----VOTE VE YORUM BIRAKMAYI UNUTMAYIN----
Tertemizdi sanki dünya
Gözlerimi açtığım anda
Hiç düşünmeden inandım
Masal tadında yarınlara
Yalanlar ortasında kaldı tüm çocukluk anılarım
Çizgi romanların dışında bir kahraman bulamadım
Toz pembe olmasaydı keşke tüm rüyalarım
Hep sorular sordum ama cevaplarını alamadım
Hep yalan söylenmiş hep yalan
Kavuşamadı hiç ayrılanlar, masallar gerçek olmadı
Aşık oldugum sokaklarda kimseler konuşmadı
Ama şehir hiç susmadı hep ağladı, hep ağladı
Son bir umut verse biri
Ve güzel olacak bir gün herşey dese
Ben inanirim belki de bu yalana
Ben de alışırım gözlerimi kapamaya
Bir yol görünse uzaklarda
Işıklar altında son bulan
Melekler alsa beni götürse
Karanlığa teslim olmadan
İşkence gördü asfaltlar, çatlaklarına kan doldu
Yıkıntılar arasında kaç çocuğun hayalleri kayboldu?
İnsan neden kendini unuttu neden kendinden oldu?
Hangi yolda kaç kişi bir hiç uğruna canından oldu?
Hep yalan söylenmiş hep yalan
Ayrılanlar hiç kavuşmadı, dinlediğim masallar hiç gerçek olmadı
Kimse sandığım kadar masum kalmadı, savaş durmadı ölüm azalmadı
Son bir umut verse biri
Ve güzel olacak bir gün herşey dese
Ben inanirim belki de bu yalana
Ben de alışırım gözlerimi kapamaya
Son bir umut verse biri
Ve güzel olacak bir gün herşey dese
Ben inanirim belki de bu yalana
Ben de alışırım gözlerimi kapamaya
Son bir umut verse biri
Ve güzel olacak bir gün herşey dese
Ben inanirim belki de bu yalana
Ben de alışırım gözlerimi kapamaya
---
Çınar sinirle yumruklarını sıktığında sımsıkı kapalıydı gözleri.
Kendini aklamak için bile tek cümle kuramıyordu zira utancından. Ve karşısında şimdi öldürücü darbeyi vuracak olan Alemşah denen adamın gözleri önünde aşağılanırken, ağzını açabilecek hiç bir kuvveti bulamıyordu kendi içerisinde kendinde.
Sanırım küçük Çınar bile utanıyordu büyük Çınar'dan.
Sanırım ellerinde kalan son şey olan onur olgusunu da ebediyen kaybetmişti.
Çünkü Küçük Çınar olsa...Muhtemelen doğruları söyler ve arkadaşına gelemeyeceğini belirtirdi ona darılmaması için. Ya da Küçük Çınar utanmaksızın dümdüz bir kazakla giderdi oraya. Önemli olan arkadaşının özel günüydü. Ya da ilgisini çeken platoniğinin onu her haliyle kabul edebilme ihtimaliydi.
Öyle değildi ama.
Büyük Çınar yetişkinlerin dünyasının içini biliyordu ve sadakatsiz hale gelmişti küçük Çınar'a.
"Ne oluyor?"diye çıkıştı Alemşah müdüre sertçe bakarken.
Kadın sinirle topukları üzerinde tam tur dönerken. "A-Alemşah Bey..."diye yutkundu. "B-Ben sizi göremedim, nasıl ilgilenebilirim sizinle? Buyrun..."
"Neden elemanınızı mağazanın ortasında azarlıyorsunuz mesela?"diye tek kaşını havaya kaldırdı sertçe Alemşah.
"Yapmaması gereken bir şey yaptı.."dedi kadın kaş çatıp. "Müessesemiz için üzücü olaylar yaşandı."
"Elemanınızı tüm alışveriş merkezinin odak noktasındaki mağazanın ortasında son ses azarlamak da bence markanın değerini düşürüyor."diye buyurdu kara gözleriyle kadını sertçe süzen adam. "Bunun için elemanınızı odaya çekerseniz,müşterilerin de keyfi bozulmaz. Muhasebe orada. Çıkışını verebilirsiniz, bunu yapabilecek kadar deneyiminiz var diye umuyorum?"
"H-Hırsızlık yaptığı için.."dedi kadın sinirle. "Kendime engel olama..."
Alemşah'ın ölümcül kömür gözleri Çınar'ın kara gözlerine çarptığında oğlan utançtan yeniden yerin dibine girerken kendini aklayacak ve antitez oluşturabilecek tek bir kelama sahip olamayışıyla birlikte daha da tükendiğini hissediyordu.
"Mevzu ne?"dedi Alemşah sinirle.
"Gömleği..Çalmış."
"Ha."dedi Alemşah sıkılı dişler arasından. "Geçen gün hediye seçiminde.." Hediye kelimesini vurgularken yeniden kaş çattı Alemşah. "Hediye seçiminde bana yardım etme zerafetini gösterdiği için kendisine gömlek hediye etmiştim ancak ödemesini almayı unutmuş bugün fark ettim."
"B-Biz.."dedi kadın panikle.
"Yani çocuk muhtemelen benim hediye ettiğim gömleği ayırmış kendine."diye mırıldandı Alemşah sinirle. "Ben de ödemesini mağazaya gelerek yapayım dedim fiş de işlenmemiş sonra problem çıkmasın diye! Ama çıkmış sanırım problem.."
"Biz.."dedi kadın aceleyle. "Alemşah Bey çok çok özür dileriz...Fiş olayı için de..Ve..Bu ana şahit olduğunuz için de.."
"Ödemesini alın gömleğin."diye mırıldandı Alemşah öfkeden daha da kararan kömür gözlerini Çınar'ın sulanan üzüm gözlerine dikerken. "Yanlışlık olmasın sonra..."
Çınar ağladı ağlayacak bir ifadeyle kendi dudaklarını ısırırken Alemşah gözlerini çevirip sertçe mırıldandı. "Benimle geliyorsun sen."diye tısladı.
"B-Ben.."dedi Çınar acıyla.
"Elemanınıza..."dedi Alemşah. "Uzunca bir teşekkür konuşmam var, saatinden düşmezseniz."diye uyardı kadını.
"T-Tabi..."
"Benim.."dedi Çınar yutkunup. "İşe dönmem.."
"Hangi iş?"diye tısladı Alemşah oğlanı omuzundan tutup dostane bir tavırla (!) sıkıca avuçlarken. "Az daha kınama alıp kovulacağın iş mi ?"
"B-Ben çalmadım!"dedi Çınar sinirle. "Sadece.."
"Bahanen de hayatında zerre sikimde değil çocuk!"diye tısladı esmer heybetiyle. "Bilerek paketleri yanlış yolladın ! Bilerek adresleri yanlış yolladın !"
"Ben.."diye fısıldadı Çınar gururla.
"Ben bilerek yaptım çünkü karınızın bilmek hakkıydı! Pişman da değilim. Yine olsa yine yaparım! Utanması gereken sizsiniz. Çünkü aldatan sizsiniz! Ben değilim!"
Alemşah sinirle süzdü oğlanı.
Kahvaltıda yürek mi yiyordu bu velet!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yegâh
Romance"Gidip müdürünle konuş ufaklık,ben devamlı müşteriyim."diye yanıtladı onu susturan esmer sinirle. "Tamam."dedi adresi yazmayı bırakıp sinirle yumruklarını sıkan Çınar kendi kara gözlerini onun kara gözlerine sabitlerken. "Şimdi sıra sevgilimin hediy...