À part elle il n'attend rien.

3.3K 331 188
                                    

01 Ağustos 2021

Adele - Rolling In The Deep.

Beklemiştim, yıllarca bu anı beklemiştim. Başka bir ülkede yaşıyor olsada, çocukça aklım ile hiç bir şeyin bizi durduramayacağına inanıyordum. Öyle gelmez miydi? Büyüdüğün zaman herkes ve her şey sanki sana karışamayacakmış gibi, dokunulmazlığın olacakmış gibi. Ne komik ama.

Felix'in gittiği gün, hayatın benim dokunulmazlık olayını pek de umursamadığı gerçeği tokat gibi çarpmıştı yüzüme. O günden sonra hayal kurmaya da ara vermiştim. Bıktığım bu hayatta bana destek olan iki şeyde gitmişti böylelikle. Gerçekten zordu. Çoğu kez düşünmüştüm aptallık bende miydi? Belkide birine bağlanmam bu denli kolay olmamalıydı. Emin değilim fazla ilgi sıkmıştı belkide onu.

Sürekli üzerinde düşünüp gitmesinde kendimi suçluyordum. Ona nasıl bu kadar bağlanmıştım, bilmiyorum. Sanırım ilk arkadaşım olduğu içindi.  Düşününce gerçekten kendini güzel kandırıyormuşsun Hyunjin. Sadece gitmişti işte, söylediği her şey yalandı. Buna devam etmek istemedi ve gitti. Ama sen ondan asla gidemedim.

Bugün ilk defa gerçekten karşı karşıyaydık, söylediğim gibi bunu çok hayal etmiştim. Koşarak sarılmak istediğim tek kişiydi, temas ederken kasılmayacağım tek kişiydi, ama bunu yapamazdım. Çünkü o benim Felix'im değildi. Beni, bizi bıraktığı gün çoktan yabancılaşmıştı.

Hareketsizce birbirimize bakıyorduk, ne o, ne de ben hiç bir şey yapmıyorduk. Bakışlarımız ile konuşuyormuşçasına duruyorduk. Yüzünde ki gülüşü ile bana bakmaya devam ediyordu, çok güzeldi. Dolu gözlerini bir an olsun gözlerimden ayırmamıştı. Hayır daha fazla dayanamazdım, içimde ki öfke ve özlem yüzünden her an ağlayabilirdim.

Hızlı adımlar ile odadan çıkmak için kapıya ilerliyordum. Ta ki önüme geçene kadar. "Hyunjin nereye gidiyorsun?" Gerçekten mi nereye gittiğimi önemsiyor muydu? Ne kadar iyi birisi öyle. Keşke sana inanabilseydim. "Şaşırtıcı, ismimi unutmamışsın. Çekil Felix." Yüzü düşmüş gibiydi, afalladığını fark etmem ile onu iktirip konuşmasına izin vermeden odadan çıktım.

Bunca zamandan sonra cidden ne yapmamı bekliyordu? O tüm ihtiyaç duyduğum anlarda, mutlu olduğum anlarda yanımda yokken şuan burada olması ne değiştirirdi? Kollarına mı atlamalıydım? Hiç sanmıyorum.

Nereye gittiğimi bilmiyordum, sadece biraz nefes almam gerekiyordu ama Anksiyetem hiç yardımcı olmuyordu. Nefret ediyordum, böyle aciz olmaktan. Vücudumun kasıldığını hissediyordum, dışarıdaydım ama rahat değildim. İsmimin seslenilmesiyle hızlıca merdivenlerden inmeye başladım.
Şuan olmaz Hyunjin hayır sakin olmalısın. Her şey güzel olacak tamam. Gülümseyerek kendimi kandırmaya çalışıyordum.

Yanlışlıkla birisine çarpmıştım, adımlarımın nereye gittiğini düşünemediğim için sanırım. Zoraki bir özür dileme ile Üniversite'nin arka tarafı olduğunu düşündüğüm yere adımladım. Burası boştu, işte bu işime gelmişti.

Gözlerimi kapatıp kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum, güzel şeyler düşünmeliydim aynen öyle. İyisin Hyunjin, hiç bir şey yok. Birazdan Jisung'lar da gelecek hem evet. İsmimi tekrar duymam ile gözlerimi açmıştım. Nefes nefese kalmış Felix yanıma koşarak geliyordu. Hayır git, gelme buraya. Etrafıma bakmıştım, arkam, burası kapalıydı. İstemiyorum şuan konuşmak hayır geri git. Bir kere sadece bir kere şansım iyi olamaz mıydı?

372 | hyunlix.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin