5

79 14 10
                                    

Kaan'dan

Benim isteğim üzerine pamuk şeker almaya gidiyorduk.

Hasan istemese de ona da bir tanesini verdim.

Açıp yemeye başlamamla yapış yapış hissediyordum. Yediğim her şeyi elime yüzüme bulaştırıyordum.

Hasan'ın gülmesiyle ona döndüm.

"Ne var?"

"Her yerin pamuk şeker olmuş. Tadı güzel mi?"

"Evet yesene sen de."

"Açmama gerek yok."

"Nasıl yiyeceksin o zaman?" kaşlarımı çatarak sormamla yanağıma yaklaşıp yaladı.

"Yüzünden yerim her yerin pamuk şeker olmuş zaten. Tadı bir daha tatlı oldu böyle."

Dedikleriyle hızlanan kalbime küfürler ettim. Ne hızlısın kalbim, adam bir çekilseydi! Bozuntuya vermeyerek güldüm.

"Afiyet olsun. Yanaklarım olmasa o kadar tatlı olamazdı."

O da gülünce rahatladım en sonunda.

"Senin istediğin bir şey yapalım."

"Okulda gıcık olduğun birileri var mı? Gidip yüzlerine falan bir şeyler çizeriz!" resmen gözleri parlayarak konuşuyordu.

"Aslında ben Kuzey'e biraz gıcık oluyorum ama onu dışında çok tanıdığım yok. Ona bir şey yapmayalım ama sevdiğin kişi sonuçta."

"Sevmediğime karar verdim sadece yakışıklı biraz. Hadi gidelim!"

Ne çabuk unutmuştu sevgisini. Beni de severse böyle unutmazdı değil mi?

Kuzey'in önceden yaptığı partiler sağolsun evini bilmeyen yoktu.

Zile basmak gibi bir salaklık yaptıktan sonra kartla kapıyı açtık.

Hasan önden Kuzey'in odasına yürüyüp kapıyı açmıştı ki geri kapattı.

"Ne oldu?"

"G-gidelim." kızarmış bir şekilde söylediklerinden sonra iyice meraklanmıştım. Üstüne üstlük kapının kulpunu da sıkı sıkıya tutuyordu.

"Çekil."

Hızla kafasını iki yana salladı.

"Olmaz."

"Çekil dedim Hasan. Merak ettim."

Gözlerini yumup çekildi.

Kapıyı açtığımda beklemediğim manzarayla ağzımdan bir oha kaçtı.

İçerideki gördüğümüz manzara ise en yakın arkadaşıyla beraber yatan Kuzey'di.

Zaman tam ortada durmuştu onlar için.

Yazık olmuş.

Hasan'ın renkten renge girmesinin sebebinin bu olması gülmemi sağlamıştı.

"Hâlâ yapmak istiyor musun Hasan?"

"Kesinlikle hayır. Gidelim Kaan."

"Nereye?"

"Oyuncak makinesine."

"Pekala."

Bir alışveriş merkezine geldiğimizde bozuk para atıp makineyi çalıştırdık. İlk ben oynayacaktım sonra Hasan.

"Hangisini istersin?"

"Şu köpeği."

"Hay hay!"

Her türlü açıdan ayarlayıp tuşa bastım.

Gitti, indi ve işte. Oyuncak!

"Al bakalım."

"Teşekkürler." çok gaza gelmiş olacak ki yanağımdan da öpmüştü.

"Rica ederim." deyip gülümsedim ben de. Hasan yine yavaş yavaş renk değiştiriyordu sanırım öpmeyi o da planlamıyordu.

"Sıra sende."

Oyuncağı bana verip makinenin başına geçti ve parayı attı.

"Sen hangisini istersin?"

"Öküzü."

"Gerçekten mi? Hem de o kadar şey varken!"

"Evet ben onu istiyorum."

"Öküz." dediğiyle ona dil çıkarıp izlemeye başladım.

Benden daha kısa sürede almıştı. Ben de yanağından öpüp teşekkür ettim. Ardından da önden önden yürümeye başladım. Çok eğleniyordum.

Teşekkür ayağına yürüyordum çocuğa daha ne!

"Yemek yiyelim mi?"

"Ne yiyeceğiz?"

"İstediğimizi hazırlayabiliriz."

"Waffle yiyelim mi?" gözlerinden kalpler çıkararak sorduğu soruya nasıl hayır diyebilirdim ki?

Waffle yapan bir yere girdiğimizde çalışanların kısmına ilerledik.

"Ne olsun isterdiniz efendim?"

"Çilek ve ananas olsun. Sonra üstüne beyaz çikolata ve sütlü çikolata sosu. Rulokat da olsun."

"İçecek ne istersiniz?"

"Çilekli milkshake."

"Onu yandan alırız."

Hasan'ın isteklerini hazırlayıp önüne koydum.

"Afiyet olsun efendim şimdi içeceğiniz de geliyor."

Burger King'in olduğu yere ilerleyip milkshake doldurdum.

"İçeceğiniz."

"Teşekkür ederim. Çok nazik ve yakışıklısınız."

"O sizin yakışıklılığınız diyecem de sen çok tatlısın!" deyip yanaklarını mıncırdım.

"Yo yopmo." konuşmasıyla gülüp yanaklarını bıraktım.

"Hadi ye sen."

"Sen yemeyecek misin?"

"Kendime yapacağım şimdi."

"Ben hepsini yiyemem beraber yiyelim."

"Tamam."

O çatalla yese de ben çatala ihtiyaç duymadan elimle yemeye başladım.

"Elime sağlık. Mükemmel yapmışım."

"Gerçekten öyle."

Zaman Dursun (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin