aynı gün
hyunjin - jisung whatsapp konuşması
hyunjin
müsait misin
müsaitsen şu yapamadığımız
datei yapalım diyorumne dersin
jisung
müsaitim evet
olur
olur yapalım
hyunjin
neredesin
jisung
kantindeyim
hyunjin
geliyoru/
jisung
ama sen gelme buraya
okulun bir yerinde buluşalım
insanların bakışları
hoşuma gitmiyorhyunjin
tamam
geçen konuştuğumuz yangın
merdivenlerinin oraya gidiyorumjisung
tamam
lütfen hiçbir sıkıntı çıkmadan
atlatayım bunu ne olur/geliyorum
görüldü, 10.53-
"ne yapacağız?" diye sordu jisung, yangın merdivenlerinin kapısına yaslanmış saçlarıyla oynayan beden görüş açısına girer girmez.
hyunjin, jisung'un sesini duyunca kafasını kaldırdı ve karşısındaki çocuğu süzdü. neden olduğunu bilmediği bir şekilde saçları sanki yataktan kalkmış gibi dağınıktı, üstündeki okul forması ise birbirine girmişti tamamen. bunun asla yaşanmayacağını bildiği halde jisung'un kavgaya girmiş gibi göründüğünü söyleyebilirdi.
"bilmem, okul bahçesine çıkabiliriz. arka bahçede güzel bir yer var orada oturur bir şeyler içeriz belki. göz önünde olmak istemiyorsan tam senlik orası," dedi hyunjin. son kısmı bilerek eklemişti çünkü bakışlar hoşuma gitmiyor, cümlesi kafasına takılmıştı ister istemez. onunla gözükmek istemiyor muydu yani? gerçi şaşırtıcı değildi ki bu. jisung, hyunjin'den gerçekten hoşlanmıyordu bile. amacı neyse onu elde edene kadar onunla oynayacak, sonra tekmeyi basacaktı. tabii ki insanların onları görmesini istemiyordu. çünkü insanlar sorgulardı ve konuşurdu. ve jisung'un oynadığı bu yalana ne kadar kişi dahil olursa çatlaklar da o kadar büyürdü.
hyunjin kendi salaklığına güldü içinden. bu kadar net bir şeyi nasıl göremedim ki? bir de ortaya attım gidip. tebrik ediyorum kendimi.
"göz önünde olmak istemiyor olmamın seninle alakası yok," dedi jisung. tam olarak doğru değildi ama tam olarak yalan da sayılmazdı. jisung, insanların konuşmasından korkuyordu, evet. ama aralarındaki ilişki hakkında konuşulmasından daha çok, kendisi hakkında konuşulmasından korkuyordu. hyunjin'i herkes severdi ve kimse ondan kötülük beklemezdi ama jisung öyle değildi işte, onun hakkında kim bilir neler söylerlerdi. ama bir yanı da tabii ki aralarında yaşananların sorgulanmasını istemiyordu. daha fazla kişiye yalan söylemek istemiyordu. fazla kişi sorun demekti. sonuçta nerde çokluk, orada bokluktu.