17 yaşına gelmiş bir kız olarak hayatımda tek bir macera ya da dönüm noktası ile karşılaşmadım. Yani 17 yıldır yaşıyorsunuz ve tek bir macera karşınıza çıkmıyor. Buna yaşamak bile denemez! Hayatımda 'büyük bir belki' olmalı. Yaşlandığımda, anlatabileceğim hikayeler olmassa ne yaparız ki? Bu yeterince rahatsız edici değilmiş gibi , okuldada ezik bir tip olmam bana bir karar aldırdı. Yatılı Okul. Gidecektim , babam gibi Florida'daki Green Koleji'ne kayıt olacaktım. Bütün yaz bunu bekledim. Annem ve babam olmadan kendi başıma başarılı olabilecektim. Bunun heyecanı dışında birde yeni arkadaşlarım olabileceği ve ezik kabul edilmeyecek biri olmak beni mutlu ediyordu...
Florida çok sıcaktı , giysileriniz üzerinize yapışıyordu ,durmadan terliyordunuz. Ama yanlızca dışarısı sıcaktı; ben de genelde klimalı bir yerden başka klimalı bir yere yürümek için dışarı çıkıyordum. Koleje vardığımızda annem ve babam bavulları taşımama yardım etti. Odam koridorun sonunda ilk soldaki kapıydı. 56 numara.
Hayallerimin yurt odasından çok bir hastane odasına benziyordu. Açık renkli ahşaptan bir ranza , beyaz çalışma masası ve duvara çakılmış bir dolap. Ve klima yoktu.
Annem bana sarılırken hüzünlenmişti sanırım. "her pazar bizi aramayı unutma."
Babam kalan bavulları içeri taşırken "aptalca birşey yapma." Diye bağırdı.Babam Green Kolejinin eski öğrencisi olarak , bana 'zeki' kişilerle takılmamı öğüt etmişti. Başımın belaya girmesini istemediğim için öğütlerini dinleyecektim.
Babam yanımıza geldi ve sarılarak bir tür yumak oluşturduk. Bu sarılmanın korkunç bir şekilde uzun sürmesi için hava çok sıcak ve biz de çok terliydik. Ağlamam gerektiğini biliyordum ama onlarla vedalaşmam gereken bir zaman vardı ve bu zaman biraz fazla gecikmişti.
Annem ve babamın arabaya binip uzaklaşmalarını izlerken içimin acıması falan gerekiyordu. Ama hiçbişey hissetmedim. Sadece gittiler ve bende yatağa oturup odada kiminle kalacağımı düşündüm.
-
Bavulumdan katlanmış birkaç parça giysiyi dolabın köşesine koyarken birinin kapıyı kırarcasına açtığını duydum."Lanet şey açılsana!"
Bu bir kızdı (muhtemelen oda arkadaşım)
Kapı kolunu eliyle kavrayıp ittirdi ve sonunda açtı. Ona bakan pörtlek gözlü bir kız görünce kibar görünmeye çalıştığını fark ettim.
-
Saçlarını düzeltti ve sesini az öncekinden çok daha rahat ve güzel bir tona getirdi : "Merhaba."
Ona soğuk görünmek istemiyordum , "Merhaba." Dedim."Adım Lucy ve California'dan geliyorum. Sen?"
Müstakbel oda arkadaşım pek kibar biri değildi fakat güzel bir kızdı. Kısa karamele kaçan kahverengi saçları ve parlak gözleri vardı. Boyu kısaydı ve ince yapılıydı. Anlarsınızya , bazı insanlar parıldar. O da öyleydi. Parıldıyordu."Adım Courtney vee... Washington'dan geliyorum." Dedim.
Bana alay eder gibi baktı.
"Sıkıcııı!" Dedi.
Ona hiperaktif olup olmadığını sorsam çok kaba olurdu herhalde. O yüzden susmayı tercih ettim. Lucy lafına devam etti,
"Yeteneğin ne mesela? Washington'dan geldin bankacılık falan mı?"
Niye böyle dediğini alamamıştım."Niye?" Dedim , sesimi rahat bir tona getirerek.
Lucy valizlerini kavradı ve içeri sürükledi ,
"Washington sıkıcıdır dostum. Orada bankacı zengin züppeler yaşar.""Aslında doğru ama biz zengin değiliz ve züppede değiliz." Dedim.
Lucy sevinmiş gibiydi. "Harika! Zenginlerden nefret ederim."
"Neden?"
"Ilk gün için çok şey bilmek istiyorsun." Dedi."Peki. Bu yeteneğe girer mi bilmiyorum ama ölüm ile ilgili laflara zaafım var. Çoğunu ezbere biliyorum." Diyerek konuyu topladım.
"Ölüm? Aman tanrım bir manyakla oda arkadaşı olacaam!" Kahkaha attı ve bunun yeterince güzel bir yetenek olduğunu söyledi.
"Benim yeteneğim , ezber. Herşeyi ezberlerim. Ülkeler , başkentleri ve nüfusları. Hepsini ezbere bilirim." Dedi.
"Harika!" Dedim.
Bana gülümsedi. Ama en fazla 1 ya da 2 saniye, sonra ciddileşti ve lafına devam etti."Bu okul sandığın okullardan değil genç hanım. Eğlenmek istiyorsan , okuldan atılmayı ve eşşek şakalarını göze almalısın."
Beni korkutmaya çalışmıştı. Cevap vermedim. Elimi giysilerin üzerine gezdirdim.
"Sigara içer misin Courtney?" Dedi. Sessizlik yok oldu. Oda arkadaşım bana çok güveniyordu, kötü kız imajımın olduğunu falan sanıyor olmalıydı.
"Hayır...şey hiç içmedim." Dedim.
"Hiç mi? Hadi ama! Gidip birkaç tane alalım. Yeni yıl için yeni malzemelere ihtiyacımız var." Dedi.
Sigara mı içecektim? Lucy'e uymalıydım sanırım. Benim hakkımda iyi şeyler düşünmelerini istiyordum.
'Şu Courtney yok mu? İyi kız. Ne dersiniz?'
Tam olarak bu imajı yaratmak istiyordum. Ne yaparlarsa yapsınlar onlara uyacaktım. Bu babamın lafından çıkmak değildi. Aptal ve yaramaz biriyle takılmıyordum, zeki ve yaramaz biriyle takılıyordum. Babamın istediği gibi 'zeki'."Ben sigara almaya gidiyorum. Sanada bir paket alacağım!" Dedi.
Lucy kapıyı çekip dışarı çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Büyük Belki
Teen FictionKaranlıktan geçerek yola çıktığımızda bana dönüp, "Gece yürürken korkup salakça ve utanç verici olmasına rağmen eve koşmak istediğin oldu mu hiç?" diye sordu. Bu, tam anlamıyla yabancı olan birisine itiraf etmek için fazla gizli ve kişisel bir şey...