Kalp ritminizi gösteren cihaz, uzun bir çizgi haline geçtiği zaman, çıkan sesi hatırlayın. Keskin, net bir ses. O sesin bize hatırlattığı tek şey ölümdür. İşte şuanda Yehuda'nın beyninde sadece o ses var. Onun için yer ve zaman yok artık. Her şey durdu. Gözleri tek bir noktaya sabitlenmiş halde, karşısındaki duvara bakıyor. Bir şey gördüğünden değil, sadece bakıyor. İnsan bazen boşlukta asılı hisseder kendini, realiteden uzaklaşır. 5 duyunuz iptal olur. O an tamda böyle bir andı işte.
Yanıbaşında duran Doktor'da bu anlardan birine şahit olmuş olacak ki hiçbir müdahalede bulunmuyor.Kaza gecesi;
Aron, Ester ve Sarah arabada. Sarah, her zamanki sevimliliği ile Lilith'in olayını ailesine unutturmaya çalışıyor. Ester'in aklı ise oğlunda. Yıllardır sakladığı gerçekleri biraz olsun anlatabildikleri için mutlu. Ama ya bundan sonra ne olacak? Şimdi değilse bile, Lilith ayağa kalktıktan sonra Yehuda gerçeklerin peşine düşecek. İşte o zaman ne yapacaklarını düşünüyor. Aron ise yeterince uykusuz kalsa da sonunda eve gidip dinlenebileceği için mutlu. Tabi ki o da yaptığı konuşmayı düşünüyor. Ama Aron'un aklında kalan ufak bir detay var gibi. Ne olduğunu anımsamaya çalışıyor. Birden aklında şimşek çakar. Kendini tutamaz ve içinden söyleyeceğini dışından söyler: "Hatırladım!"
Ester ve Sarah şaşırır. Sarah içinden: "Ne oldu ki şimdi?"
Ester, Aron'a bakarak: "Neyi hatırladın hayatım?"
Aron'da heyecanını paylaşmak için telaşlanır ve Ester'e dönerek hararetli bir açıklamaya girişecekken , yanlışlıkla direksiyonu da kırar ve aracı kontrol edemez. Karşıdan gelen kamyon hızla araca çarpar.Sabah, Helena'nın evi:
Helena ve ailesi kahvaltı yaparken, Tv'den haberleri izlerler. Normalde Helena buna öyle alışmıştır ki Tv'den çıkan sesleri duymaz bile. Ama bir şey olur ve aniden spikere kulak kesilir.
Spiker: "Dün gece geç saatlerde evine doğru giden Light ailesi , direksiyon hakimiyetini kaptırarak, karşıdan hızla gelen bir kamyonun altında kaldı..."
Helena, panikler, oturduğu yerden ayağa kalkar ve içinden: "Yoksa?"
Helena'nın ailesi de Tv'ye odaklanır.
Spiker: "Kaza sonucu hastaneye kaldırılan Aron Light, Ester Light ve Sarah Light'ın durumunun ağır olduğu belirtildi..."
Helena, yere çöküp ağlamaya başlar. Ailesi koşup kızlarını teselli etmeye çalışsa da bir faydası olmayacağı apaçık ortadadır.
Babası, kızının gözyaşlarını siler ve çenesinden tutup başını dik tutturarak: "Kızım, onlar daha ölmediler. Hem senin şuan da Yehuda'nın yanında olman lazım. Onun senden daha çok yardıma ihtiyacı var. Hadi kızım, kalk ayağı ve arkadaşını yalnız bırakma, biz okulla konuşuruz."
Babasının haklı olduğunu düşünür ve Helena'nın ağlaması son bulur. Aceleyle giyinip hastanenin yolunu tutar.Hastanede:
Doktor her ihtimale karşı Yehuda'nın başında beklemektedir. Yehuda ise hala o duvara bakar. Birden odanın kapısı açılır ve Helena içeriye girer. Başta Yehuda'nın durumdan haberdar olup olmadığını anlamaya çalışır, ona göre bir şeyler söylerim diye düşünse de onun halini gördükten sonra kazadan haberi olduğunu anlar ama bir şey söyleyemez. Karşısına geçer ve doktora sorar: "Ne zamandan beri bu halde?"
Doktor: "Yaklaşık yarım saattir, ama telaşlanmayın, sakinleştirici yapmıştım, vücudu daha fazla dayanamaz ve birazdan uyuyakalır."
Helena: "Anlamıyorum, nasıl bu kadar rahat konuşabiliyorsunuz?"
Doktor: "Şuan bir şok geçiriyor ve zihninde kendisine saklı tuttuğu bir kaç kelime dışında biz ne söylersek söyleyelim, ne yaparsak yapalım herhangi bir tepki verecek durumda değil. Ama bu sinir krizi geçirmesinden çok daha iyi. Uyuyup, uyandıktan sonra kendisine gelecektir merak etmeyin."
Helena, bir kaç defa Yehuda'ya seslenmeyi dener ama Yehuda tepki vermez.Tekrardan doktora dönerek: "Peki şimdi ne yapacağız?"
Doktor: "Sadece uyumasını bekleyin hanımefendi. Tokat dahi atsanız , odanın içinde bomba da patlasa tepki vermez."
Helena, anlamaya çalışır ama böylesi bir durumla ilk kez karşılaştığı için ona tuhaf gelir. Çünkü her zaman yapabilecek bir şeylerin olduğunu düşünür. Bir an için Yehuda'nın her şeyden haberi olduğunu düşünerek doktora sorar: "Peki ailesinin durumu ne?"
Doktor, gayet soğukkanlı: "Maalesef hepsi öldü."
Helena'da , Yehuda gibi kısa süreli şok geçirir. Yehuda birden kafasını doktora doğru çevirir: "Öldüler mi?"
Helena, ağlamaklı bir tonla: "Yehuda.."
Doktor: "Buraya getirildiklerinde hepsinin kalbi durmuştu."
Yehuda, kafasını tekrar duvara doğru çevirir ve bir kaç saniye sonra sakinleştiricinin de etkisiyle bayılır.
Helena, ne yapacağını bilemez, yere çöküp hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlar.
Doktor, dışarıdan bir hemşire çağırır ve Helena'ya da sakinleştirici yaptırıp yatağa yatırır.
Şimdi herkes derin bir rüyada. Yehuda, Helena, Lilith, Aron, Ester ve Sarah. Zaman durdu...2 gün sonra:
Yehuda, uzun bir uykudan sonra gözlerini yavaşça açar. Ailesinin öldüğü aklına gelir ve sessizce ağlamaya başlar. Koridordan Yehuda'nın ağlamasını duyan Helena, hızlıca odaya girer.
Yehuda'nın ağlamaklı gözlerine şevkatle bakıp, yavaş yavaş yanına gelir ve ellerinden tutarak: "Hepsi geçecek Yehuda."
Yehuda, dudaklarını büker, ağlamasına son vermeye çalışır. Açık kalan kapıya doğru gözlerini diker, sanki birisini bekliyormuş gibi. Tam da o anda ağlamasını durdurup duygulu gözlerle kapıdan gelen kişinin gözlerinin içine bakar. Birisinin geldiğini farkeden Helena kafasını çevirir, gelen Lilith'dir...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Nokta ( 1.Sezon )
Non-FictionUzun zamandır bir uykudaydın ve şimdi uyanmak zorundasın.