Olivia Teyze Olivia Teyze Değil!

8 0 0
                                    

Ben- O nereden bilecek ki?

Laura- Sen Olivia Teyzeyi hiç tanıyamamışsın. Olivia Teyze her gördüğü, duyduğu şeyi bilir! Ve muhakkak bunu da duymuştur. Sonuçta o köyümüzün bilgelisi.

Ben- Doğru söylüyorsun Laura! Hadi hemen Olivia Teyzenin evine gidelim.

Olivia Teyzenin evi çadır gibi bir yerdi. Her yerde örtüler ve minderler vardı. Olivia Teyze ye bildiğimiz her şeyi anlattık. Olivia Teyze cebinden bir sayfa parçası çıkardı.

Olivia Teyze- Bende bunu lanetin prensesine vermeyi bekliyordum.

Ben- Nasıl yani sen benim lanetin prensesi olduğumu biliyor muydun?

Olivia Teyze- Evet Alice. Ben her şeyi bilirim. Hatta baban sana söyledi mi bilmiyorum ama... Ben senin büyükannenim.

Ben- Nasıl yani? Babam bundan bana hiç bahsetmedi.

Laura- Olivia Teyze güzel sohbetinizi bölmek istemem ama o sayfa parçasında ne yazıyor?

Olivia Teyze- Af edersin Laura. Neyse bu bir bilmece. Diğer taşı bulmak için size yardım edecek. O taşı bulduğunuzda bana getirin. Diğer bilmeceyi veririm. Alice' cim Yakut taşı hala yanında mı?

Ben- Evet büyükanne. Çantamda. Al.

Olivia Teyze- Tamam teşekkürler Alice. Alın buda bilmeceniz. Dediğim gibi bilmeceyi çözdüğünüzde taşı bana getirin.

Laura- Olivia Teyze. Siz bu taşlarla ne yapacaksınız?

Olivia teyze- Dedim ya Laura. Ben her şeyi bilirim. Bu taşları hangi kuyuya atacağınızı bilmiyorsunuz. Ama ben biliyorum. O taşları getirin ki ben de o kuyuya atayım ve lanet bozulsun.

Laura ile bilmeceyi çözmeye başladık. Bilmecede şöyle yazıyordu:

-Ne derin, ne de yere yakın,

Hem serinletir, hem doyurur,

Bir yağmurla sel olabilecek gibi bir yer.

Söyle bakalım bu hangi yer?

Bilmece çok karışıktı. İlk satırda Ne derin, ne de yere yakın diyordu. Demek ki burası orta derece alçaktaymış. İkinci satırda Hem serinletir, hem doyurur diyordu. Yani buraya girdiğimizde serinlermişiz, hem de bu yer doyururmuş. Üçüncü satırda Bir yağmurla sel olabilecek gibi bir yer diyordu. Yani burasının suyu çok fazlaymış ki bir yağmurda sel olabilecek gibi bir yermiş. Parçalar birleştiğinde... Lanet gölü oluyor! Yani Lanet gölü' nün yakınlarında diğer taş vardı. Oraya geldik. Laura ile sağ tarafı aradık bulamadık. Sol tarafı aradık bulamadık. Ben " Acaba burada değil mi?" diyecekken Laura parlak bir şey gördü. Gölün ortasında bir kayanın üstünde duruyordu. Diğer taş elmas idi. Göle biraz yaklaştığım da taşlar gölde belirdi. Sonra elması alıp Büyükannemin yani Olivia Teyzenin yanına gittik.

Ben- Büyükanne! Taşı bulduk! Taşı bulduk!

Olivia Teyze- Aferin çocuklar. İkinci taşı da buldunuz.

Ben- Bir dakika... Arak nerede?

Laura- Bilmiyorum belki eve gitmiştir.

Koşup eve bakmaya gittim. Tanrı'ya şükür köydeki çocuklarla oynuyordu. Koşup Arak a sarıldım

Ben- Arak sakın bir daha yanımdan ayrılma! Anladıysan patini ver.

Patisini verdi. Arak' a " Oynamaya devam et birazdan geleceğim" dedikten sonra Büyükannemin yanına gittim.

Büyükannem bize bir bilmece daha verdi. Bu bilmece biraz daha zordu:

-Bütün köyü görebilirsin oradan.

Ama her yeri değil.

Bir tek bir yeri göremezsin.

Oradadır son kutsal taş,

Sana bol şans.

Bilmece çok karışıktı. Bizim Laura ile bilmediğimiz bir yerdi. Çok yer bilmiyorduk. Büyükannemde bize yardım edemezdi. Yasaktı çünkü. Sonra aklıma bir fikir geldi. Ormanlık alanlarımızda minik bir tepe vardı. Orası da bir tepeden gözükmüyordu. Oraya gittik ve orda diğer taşı bulduk. Taş sarı renkte idi. Onu da alıp büyükanneme götürdüm büyükannem yarın kuyuya atacağını söyledi. Ama hiç de göründüğü gibi değildi. Ertesi gün büyükannemin evine geldik. Büyükannem evde değildi. Bir not vardı. Notta şöyle yazıyordu:

-Ah Alice! Neden bu kadar safsın?

Hala anlamadın mı? Ben senin büyükannen değilim.

Hatta senin bir şeyin bile değilim.

Ama düşmanın olabilirim.

Size ipuçları verdim, taşları bulun diye.

Ben bu taşları çok isteyen bir kişiyim.

Laneti kaldıramazsınız ki!

Saf olduğun için anlamıyorsun.

Laura az daha,

Anlıyordu.

Gerçeği öğrenemedi sonunda.

Kâğıtta böyle yazıyordu. Biz çok sinirlenmiştik. Sonra Laura'nın gözüne bir şey çarptı.

Laura –Orada bir şey var!

Ben –Nerede?

Laura –Olivia Teyzenin oturduğu minderin üstünde!



Evet bu bölümde bu kadardı pamuk şekerlerim. Yeni bölümü yakında atacağım... 

BİR EFSANEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin