm...
E: Üzgün olman umrumda bile değil, umrumda bile değil! Üzgünmüş! Ben de üzgünüm, ama zamanı geri alamıyoruz maalesef! Yaşadıklarımızı değiştiremezsin! Senin yüzünden oğlum babasız büyüdü be! Kaç kere başkaların babaları görüp de ağlayarak işte tam şu koltukta uyuya kaldı benim oğlum biliyor musun sen?! Bilmiyorsun tabii, nerden bileceksin ha, nerden biliceksin?! Sen o sıralar kim bilir ne yapıyordun orda!
K: Ender telafi edebilirim!
E: Bunun telafisi olmayacak Kaya! Maalesef...
K: Ben senin evlendiğini sandım ama buna rağmen yine de geldim Ender! Geldim! Konuşmak için!
E: Bu da ayrı mesele zaten, yahu sen beni hiç mi tanıyamadın? Ben gerçekten senin mektubunu alsaydım evlenir miyidim be?! Hayatta evlenmezdim, ömrümün sonuna kadar bile seni beklerdim ben! Bak bana, koskoca dört yıl geçmiş, ama ben yine de evlenmedim! Hala yalnızım sence neden? Çünkü sen kalbimi paramparça ettin! Tüm güvenimi yerle bir ettin! Ben senden bunu hak etmemiştim! Hele o minacık, minnoş çocuk hiç haketmedi, hem de hiç! Ama senin umrunda mı orası tartışılır!
K: Tabii ki umrumda Ender sen ne diyorsun! Allah beni kahr etsın, allah belamı versin, keşke mektubu yazmayıp sana gelseydim! Keşke hiç gitmeseydim! Keşke evlenseydik herkese ve her şeye rağmen!
E: Keşke...
K: Ender lütfen affet beni, her şeyi yemiden başlayabiliriz, sen ben Umut! Biz, biz bir aile olabiliriz!
E: Artık çok geç Kaya!
K: Hiç bir şey için geç değil Ender, lütfen ayni hatayı tekrar yapmayalım! Biz birbirimize aitiz! Ne ben sensiz, ne de sen bensiz yaşayabilirsin!
E: Gördüğün gibi sensiz de çok güzel yaşıyorum ben!
K: Kendini kandırıyorsun mutsuzsun işte!
E: Ne saçmalıyorsun ya sen, gayette mutluyum ben!
K: Öyleyse niye evlenmedin hala? Niye hayatında hiç kimse yok ve yalnızsın, tıpkı benim gibi?!
E: Yalnız olduğumu da nereden çıkardın?Üstelik sana da hiç inanmıyorum, kesin senin sevgilin var boş durmazdın sen!
K: Nasıl yani var mı biri hayatında!
E: Sana ilgilendirmez, sen kendi hayatına bak!
K: Kendi hayatıma bakmam için önce nefes almam lazım, ama ben yıllardır nefes alamıyorum, çünkü nefesim sensin! Sen olmasan ben yaşayamam ki! Gözlerim senden başkasını görmüyor Ender! Evli olduğunu bile bile geldim buraya, ne kadar seviyorsam artık! Lütfen bana sırtını dönme!
E: Senin yapamadığını ben mi yapayım? Bunu mi istiyorsun benden? Ayrıca sen beni sevseydin terk etmezdin!
K: Ben seni hiç bir zaman terk etmedim ki zaten!
E: Sensiz üzülüyorum ama senle de üzülüyorum Kaya! Tüm yaşananları unutmak benim için çok zor!
K: Gel birlikte üzülelim o zaman!
E: Kaya ben sensiz nefes alamıyorum doğru ama senle de nefes alamıyorum!
K: O zaman benle nefes alma çünkü ben sadece senle nefes alabiliyorum... (Der ve Enderin dudaklarını kavrar...)Sert ama o kadar da özlem dolu öpüyordu Kaya Ender'in dudaklarını, Endere gelince o da karşılık vermekle meşguldu, yarım dakika süren öpüşmeden sonra Kaya devreye dilini da sokar ve iyice Enderin dudaklarını emer, Ender inlemeyi başladıyı anda Kaya Enderin dümelerini açmaya başlar...
E: Burda olmaz! (Zar-zor aldığı nefesle söyler)
K: Yatak odan nerede?
E: Sağada ikinci kapı.
Dediği sözle Kaya bir hışımla Enderi kucağına alıp yatak odasına götürür sonra bir çırpıda üzerindekilerden kurtarır. Kadını tüm fazlaklarından kurtardıktan sonra, göğüslerini ısırıp emerken kalçasını da sıkıyordu, Ender'in inlemeleri artmişti bile...
K: Çok mu özledin beni güzelim?!
E: Hayır, unuttuysan ben akrep kadınım, sevişmeyi özledim seni değil, üstüne alınma hayatım!
K: Hani sevgilin vardi?! (Dalga geçer)
E: Sana ilgilendirmez demiştim hatırladığım kadarıyla!
K: Öyle mi?!
E: Öyle!
K: Beni kızdırmayacaktınız Ender Hanım!
Adam çabucak üstündekileri çıkarıp sonuna kadar penisi kadının vajinasına sokar, Ender dayanamayarak çığlık atar...
E: Ahh, Yavaş!
K: Zamanında yavaş olsaydım şimdi oğlumuz olmazdı o yüzden sus...
Kaya sertçe penisini sokup çıkarırken Ender'in inlemeleri gittikçe artiyordu, he normal uzun zamandır sevişmediyi için kadın yanıyordu adeta, o yüzden daha fazla dayanamayıp adamın dudaklarını çekip sertçe vakumlar. Ender çoktan zevk noktasına ulaşmıştı, hatta tekrardan ıslanıyordu ki Kaya işini bitiricek noktadaydı, ama tam o sirada Ender kendine hakım olamadan adamın ismini inler, bu işte Kayayı da ha da deli eder ve tam bitirirken artık penisini arkadan sokup git-gel yapmaya başlar, Ender acıdan kıvranıyordu artık, Kaya da biraz olsa acıyı dindirmek için sırtını öpmeye başlar...
K: Seni çok özlemişim!
E: Ben hiç özlemedim ahh!
K: Belli oluyor! (Kahkaha atar)
E: Belli oluyor derken?
K: Seni çok seviyorum...
İkiside doruklara ulaştığında kadın tırnaklarını adamın sırtına geçirir ve "oh" der. Kaya bir az daha soluklandıktan sonra Enderin üstünden
yanına geçer...Bölümü bu kadar geç attığım için kusura bakmayın, ama sizde alıştınız artık ne yapayım😂 Umarım beğendiniz, hatalarım varsa affola🙏🏻 yorum yapmayı unutmayın🤍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk badireleri
RomanceBu hikayede Ender Kayadan olan çocuğundan vazgeçmeyip onunla ve kardeşile olan hayatı devam etmiş dört yıl sonra Halitin yanına Argun holdingde asistan olarak işe girmiş sakin ve huzurlu hayatı yaşıyordu. Oğlu bir yana kardeşi üniversitede burs kaz...