''İyi misin ? Bak son iki gündür bu halinden hiç memnun değilim. Jaemin'e soruyorum ne olduğunu o da bilmiyor. Odandan sadece yemek zamanı ve tuvalet ihtiyaçların için çıkıyorsun. Ergenlik zamanlarını atlattığımızı düşünüyorum Jeno. Lakin tekrar yaşarsam bu sefer kaldıramam.''
''Hayır hyung, ben iyiyim''
''Kendi ağzınla bana hyung diyorsun. Peki şuan neden sıkıntın anlatmıyorsun ? Yoksa bana olan sevgin yalan mıydı Jeno ? Peki öyle olsun.''
''Hayır hyung. O nasıl söz...''
''O zaman anlat Jeno. Anlat ki bir çözüm bulalım. Hep beraber...''
''Chaechae yani Chaewon. Renjun biliyorsundur senin kütüphanene gelen biri.''
''Hayır bilmiyorum.''
''Her neyse. O nasıl tanıştığımızı anlattı. Hani size demiştim ya üzerime kitap düştü falan...''
''Haaa o kız. Bende nerden biliyor orangutanı diyorum.''
''Eee...''
''İşte sonra hoşlandığı birinin olduğunu fakat başkası ile çıktığını söyledi. Fakat bir kaç gün önce onunla randevuya çıkmak istemiş.''
''O ne demiş hyung ?''
''Kabul etmiş Jisung.''
''Ee bundan sana ne Jeno ?''
''Ne demek bana ne Haechan ?''
''Hyung hoşlanıyor musun kızdan ?''
''Hayır Chenle. Nerden çıkarıyorsun !?''
''Ben varken kimseye bakmaz o Chenle.''
''Ondan hoşlanmıyorsan ne diye bu kadar üzgünsün Jeno ?''
''Bence sen biraz düşün. Chaewon'a karşı neler hissettiğini... Aksi takdirde Haechan'a katılıyorum. Ayrıca kızla konuştun mu bu konudan sonra ?''
''Hayır.''
''Git ve çabuk randevuda neler olduğunu sor. Aptal çocuk. Böyle mi öğrettim ben sana ? Daha ne yaşandığını bile bilmeden kendi kendine triplere girmişsin. Haechan bir sen iki. Utanın ya Jisung'ın böyle davranması gerek değil mi ? Aisshh... Sinirlerimi bozuyorsunuz. Yoruldum artık.
''Bunu karpuzunu yediğim için bir hafta benimle konuşmayan Mark mı söylüyor ?''
