Changbin arkadaşlarıyla geldiği barda elinde içkiyle oturuyordu. Arkadaşları teker teker dans etmek için yanından ayrıldığında tek başına kalmıştı. Yanına yaklaşan bedeni fark etmeyip içkisinden bir yudum aldı.
"Hey, sana sesleniyorum duymadın mı?"
Changbin bakışlarını arkadaşlarından çekip ona seslenen bedene döndü. Karşısında oturan çocuk gülümseyerek kendisine bakıyordu.
Changbin kaşını kaldırıp siyah saçlı uzun gence soru sorarcasına baktı. Uzun olan ona yaklaşıp elini ince bele sardı.
"Dans etmek ister misin?"
Kısa olan içkinin etkisi ve oturmanın sıkıntısıyla omuzlarını silkip siyah saçlıyı elinden tuttu ve dans eden kalabalığa doğru çekiştirdi.
İki beden birbirine sürterken uzun olan beden omzunda bir el hissedip arkasını döndü. Dönmesiyle birlikte yüzüne yediği yumrukla yere düştü.
"Orospu çocuğu sen hangi hakla o pis ellerini benim olana değdirirsin?"
Changbin şok içerisinde bağıran büyüğe bakıyordu. İnsanlardan yükselen seslerle kendine gelip yerde burnunu tutan gence baktı.
Ona doğru yaklaşırken kolunu tutan elle yerinde durup tutan kişiye baktı.
"Hyung.."
Chan, küçüğü arkasına doğru itip yerde burnunu tutmaya devam eden bedene adımlayıp üstüne çıktı ve bir kere daha vurdu.
Siyah saçlı yediği yumruklara karşılık vermeye başlayınca iki gencin de yüzü kan içerisindeydi. Arkadaşları gelip birbirlerini öldüresiye döven ikiliyi ayırdı.
Chan onu tutan arkadaşını ittirip küçüğe doğru adımladı. Kolunu sertçe tutup arkadaşlarına onu rahatsız etmemesini söyledikten sonra arkadaki odaların birine götürdü.
Changbin kolunu büyüğün elinden kurtarmaya çalışırken kolundaki el daha da sıkılınca acıyla inleyip kolunu kurtarma çabasından vazgeçmişti.
Odaya girdiklerinde Chan sertçe küçüğün kolunu bırakıp kapıyı kilitledi. Changbin acıyan kolunu ovuşturup büyüğe baktı.
"Hyung, neden?"
Chan bakışlarını küçüğe çevirip kaşlarını kaldırdı.
"Ne neden Bin?"
"Neden vurdun ona?"
Changbin kısık sesle sormuştu. Büyük olan sinirle gülüp kafasını duvara yaslayıp sakinleşmek için derin bir nefes aldı.
"Sana dokunuyordu."
Changbin büyüğün cevabına kaşlarını çatıp yanına hızlıca ilerledi ve büyüğü kolundan tutup kendine çevirdi. Yüzüne sertçe bir tokat attı.
"Hyung, bana kimin, kimlerin dokunduğu seni ilgilendirmiyor."
Küçük olan yüzüne doğru bağırırken Chan onun pembeleşmiş dudaklarına bakıyordu. Küçüğü kendine çekip bağırmaya devam eden bedeni dudaklarıyla susturdu. Onu sertçe öperken dudağında hissettiği tuzlu su ile afallayınca kısa olan onu sertçe itip tekrardan tokat atmıştı.
"Hyung, bıktım artık. Ben senin sex oyuncağın değilim. Her istediğinde Changbin gel, Changbin buluşalım, sana ihtiyacım var gibi şeyler diyemezsin bana. Ben senin köpeğin değilim hyung. Yoruldum anlıyor musun? Gerçekten yoruldum. Sana olan duygularımı kullanmayı kes ve lütfen bir daha bana yazma."
Chan küçüğü şok içerisinde dinlerken kısa olan çoktan kapının kilidini açmış, büyüğü düşünceleriyle boş odada yalnız başına bırakmıştı.
•••
on sene sonra yaza yaza bunu mu yazdım. pu alla kahretmesinamk
ŞİMDİ OKUDUĞUN
thigh high socks, binchan
Fanfictionbu yüzden beni ansızın aramanı seviyorum çünkü beklenilen anlardan nefret ediyorum