Sınıftakiler, Yehuda'ya iğrenerek bakar. Bu durumdan tek hoşnut olan Tom'dur.
Helena dayanamayıp, sinirle Yehuda'ya:" Ne yaptın kıza!?"
Yehuda anlam veremez:"Ben, bilmiyorum"
Helena koşarak tuvalete gider.
Jessica:"Bir erkekten de bu beklenirdi zaten!"
Helena, ağlaması koridordan duyulan Lilith'in bulunduğu kabinin önüne gelir ve içi çekilir : "Lilith, ne olur ağlama"
Lilith, daha da yüksek bir sesle ağlamaya başlar. Öğretmenler bile tuvaletin önüne gelir.
"Helena, ne oluyor orada, kim, neden ağlıyor?"
Helena, kesin bir tonla:"Bilmiyorum, öğretmenim lütfen herkese dağılmalarını söyler misiniz?!"
Öğretmen, durumun ağırlığını anlar ve öğrencilere sınıflarına gitmelerini söyler. Ders zili çalar ve herkes sınıfına dağılır. Öğretmenlerde sınıflara geçer. Ders başlamıştır ama Lilith'in ağlaması sınıflardan duyuluyordur. Helena ne kadar çabalasa da Lilith'i susturamaz. Yehuda dayanamayıp sırasında kalkar ve sınıftan çıkmak için yürümeye başlar. Öğretmen "nereye gidiyorsun!? Otur yerine!" dese de Yehuda dinlemez ve kızlar tuvaletinden içeriye girer. Arkasından öğretmen ve sınıftaki öğrencilerde koridora dolar. İçeriye hızla giren Yehuda keskin bir tonla Lilith'e yine sorar: "Ben sana ne yaptım?!"
Lilith daha çok ağlamaya başlar. Helena, Yehuda'ya kızar : "Rahat bırak kızı!"
Yehuda dinlemez ve bu kez nazik bir sesle: "Lütfen Lilith, ne yaptığımı söyle, lütfen, bilmek istiyorum."
Lilith, yarı ağlamaklı, ses telleri harap olduğu için detone olarak cevap vermeye çalışır: "Ben sana güvenmiştim!"
Bu öyle içten bir cevaptır ki duyan herkesin canı yanar ve ne olduğunu bilmeseler de Yehuda'yı öldürmek isteyecek kadar sinirlenirler.
Böyle içten bir ses en acımasız insanların bile canını yakar. Tom bile kendini suçlamaya başlar.
Yehuda'da ağlamaya başlar ve Lilith'in canını yaktığı için oda aynı içtenlikle yine sorar : "Ne olur söyle Lilith, iyi olman için her şeyi yaparım, ne olur söyle."
Lilith, o içten ve ağlamaklı sesiyle konuşur : "Bana bir aile vereceğini düşündüğüm için seninle geldim ama sen sadece bana acıdığın için evine almışsın. Senden nefret ediyorum." ve daha yüksek bir sesle "Git burdaaan!"
Bu ses tüm okulda yankılanır..
Helena, yoldaki konuşmaları aklından geçirir ve Yehuda'ya "Git burdan Yehuda."
Lilith sesi kısıldığı için artık daha kısık sesle ağlar ama daha acı verici şekildedir.
Yehuda onu iyi edebilecek bir şeyi olmadığını ve orada olmasının Lilith'e sadece acı vereceğini anlayıp, boynunu büker ve gider. Okuldan da dışarıya gider kimse nereye bile demez.
Öğretmenler , öğrencileri tekrar sınıflarına sokarlar.
Helena, yapabileceği tek şeyi yapar ve kapıya dayanarak "Özür dilerim Lilith.."
Lilith herhangi bir cevap vermez , zaten istese de cevap verecek gücü kalmamıştır.
Helena'da sınıfına gider. Lilith tek başına kalır.
Öğretmen, sınıftaki öğrencilere: "Bunun sadece Yehuda'nın suçu olduğunu düşünmüyorum. Hepiniz o kızın bu halinden sorumlusunuz. Daha dün geldi ve hiçbiriniz ona iyi davranmadınız, dışladınız. Ne için? Sırf yeni diye ona ders vermek mi istediniz? Değdi mi peki? Siz nasıl insanlar oldunuz böyle? Hiç mi canınız yanmıyor?"
Jessica dayanamayıp konuşur: "Aptal bir erkek yüzünden ağlıyorsa bizim suçumuz ne?"
Öğretmen sesini yükseltir: "O en azından ağlatacak tanıyabilmiş. Birini bu kadar ağlatacak kadar tanımak için bile ona güven vermeniz gerekir. Yehuda ona bu güveni 1 günde verebildiyse o aranızda en iyi olanınızdır. Belki şuanda en çok ona kızıyor. Kalbi çok acıyor. Ama size karşı en ufak bir duygusu bile yok. Çünkü sizin gözünüzde onun değeri bile yok. Belki o Yehuda'yla tekrar barışabilir. Ama ya sizle, en azından ufacık bir bağ kurabilir mi? Hiç sanmıyorum. Sizler bir insanı tanımadan ona önyargıyla yaklaşmasını bilirsiniz sadece. O kızın aile..."
Helena hemen atılır : "Lütfen öğretmenim, bence bunu kimsenin bilmesine gerek yok. Seveceklerse böyle sevsinler"
Öğretmen sakinleşir: "Pekala, ders bitmiştir. Şimdi arkadaşınızı bulunduğu o çukurdan çekip çıkarmak sizin elinizde. Sırf ben söylüyorum diye de bir şey yapmayı düsünmeyin, korkmayın bunun için değerli notlarınızdan kırmam." der ve sınıftan çıkar.
Öğretmenin sözleri sınıftaki herkese ok gibi saplanmıştır.
Helena dayanamaz ve sınıfa seslenir: "Ben arkadaşımızı o çukurdan çıkarmak için ne gerekiyorsa yapmaya hazırım, benimle olanlar peşimden gelsin!"
Önce kimse hareket etmez ama yavaş yavaş herkrs Helena'nın peşine takılır. Tuvaletin önüne gelirler.
Helena, Lilith'e seslenerek: "Lilith, biz bütün sınıf senin için buradayız ve sen ordan çıkana kadar kimse bir yere gitmeyecek."
Ses yok..
Helena: "Seni yalnız bırakmayacağız!"
Ses yok..
Helena, bir süredir ağlama sesi dahi duymadığını farkeder ve kapıyı tıklatıp "Lilith, orda mısın?"
Ses yok..
Helena daha da şiddetli vurur ve sesi yükselir : "Lilith, orda mısın cevap ver!"
Herkes telaşlanır, "acaba bir şey mi oldu? kapıyı kıralım, hayır yukarıdan çıkıp bakalım!"
Helena telaşlanan arkadaşlarını görünce dayanamaz ve kapıya tırmanıp Lilith'e bakar.
Lilith, klozete oturmuş, kafası duvara dayanmış, gözleri kapalı ve burnundan kan geliyor.
Telaşla çığlık atmaya başlar : "Yardım ediiiiin!!"
Birisi kabinin içine atlar ve kapıyı açıp Lilith'i çıkarırlar, öğretmenler ilk yardim tedavisi olarak bir seyler yapmaya çalışır ama kendine getiremezler. Ambulans gelir ve Lilith'i sedyeye alırlar.
Bu sırada Yehuda, okulun duvarında yol kenarında oturup ağlarken, ambulansın sesiyle telaşla içeriye bakar. Sedyeyle ambulansa taşınan Lilith'i görünce koşarak yanına gider ve ambulansa binmek için insanları dağıtmaya çalışır.
Öğrenciler binmesine izin vermez ama demin sınıfta öğrencilerine konuşan öğretmen gelir ve: "Çekilin, Yehuda binsin sadece"
Öğretmenin sözlerini duyan öğrenciler Yehuda'ya yolu açar ve Lilith ile Yehuda ambulansta hastaneye doğru yola çıkar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Nokta ( 1.Sezon )
Non-FictionUzun zamandır bir uykudaydın ve şimdi uyanmak zorundasın.