Ben Lanetin Prensesiymişim!

12 0 0
                                    

Ben –Arkadaşlar! Bakın dün dışarıya çıktım ve kaplan sahiplendim. 3 kaplanda önümde eğildi. Laura? Laura iyi misin?

Laura –Alice sen lanetin prensesi olabilirsin!

Albert ve Ben –Lanetin prensesi de ne?

Laura –Annem geçenlerde anlatmıştı. Sadece lanetin prensesine, kraliçesine, kralına ve prensine bir şey yapmazdı.

Ben –Yani ben çocuk olduğuma göre lanetin prensesiyim. O zaman babam lanetin kralı, annem kraliçesi ve evleneceğim kişi prensi olacak!

Çok sevinmiştim. İstediğim kadar dışarıda durabilirdim. Bugünde olacağı için yarında çıkmak istedim. Çıktım. Evde odunumuz bitmişti. Yine odun toplayacaktım. Arak ile yolda giderken ayağım bir şeye takıldı ve düştüm. Bu kırmızı bir şeydi ve yanında küçük bir not vardı. Notta şöyle yazıyordu:

-Eğer 3 kutsal taşı toplar,

Bir kuyuya atarsan,

Çözülecek lanet.

O zaman herkes,

Senin gibi dışarı çıkabilecek prenses.

Böyle diyordu. Ama benim prenses olduğumu nerden anlamıştı? Bunu babama anlatamazdım. Çünkü babama anlatırsam, babam hiç peşimi bırakmaz, her zaman her yerde beni gözlerdi. Odun toplarken aklıma şu soru takıldı: Eğer 3 kutsal taşı toplar, bir kuyuya atarsan, çözülecek lanet. 3 kutsal taş derken neyi kastediyordu? Bunu yazan kimdi? Benim prenses olduğumu nereden biliyordu? Bunun gibi sorulardı. Ama şimdi bu soruları cevaplayacak kadar bilgim yoktu. Odun toplamam bittiğinde köye kazasız belasız geri döndüm. Kırmızı taşla beraber yola çıktım. Bu yakuttu. Ay ışığında çok güzel parlıyordu. Yakutu çantama koydum. Eve geldim ve yolum direk yatağa gitti. Babam sabah uyandırmasa kış uykusuna yatmış ayılar gibi olacaktım. İsteksizce yatağımdan kalktım, elimi yüzümü yıkayıp kahvaltıya geldim. Kahvaltı köy tarzı bir kahvaltıydı. Köy yumurtası, köy domatesi, köy salatalığı... Yani anlayacağınız organik bir kahvaltıydı. Kahvaltıdan sonra Arka ile biraz yürüyüşe çıktık. Köydeki herkes Arka' dan çok korkuyordu. Ama küçük çocuklar Arka ile oynamak istiyordu. Arka' da onlarla oynamak istiyordu. Ben izin veriyordum ama çocukların anne babaları izin vermiyorlardı. Yürüyüşte de aynen öyle oldu. Yürürken Laura'yı gördüm. Laura'yla biraz konuştuk:


Eveeettttt bu bölümde bu kadardı pamuk şekerler. Diğer bölümü yakın zamanda atacağım...

BİR EFSANEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin