7

260 32 16
                                    

Şaşırmıştım. Onu görmeyi beklemiyordum. Umuyordum ama beklemiyordum. Nasıl hissettiğimi bilmiyordum. Mutluydum. Ama olmamalıydım çünkü bu beni daha çok üzecekti.

Sebastian birden konuşmaya başladı.

"Biliyorum. Bir hata yaptım. Ve gerçekten çok Üzgünüm."

Gerçekten üzgün görünüyordu. Ama ben de üzgündüm. Kovulmuştum. Ve kapıda duruyordu. Geriliyordum.

"Sorun değil."

Ne diyeceğimi bilmiyordum. O da ne diyeceğini bilemiyordu. Daha çok konuşmak istediği ortadaydı. İçeri bakmıştı içeri davet etmemi bekler gibi. Ama ben onu içeri davet etmek istemiyordum. Tekrar ümitlenip tekrar üzülmek istemiyordum.

Kapıya tutunuyordum ve kapıyı bi tık daha kapattım. İstemediğimi fazla mı belli ettim diye düşündüm. Ama etmeliydim de.

"Şu an beni görmek istemediğini biliyorum ama.."

"Ama bildiğin halde hala burada duruyorsun."

Son zamanlarda olanları unutup yeni bir sayfa açmak istiyordum sadece. Ayrıca her şeyin sorumlusu oydu. Yani sadece onun yüzünden yaşanmamıştı. Ama yine de onun teklifini kabul etmesem bunlar olmayacaktı ve ailemle aram bozulmayacaktı. Ha bi de hala bi işim olabilirdi.

"Çünkü.."

Biraz duraksadı.

"Çünkü uzun süre sonra ilk kez kendimi normal hissettim. İlk kez kendim gibi davrandım ve ilk kez biri benimle ünlü olduğum için takılmadı."

Az önce kapattığım kapıyı açtığında derin bir nefes verdi. İçeriye girdiğimizde Sütlaç'a doğru yürüdü.

"Hamsterın olduğundan bahsetmemiştin."

Elimi ona doğru uzattığında onu uyardım.

"Sevmeni pek tavsiye etmem."

Bana döndüğünde ısırdığı parmağımı gösterdim.

"İyi misin?"

Bana doğru yaklaştı.

"Evet. Elimi yıkayıp geliyorum. Sen otur."

Ona soğuk davranmak istemiyordum. Ama sıcak davranmak da.

O otururken elimi yıkayı geldim. Karşısına oturdum. Onun konuşmasını bekledim. Çünkü konuşması gereken oydu. Ben konuşmak istemiyordum.

"Özür dilerim. Yeni bi rol için çok çalıştım. Ve bunun seçimleri çok uzadı. Sana ulaşmak istedim ama menajerim telefonu elimden aldı ve.."

Hızlıca ve üzgün bir şekilde anlatmaya başladı. Çok tatlı görünüyordu. Fazla güzeldi.

"Sorun değil."

Ne demem gerek bilmiyordum. Onu hemen affetmek istemiyordum çünkü beni çok bekletmişti. Ama kendi ekinde olan bir şey de değildi.

"Eskisi gibi olabilir miyiz?"

Olamazdık. Artık ona eskisi gibi davranabilir miyim bilmiyordum. Ayrıca kim olduğunu öğrenmiştim. Farklı davranabilirdim elimde olmadan.

"Bilmiyorum."

"Deneyebiliriz."

Dediği şeyden sonra ellerime bakan gözlerini kaldırıp masmavi gözlerine baktım. Gözlerinde boğulabilirdim.

Fall in love•Sebastian StanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin