Kadın

53 11 2
                                    

Buzdan örülmüş bir duvar gibiydi teni, soğuk hissediliyordu ama yakmıyordu. nerede olduğumu az çok tahmin ediyordum, belimde ahtapot misali sarılmış iki tane kol vardı

Bu onun kollarıydı.

Bilincim az da açık olsa da etraftaki kargaşayı duyabiliyordum, sıcak bir yere geçtiğimi hissedince gözlerimi zorlukla araladım 

Yekta:" kolonya getirin, bayıldı bu küçük hanım."

2-3 dakika sonra gelen limon kolonyası kokusu ile beraber gözlerimi tamamen açmıştım, karşımdaki yabancıya kaşlarım çatık, ve aynı zamanda korkarak bakıyordum.

Yekta:" Uykun geldi sanırım. dışarıda sürteceğine evine gidip uyusaydın keşke."

kurumuş dudaklarımı zorlukla araladım.

"S-sen benimle ne biçim konuşuyorsun böyle, kimsin sen nereden geliyor bu özgüven, kadınlarla konuşmayı bilmez misin sen"

Muhtemelen şuan uçuruma benzer bir yerdeydik, rüzgar esmese de denizin serin esintisi tüylerimi diken diken etmişti bile

Yekta:" Karım olacak kadınla böyle konuşuyorum."

Az önce bana ikinci kez karım demişti bu aptal ve kendini bilmiş adam.

bana döndü ve göz ucuyla elbisemi süzdü.

Yekta:" Umarım bakiresindir, annem aldığı gibi geri yollar yoksa seni patlamış isen."

Şokla kaşlarımı çattım, karnıma giren kasılma ile yutkundum.

"Sen ne biçim konuşuyorsun it herif." diye bağırmıştım

Dişlerini sıkıp yanıma geldi, bileğimi sertçe kavrayıp sıktı.

Yekta:" Anladığın dilden konuşayım yavrum."

Evet bir an cesaretime yenilip suratına tükürdüm, dişlerini sıkıp uzunca yüzüme baktı.

Yekta:" bu salyalarını başka yerde akıtmanı istiyorum küçük hatun."

Sinirle dolan gözlerimi daha sıkı yumdum, dişlerimi sıkıp ona bakmaya başladım.

Yekta:" Ha korkmuyorsun da, çok güzel anam terbiye etsin seni sonra görürsün korkuyu."

Bu adam benimle dalga mı geçiyordu yoksa rüyada falan mıydım ki.

Sert nefesini dudaklarıma doğru üfleyince göz bebeklerimin içine doğru baktı, baş parmağını dudaklarıma götürüp sertçe bastırdı, rujumu tek hamlede silmişti muhtemelen gözlerim şokla açıldı ve göğüsüne iki elimle bastırıp ittirdim.

"NE YAPIYORSUN SEN, BANA DOKUNNMAK NE HADDİNE SENİN."

Yekta:" orospular sürüyor bu kırmızı ruju, ben karıma orospu muamelesi yaptırmam.

"Sensin orosp-"

  Cümlemi daha bitirmeden dudaklarıma yapışıp alt dudağımı dişleri arasına alıp ısırmaya başlamıştı, acı ve nefretle yüzümü buruşturup sağ ayağım ile kasıklarına doğru sert bir tekme attım.

Canının yandığı belliydi, ama bu benim umrumda bile değildi. attığım tekmeden sonra bir cesaret topuklu ayakkabılarıma aldırmadan gecenin karanlığına doğru koşmaya başladım. kafasını kaldırıp dişlerini sıktı, ardından koşmaya çalışıp belindeki silahı çıkardı. zorlukla havaya ateş etmişti.

SİYAHERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin