Bunu duymak benim için gerçekten acı vericiydi. O sabah sanki hayatımın en felaket günüydü. Bence önce kendimi tanıtmalıyım. Ben Eda. Daha 8 yaşında olmama rağmen birçok yaş gurubumdan zekiyim. Annemi hiç tanımamıştım. Ben doğtuktan sonra ona ne olduğunu bilmiyordum. Babama bu konuya dair bir çok soru sormuştum. Babam her defasında da aynı cevabı verdi. "Sana bunu büyüyünce anlatacağım emin ol beni o zaman daha iyi anlayacaksın". Acaba bunu anlatmanın zamanı bu sabah mıydı? Yine normal bir sabahdı. Her zamanki gibi suratım asık aşağı kahvaltıya inmiştim. Kahvaltımı yaptım babam o sırada benimle bir konu hakkında konuşmak istediğini söyledi. Çok meraklanmıştım. Beraber salona geçip koltukların üstüne oturduk. "Canım kızım biliyorum belki bu konuyu seninle daha önce konuşmam lazımdı. Ama sen bence şu anda beni anlayacak yaştasın. Konu annen..." Dilim tutulmuş nefesim kesilmişti hiçbir şey söylamaden dinledim."Mutsuzum kızım hiçbir zaman da mutlu olamadım. Annen ile sen doğtuktan sonra büyük bir kavga ettik. Çok sinirlenmiştim. Uçurumun kenarındaydık sinirden onu ittim. Ve .... ve annen düştü. Hemen hastaneye gittik annen yani Esra beyin kanaması geçirmiş. Maalesef kurtulamadı. Esra öldü kızım...... beni bağışla lütfen......" Babamın gözlerinden yaşlar dökülüyordu aslında benim de ondan bir farkım yoktu. Nasıl yani sadece kayıp olduğunu bildiğim ve bir gün bize geri dönebileceğine inandığım annem aslında ölü müydü? Ve daha da kötüsü babam mı annemi öldür müştü? Onu sevdiğim tertemiz bir kalbi olduğunu düşündüğüm adam aslında bir katil miydi? Evet sanırım bu düşündüklerimin hepsi gerçekti ama ben bu gerçeklerle yüzleşmek istemiyordum. Bu yüzden arkama bile bakmadan evden çıktım. Babamın arkamdan bağırdığını duyabiliyordum...
ARKADAŞLAR DAHA YAZMAYA YENİ BAŞLADIM LÜTFEN YORUM VE VOTEE....