Akşam gece yarısına kadar uyuduğum için gözlerimin altı mosmordu. Kahvaltı yapmadan evden çıktım ve okula doğru yürümeye başladım. Okula salıncağın bulunduğu yerden gitmiyordum. Bu yüzden ekstra mutsuzdum. Okula vardığımda kimse ağladığmı fark etmedi. Etseler bile kimse ne oldu diye bile sormadı. Öğretmenin sorduğu soruların hiçbirine parmak kaldırmadım . Bağırmak ,her şeyi dağıtmak istiyordum. Zaten her sınıfta arkadaşı olmayan içine kapanık tipler vardır işte ben de o tiplerden biriyim. Okul sonunda bitti. Oraya gidip gitmeyeceğimi bilemedim. Sonunda dayanamayıp gittim. Bu sefer üzerinde bir kağıt vardı. Yazıda ise 'hiçbir anne çocuğunu terk etmek istemez' yazıyord. Kağtıtta salıncakta olan koku vardı. Kağıdı atmadım. Elime aldım ve iki elimle kalbimin üzerine bastırdım. Anlamsızca ve neden olduğunu a bilemediğim iki gözyaşı gözümden aktı. Bana neler oluyordu. Herhalde babamın söyledikleri beni derinden etkileyip üzmüştü. Artık hep böyle mi olacaktım? Keşke hiç öğrenmeseydim. En azından annemin belki geleceğini veya kaybolduğunu kabullenip bunu kafama o kadar da takmazdım. Benim babamın annemi öldürmesini kabullenemiyordum ve asla kabullenmiyecektim. 'Keşke ölsem' dedim içimden. En azından bu acıları çekmezdim. Benim yaşım daha çok küçük. Şu anda benim yaşımdakiler eminimki aileriyle oynayıp eğleniyorlardır. Ama ben ..... Hayatın acımasızlığı küçük yaşta görmem ne büyük şanssızlık. Eve dönüp babamla konuşmam gerektiğini hissettim. Ve içimdeki sesi dinledim..
BAKALIM BİZİM KÜÇÜK KIZIMIZ EDA'YI İLERLEYEN ZAMANLARDA NELER BEKLİYOR HEP BİRLİLTE GÖRECEĞİZ ARKADAŞLAR LÜTFEN YORUM VE VOTE.♡♡♡