5 yıl sonra
''Yoona koşmaya devam edersen hiç bir yere gitmiyoruz bilesin!'' beline kadar uzanan siyah saçlarını savurarak bana döndü''Bu haksızlık!'' yavan adımlarla yanına ulaştığımda zorlansamda dizlerimi kırarak karşımda dikilen küçük hanımın yüz hizasına eğildim.
Aynı Taehyung'a benziyordu. Teni,saçları,yüzü.. Bakışları bile..
''Haksızlık olan ne bakalım fındık kurdu?..''
''Ben elbise giymek istemiyorum.'' elimde tuttuğum mavi tüllü elbiseyi sallamaya başladım
''Ama bak ne kadar şık. Neden elbise giymek istemiyorsun prensesim?'' dedim.
Saçlarını sevdim yavaşça..
''Bu konuyu kütüphanede konuşalım babişko.'' zıplaya zıplaya sağda ki odaya ilerlediğinde hayret içerisine düşmüştüm..
Henüz 4 yaşındaydı ama bilmediği bir şey neredeyse yoktu. Bir kaç yıla sürekli bulunmaktan zevk aldığı kütüphanedeki tüm kitapları okuyacak kadar okuma yazma bile öğrenirdi..
Yavaşça doğruldum ve arkasından odaya girdim. Çalışma masama oturmuş çenesini yumruk yaptığı minik eline yaslamıştı..
''Anlat bakalım parmak prenses.. Sorun nedir?'' omuz silkerek anlatmaya başladı
''Ben elbise giymek istemiyorum.''
''Ama neden? Sen elbiselere bayılırsın. Özellikle döndüğünde tüllerin havalanmasını çok seversin.. Neden şimdi tutturuyorsun bakalım..?'' ellerine bakmaya başladı suç işlemiş gibi
''Evet seviyorum.. Tüller havalandığında da çok hoşuma gidiyor ama istemiyorum işte..'' iyice yanına sokulup saçlarıyla oynamaya başladım.
Saçları zayıf noktasıydı..
''Ama Namjoon amcan düğününde seni mavi tüllü elbisen olmadan görürse üzülmez mi?''
''Üzülmez. Üzülseydi Jiminle evlenmezdi.'' kıkırdadım
''Ne alakası var bebeğim?.'' tekrar tekrar omuz silkti.
''Babam,sen,Hoseok,Namjoon amcam,Jimin,Jinnie hatta dedemler bile pantolon giyiyor. Mingi bile hep pantolon giyiyor. Bende hep pantolon giyeceğim,banane.''
''Gel bakalım sen önce şöyle..'' elinden tutup kütüphaneye yeni koyduğumuz ikili kanepeye yöneldim önce onun oturmasına yardım ettim sonra kendim oturdum.. ''Bak prensesim elbise giymekten hoşlanmıyorsan elbette giymeyebilirsin ama herkes aynı şeyi giyiyor diye sende bunu yapmak zorunda değilsin.. Elbiseleri sevdiğini biliyorum,pantolonları giymekten de hoşlanabilirsin.. Neyi sevip sevmeyeceğin sana kalmış. Bizler sen pantolon da giysen elbisede giysen seni hep çok seveceğiz.. Anlaştık mı?'' dudak büzerek kollarımın arasına girdi
''Gerçekten mi?''
''Gerçekten tabii parmak prenses.. Şimdi söyle bakalım elbise mi giyeceksin başka bir şey mi?''
''Elbisee!!'' gülümsedim
''Sen nasıl istersen.. Bir daha böyle düşüncelere kapıldığında bana söylemekten çekinme tamam mı?'' kafasını sallayıp yanağıma öpücük koyduğunda kütüphanenin kapısı aralanmış içeri Taehyung girmişti..
''Duydum ki bir tarla faresi babasını çileden çıkarıp tüm sarayı birbirine katmış..'' Yoona homurdanarak koltukta dikildi
''Ben tarla faresi değilim bir kere!'' Taehyung büyük adımlarla küçük kızın önüne dikildi ve burnunu iki parmağı arasına aldı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gardenya - Taekook
Fanfiction"Acaba," dedi, "bir gün hepimiz kendi yıldızımızı bulalım diye mi yıldızlar böyle parlıyor?'' Gardenya - Taekook