2. Bölüm

7 0 0
                                    

Aradan 10 dakika falan geçtikten sonra zil çaldı, sınıfa orta boylarda gözlüklü bir hoca girdi. İşte bir şeyler falan konuştu ama pek dinlemedim.

Dersin bitmesine son 10 dakika kaldığında sınıfa bir kız geldi ve sınıf defterini alıp çıktı. Neredeyse Allah'a dersin bitmesi için taş yağdır Allahım diye dua edecektim, en azından Okyanusla konuşayım da ders geçsin diyecektim ama Okyanus hocanın yavaş sesiyle çoktan uyuyakalmıştı bile. Bende kafamı sıraya gömüp uyumayı deneyeyim dedim ki çok şükür zil çaldı.

Okyanusu uyandırıp Efe'nin yanına ilerledim, Efe bir yere dalmıştı, merak edip "Efe, Nereye bakıyorsun?" Diye sordum. "Hiç. Dalmışım öyle." Bu cevaba pek inanmadım ama neyse yakında kokusu çıkar ortaya.
"Emin misin? Bak bir şey olduysa söyle."
"Ya aklım Sezen de kaldı. Mesajlarıma falan da cevap vermiyor."
"O kim?"
"Dönem başında gitti ailesi birden kaydını aldırdı durduk yere, neyse ya boş ver öğrenirim
ben sonra. Hem Okyanus nerede? Kızı tek bırakmayalım sıkılıyor."
"En son uyuyordu, uyandırdım ama şu an tekrar uyudu büyük ihtimalle."
"Dur ben uyandırayım." Dedi Efe ve Okyanusun yanına gitti.

"Okyanus." Dedi nazikçe, Okyanus "Efendim." Diye karşılık verdi ama hâla gözleri kapalıydı. Bu sefer Efe Okyanusu dürtüp "Gözlerini aç hadi."
"Yaa uyandım işte bırak beni!" Dedi sinirli bir ses tonuyla.
"Gözlerin kapalıyken uyanmış sayılmıyorsun, uyan!" Okyanusun uyanacağı yoktu o yüzden
"Efe boş ver Okyanus uyusun, baksana gözlerinin altı mosmor belli ki çok yorulmuş. Gel biz bahçeye çıkalım." Dedim, pes edip " Tamam biz çıkalım." Dedi ve birlikte bahçeye çıktık.
Bahçedeki kızlar sürekli Efe'ye bakıp bir şeyler konuşuyordu Efe'ye onların kim olduğunu sordum ama cevap vermedi.

2 dakika sonra bana doğru dönüp "Şu kumral saçlı kız bir ara benden mi hoşlanıyormuş ne, öyle dedikodular çıkmıştı. İşte kız bu dedikoduyu sen çıkardın falan diye üstüme geldi sonra olaylar olaylar."
"Tamam da neden hâla sana bakıp gülüyorlar?"
"Bilmiyorum ama kız biraz takıntılı, kırık bir tip diye biliyorum o yüzden olabilir." Dedi Efe, cevap vermek yerine sessiz kalmayı tercih ettim. Zaten konuşmamızdan hemen sonra zil çaldı.

Yukarı doğru çıkarken Efe "Bugün dışarı mı çıksak beraber? Okyanusu da çağırırız." Dedi

"Bilmem ki, annemler sormam lazım." Dedim. Efe "Tamam." dercesine başını aşağı yukarı salladı ve sınıfa girdik.

Son ders bittikten sonra Efeler ile birlikte dışarı çıkmak için babamı aradım. "Alo baba." 
"Efendim Çınar?"
"Baba ben bugün arkadaşlarımla dışarı çıkabilir miyim?" 
"Çıkabilirsin, ama çok geç kalma."
"Tamam kalmam. Anneme benim yerime haber verir misin?"
"Tamam veririm. Görüşürüz."  
"Teşekkür ederim, görüşürüz." Dedim ve telefonu kapattım.

Efe'nin yanına gittim. "Babam izin verdi nereye gideceğiz?"
"Bilmem isterseniz sahile gidebiliriz."
"Bana uyar zaten uzun zamandır gitmiyordum sahile."
"Okyanus?" Dedi Efe.
"Efendim.... Ha şey tamam olur."
"Okyanus sen iyi misin?" Diye sordum çünkü biraz dalgın görünüyordu.
"Evet, evet iyiyim merak etme."
"Sen öyle diyorsan..." Dedim ve sınıftan çıktım, Efe ve Okyanus da arkamdan geliyordu.

Okulun kapısından çıktığımızda Okyanus birden durdu, telefonu çalıyordu bu yüzden bizden biraz uzaklaşıp konuşmaya başladı. Ne konuştuğunu tam duyamıyordum ama yüz ifadesinden sinirli olduğu belliydi. Efe'nin yanına gidip fısıldayarak "Bu kızda bir şey var baksana 2-3 saattir garip davranıyor." Dedim Efe "Evet." anlamında başını sallamakla yetindi sadece.

Okyanusun telefon konuşması bitince yanımıza geldi ve yürümeye devam ettik. Kısa bir süre sonra sahile varmıştık. "Kayalıklara mı otursak?"
"Tamam, bana fark etmez Okyanusa sor."
"Okyanus kayalıklara oturalım diyorum daldın yine."
"Şeyy bir şey düşünüyordum da. Tamam oturalım."

Okyanusa bir şeyler olduğunu ikimizde anlamıştık. "Okyanus!"
"Hı...Efendim?"
"Ne oldu sana?"
"Hiç bir şey olmadı." İçimden Kesin olmamıştır hı hı... diye geçirdiğimde Efe aklımı okumuş olacak ki
"Evet, evet kesin olmamıştır. Bizde bunu yedik!" Dedi alaycı bir tavırla. Dayanamayıp
"Okyanus ne oldu sana? Saatlerdir dalıp gidiyorsun!?" Diye sordum.

-Okyanusun Anlatımıyla-
Sorulardan kurtulmak için "Ben üşüdüm." Dedim belki buradan kalkıp kapalı bir mekana otururuz diye, ama beklediğim gibi olmadı Efe üzerinde ki siyah hırkayı çıkarıp omuzlarımın üstüne yerleştirip Çınar'a cevap vermemi bekledi.
"Ya gerçekten yok bir şey sadece yorgunum."
Dedim ikna edici bir ses tonu kullanmaya çalışarak ama galiba başaramamıştım.
"Okyanus artık söyler misin kendini de bizi de yorma artık." Dedi Çınar, sanırım artık dayanamayacaktım sorularına.
"Tamam söyleyeceğim ama kimseye söylemek yok söz mü?" Diye sordum.
İkiside "Evet." Anlamında başını salladı ve bende anlatmaya başladım.

"Ya şimdi annem 4 yıldır işi için yurt dışında ve onu her aradığımda evinde başka biri oluyor. Babamda annemin doğum günü yaklaştığı için organizasyon hazırlıyor Fransa'dan tanıdıklarıyla konuşarak, aynı zamanda haftaya uçak bileti alacakmış. Annem bunları yaparken babamın annem için bu kadar çabalaması çok acımasızca..." Dedim ve gözlerimden akan yaşlara hakim olamadım, Çınar ve Efe yanıma yaklaştılar, Çınar ellerini omzuma koyduğunda ağlamam biraz daha şiddetlenmişti.

Efe sanki ağlamama dayanamıyor gibi gözlerini sıkıp dudaklarını ısırarak önce kafasını ve sonrada vücudunu arkaya çevirip saçlarını karıştırdı.

Keşke anlatmasaydım çünkü benim yüzümden onlarında morali bozuldu.
Cebimden telefonumu çıkartıp hızlıca babamı aradım. 4. Çalışıydı ve hâla açmadı normalde 2. Çalışta hemen açardı
Bir kaç kez daha çaldıktan sonra telefon kendiliğinden kapandı. O beni sonra zaten tekrar arar diye düşünüp telefonu tekrardan cebime attım. Göz yaşlarımı silip ayağa kalktım ve Efe'nin yanına gittim. "Al hava soğudu giy hırkanı." Dedim ve hırkayı Efe'ye verdim. "Hayır dediğin gibi hava soğudu sende kalsın hasta olma, ben alışkınım zaten." Diyip hırkayı bana geri verdi. İtiraz etmedim çünkü etsemde bir işe yaramayacağını biliyordum.

Aradan kısa bir süre sonra cebimdeki telefonumun titredini hissettim ve telefonu cebimden çıkarıp ayağa kalktım kayalıklardan aşağıya inerken bir yandan babamla konuşuyordum. "Baba annemin yanına gitmesek olmaz mı?"
"Okyanus annenin doğum günü yaklaşıyor yanında olmak istemez misin?"
İçim her ne kadar Hayır baba istemiyorum desede "Tabiki isterim." Dedim. Babam nasıl bu kadar aptal olabiliyordu aklım almıyor, ona defalarca annemin onu aldattığını mesaj vermeye çalıştım ama o bunu anlamadı.
"Ee o zaman?" Diye sordu babam, ne cevap vereceğimi bilemeden "Ders çalışmam lazım sınavlar yaklaştı." Dedim, hem yalan da değildi gerçekten sınavlar yaklaşmıştı.
"Tamam meleğim tamam gitmeyiz belli ki sen daha fazla yenilik istemiyorsun."
"Evet okula daha yeni alıştım şimdi bir de ülke değişikliği yapmayalım." Dedim ve annemin yanına gitmekten kurtulduğumu anladım.

Merhaba. Umarım bölümü beğenirsiniz, biliyorum biraz geç geldi.

Bölüm hakkındaki düşünceleri isterseniz yazabilirsiniz.✨🤎🫶🏻

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 26, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Yeni BaşlangıçlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin